Resmi adıyla 17. Uluslararası Mimarlık Sergisi Venedik Bienali, 22 Mayıs tarihinde açıldı. 21 Kasım tarihine kadar süreceği açıklanan serginin küratörlüğünü üstlenen Hashim Sarkis’in salgının ortaya çıkışından aylar önce, 2019’un Temmuz ayında açıkladığı ‘How will we live together? / Birlikte nasıl yaşayacağız?’ temasıyla ortaya attığı sorunun
İlk olarak 1916 yılında İstanbul’a gelen Bruno Taut, yalnızca İstanbul’da değil, Ankara, İzmir ve Trabzon’da izler bırakmış bir mimar. Tevfik Turan’ın çevirisiyle yayımlanan kitapta Taut’un albümünden fotoğraflar, eskizler, resmi yazışmalar, el yazısıyla aldığı notların yanı sıra, 1916’da yazdığı ‘Konstantinopel’ gezi izlenimlerini ve
Mizah ve karikatür sanatı köklü bir kültürel geçmişin içinden sıyrılıp gelen bir birikimin yansımasıdır. Ezop’tan Hoca Nasreddin’e, Bekri Mustafa’dan Bektaşî’ye uzanan hiciv ve mizah geleneği bu toprağın harcı adeta. Mizah savaşların yol açtığı yıkım karşısında direnmeyi, siyasi otoritenin baskısına biat etmemeyi, toplumların
Drillat 2010 ve 2015 yıllarında Cumhuriyet Gazetesi için üç Doğan ile İstanbul üzerinden mimarlık ve kent politikaları kapsamında iki söyleşi gerçekleştirmişti. Bu kez kitap için bir araya geldiklerinde söyleşi, şehir-insan, mimarlık-kültür, inşaat-ekonomi, mimarlık-teknoloji, koruma-restorasyon, yönetmelikler ve mimarlık politikaları başlıklarını kapsayacak şekilde genişliyor.
Üzeyir Garih cinayetinin çözülmesi aşamasında size başvurulduğu doğru mudur? Ya da polisin herhangi bir cinayet için size başvurduğu oldu mu? Hayır, polisler hiçbir cinayet vakasıyla ilgili bana başvurmadılar. Dönemin basını, Üzeyir Garih cinayeti hakkında görüşlerimi almıştı. Cinayet henüz çözülmemişken tahminimi söylemiştim, söylediklerim
Avrupa sağından Amerika Birleşik Devletleri’ne kadar her yerde yabancı düşmanlığı, ırkçılık, narsist liderler, milliyetçilik ve demokrasiden gittikçe uzaklaşan siyasetin merkezine çöreklendiği (Bkz: Finchelstein, Federico. Faşizmden Popülizme. Çev. Ali Karatay. İstanbul: İletişim Yayınları, 2021) günümüzde, Orhan Pamuk’un 1901 yılının hayali Osmanlı adası Minger’deki
Edinburgh, Londra ve Paris’te 60’ların avangart sanat çevresini şekillendirmiş figürlerden, “dünya vatandaşı” Jim Haynes, kırk yılı aşkın bir süre boyunca düzenlediği Pazar Yemekleri ile Paris’teki evinin kapılarını tanıdığı-tanımadığı binlerce insana açtı. Dünyanın farklı köşelerinden kişileri bir araya getirdi, bunların birbirleriyle dostluklar kurmasını,
Bundan tam bir yıl önce yayımlanan dijital sayımızda, henüz ilk aylarını yaşadığımız pandeminin sinemaya olan etkilerinden söz ederken, çevrimiçi festivalleri olağandışı bir gelişme olarak ele almıştık. Geçen bir yıl içinde çevrimiçi festival kavramı, birçok dünya festivalinin hızla adapte olduğu, yeni normale dönüştü.
2019’dan beri sahnelediği tek kişilik performansı “Jezebel” ile Avrupa sahnelerinin en dikkat çekici isimlerinden birine dönüşen Hollandalı dansçı ve koreograf Cherish Menzo’yu tek bir cümleyle tarif etmek istesek, Amsterdam Fringe jürisinin festivalin en iyisi ödülünü verirken söylediği şu cümlenin altına imza atabiliriz:
Sabo’nun eserleri hem tekinsizliği, hem güveni, hem de duyguların ikircikli durumlarını çağrıştıran sahneleri bir araya getirir. Bir yandan anıları ve paralel yaşamları anlatan, diğer yandan yoğun duygusal süreçler üzerine üretimler yapan Sabo, insanın hayata karşı zayıflığını, umudunu, mutluluğunu, yaşamak için çabasını nazik
Bruce Nauman’a atıfta bulunan dört sanatçının çevrimiçi çalışmalarını bir araya getiren performans videosu; mevcut gerçekliğe, mekânın özelliklerine ve kimliğe yaratıcı yanıtlar oluşturmaya teşvik etmeyi amaçlıyor. 21 Şubat’a kadar Tate’in internet sitesinde izlenebilecek projenin sanatçılarından, Performistanbul sanatçısı Ekin Bernay ile “Repair and Restore”