İstanbul’un kalbinde, Galata’nın dar ve taşlı sokaklarında bir müze var artık: Kedi Müzesi. Geçmişle bugünü, sanatla tasarımı birleştiren müze, şehrin insanlar dışındaki sakinlerinin, İstanbul’un çoktandır ortak değerlerinden biri haline gelen kedilerinin hikâyelerini anlatıyor. İstanbul, tarihin her döneminde kedilere ev sahipliği yapmış bir
Ekim’de Artnet sitesindeki bir haberden sanat yazarı Evrim Altuğ aracılığıyla haberim oldu. Haber, New York’ta sanat danışmanı olan Lisa Schiff’in federal mahkemede dolandırıcılık suçunu kabul ettiği cümlesiyle başlıyordu. Schiff, sanat alımları ve satışları için öngörülen fonları, kişisel ve ticari harcamalarını karşılamak için
Çağdaş sanat alanında, “özgünlük” kavramı ve sanatçının asıl amacının yapıtı tanımlamadaki rolü, uzun zamandır önemli bir tartışma ve merak konusu. İngiliz sanatçı Damien Hirst’ün formaldehit heykellerine ilişkin yakın zamanda ortaya çıkan bilgiler, bu tartışmalara farklı bir katman ekleyerek kavramsal sanatın karmaşıklığına ve
1947 doğumlu İngiliz asıllı Kanadalı, davranışsal psikiyatr ve bilgisayar bilimci Geoffrey Everest Hinton, en çok Yapay Sinir Ağları (YSA) konusunda yaptığı çalışmalarla tanınıyor. 2013 yılından beri hem Google (Google Brain) hem de Toronto Üniversitesi’nde çalışan Hinton 2018 yılında, modern bilgisayar biliminin kurucularından
No.1 Ibro Hasanović Eylül 2020 15 Eylül 2020 tarihinde Viyana’nın 9. Bölgesinde bulunan ve programı iki Viyanalı sanatçı Sula Zimmerberger ve Karin Pfeifer tarafından yürütülen Flat 1’de Bosnalı sanatçı Ibro Hasanović’in sergisinin küratörlüğünü yapıyorum: “AİDİYET ÜZERİNE – Chantal Akerman ile
Antikçağdaki adı Halikarnassos olan Bodrum, tarihin söylencelere değil, olgulara dayanarak yazılması gerektiğini savunan, bu nedenle Homeros’u eleştiren ve tarih biliminin kurucusu olarak bilinen Herodotos’un memleketidir. Türk edebiyatının en önemli isimlerinden birisi olan ve “Halikarnas Balıkçısı” takma adını da kullanan Cevat Şakir Kabaağaçlı da uzun
Giriş 1995’te İletişim ve 2014’te Kült Neşriyat tarafından yeniden yayınlanan Eve Dönmek İstemiyorum adlı ilk kitabımda insanlık denen şeyin kaderini belirlemiş “ev” düşüncesini Antik Yunan edebiyatının ilk yapıtından, yani Odysseus’tan itibaren izini sürmüş, günümüzdeki kimlik politikaları ile ilişkilendirerek imkânsız bir aşk hikâyesinin
İlkokulu yeni bitirmiş olmalıydım, yetmişlerin sonlarıydı. Siyah önlüklerimiz, beslenme çantalarımız vardı, Milliyet Çocuk, Teksas-Tommiks ve eczanelerde satılan Matchbox arabalardan sonra en büyük eğlencemiz tek kanallı siyah beyaz televizyonumuzdu. Ders aralarında Uzay 1999’culuk oynadığımızda hep Alan olurdum. Kumral arkadaşım Nalan Maya, sarışın Tijen
6. heidegger Haydi yeniden taş ile devam edelim. Bu defa Heidegger’deki taş ve hayvan değerlendirmelerine bir göz atalım. Yerçekimine tabi olarak, taş üstünde yattığı yer ile temas halindedir. Öte yanda taşın yer ile temas edişi ile taşın üstündeki kertenkelenin taş ile teması
Abbey Lincoln’un Upper West Side’daki evinde bir pazar günüydü. Hava soğuk, keskin, güneşli; sohbet sıcaktı. Sohbet derken, hayranı olduğunuz biriyle sohbetin dinamikleri nasılsa öyleydi; kartların eşit dağıtılmadığı bir sohbetti. Philippa ve ben Abbey’nin ağzının içine bakıyor, anlattıklarını kavramaya çalışıyorduk. Birkaç ay sonra