Beyoğlu’ndaki Depo İstanbul iki yeni sergiye ev sahipliği yapıyor. Bunlardan biri, Tanja Ostojić’in 2009’dan bu yana sürdürdüğü Mis(s)placed Women? isimli katılımcı sanat projesinin sergisi. Performanslar, atölyeler ve çevrimiçi bir platformdan oluşan Mis(s)placed Women? altı farklı kıtadan, farklı kökenlere sahip ve büyük çoğunluğu kadın olan 170’ten fazla kişinin katkılarıyla oluşturuldu. 30 Ekim’e kadar devam edecek olan serginin küratörlüğünü Arzu Yayıntaş ve Tanja Ostojić üstleniyor.
Sergi katılımcıları, Teresa Albor, Lidija Antonović, Marta Nitecka Barche, Gaby Bila-Günther aka LADY GABY, Dagmara Bilon, Ines Borovac, Mia Bradić, Amy Bryzgel, David Caines, Nati Canto, Hiuwai Chan, Anaïs Clercx, Azad Colemêrg, Camilla Conocchi, Luciana Damiani, Nazlı Durak, Kathryn Fischer aka Mad Kate, Li Fu, Mahlet Ogbe Habte, Hieu Hanh Hoang Tran, Selma Hekim, Monika Janulevičiūtė, Karen Kipphoff, Ashley McNaughton, Valentina Medda, Susan Merrick, Branko Milisković, Persefoni Myrtsou, Roberta Weissman Nagy, Tanja Ostojić, Sigrid Pawelke, Vanessa Ponte, Darija S. Radaković, Rhea Ramjohn, Bahar Seki, Sabbi Senior, Alejandra Robles Sosa, Evdoxia Stafylaraki, Tan Tan, Mare Tralla, Tanya Ury, Katja Vaghi, Bojana Videkanić, Anastasio William, Hyla Willis, Jiachen Xu, Arzu Yayıntaş, Gülhatun Yıldırım, Gizem Yılmaz aka Epifani, ve Suzy van Zehlendorf, ve diğerleri olarak açıklandı.
Projenin katılımcıları, yerinden edilmeyle ilişkili gündelik yaşam faaliyetlerini somutlaştırır ve canlandırırken göç, toplumsal cinsiyet demokrasisi, iklim değişikliği, feminizm, mutenalaştırma, kapsayıcılık, güç ilişkileri ve kırılganlık gibi Ostojić’in sanatsal pratiğinin son otuz senesinde öne çıkan meseleleri, özellikle kadın ve trans kişilerin bedensel deneyimleri bağlamında ele alıyor.
Dünyanın Farklı Yerlerinden Haritalar
Yayıntaş ve Ostojić, projenin arşivindeki erişilebilirlik, feminizm, queerlik, iklim değişikliği ve yerinden olma konularına değinen katkılar arasından Depo’da sergilenmek üzere bir seçki hazırladı. Mekânın iki katına yayılan bu multimedya yerleştirme, performans fotoğrafları, videoları ve çizimleri; pankartlar, kumaş üzerine çalışmalar, objeler, performans skorları, hikâyeler ve projenin 13 yılı boyunca dünyanın farklı yerlerinden toplanan haritalardan oluşuyor.
Küratörlüğünü Vasıf Kortun Üstleniyor
Depo İstanbul’un ziyaretçilerle buluşturduğu bir diğer sergi ise Nina Pereg’in “Gene aynı senaryo” adlı sergisi. 28 Ekim’e kadar ziyaret edilebilecek olan serginin küratörlüğünü Vasıf Kortun üstleniyor. Pereg, çalışmalarında belgesel pratiğinden hareketle, baskın, ancak çoğu zaman örtülü ideolojilerin hükmüne meydan okumak için geleneksel mekân ve zaman algılarını bozmaya çalışıyor.
Pandemi sebebiyle birkaç kez ertelenen Pereg’in Depo’daki kişisel sergisi, sanatçının bölgesel kısıtlama mekanizmaları üzerine araştırmasının bir ürünü olarak ortaya çıktı. Sergi, Depo’nun zemin kat galerisinin tam ölçülerine göre uyarlanmış bir algoritma etrafında dönüyor. Sanatçının araştırması, basit polis barikatlarının şehirlerin yeni süsleri olduğunu öne sürüyor. Sanal gerçeklik ise Pereg tarafından politik bir mecra olarak ele alınıyor.