Zamanı Eritmek: Ani Çelik Arevyan ile "Geçmiş-Şimdiki Zaman" - ArtDog Istanbul
Ani Çelik Arevyan, Geçmiş-Şimdiki Zaman.

Zamanı Eritmek: Ani Çelik Arevyan ile “Geçmiş-Şimdiki Zaman”

Ani Çelik Arevyan, 35 yıllık birikimini cam parfüm şişelerini eritip yeniden şekillendirerek geçmiş ile şimdiki zaman arasında bir diyalog kuruyor. Fotoğraf ve heykeli bir araya getirdiği sergisinde, hafızanın geçiciliği ve zamanın izlerini izleyiciyle paylaşıyor. Geçmiş-Şimdiki Zaman, 23 Kasım 2025’e kadar Nişantaşı’nda ziyaret edilebilir.

/

13 Eylül’de Nişantaşı’ndaki atölyesinde özel bir gösterimle açılan Geçmiş-Şimdiki Zaman, Ani Çelik Arevyan’ın 35 yılı aşkın süredir biriktirdiği parfüm şişelerini eriterek yeniden hayat verdiği cam heykellerden oluşuyor. Sanatçının hafıza, zaman ve dönüşüm üzerine kurduğu bu çok katmanlı dil, geçmişin izleriyle bugüne bakan bir anlatıya dönüşüyor. Şişelerin eriyip beden, jest ve soyut formlara evrilmesi, hem bireysel bir hafıza yolculuğu hem de kolektif bir deneyim olarak izleyicinin karşısına çıkıyor. “Hiçbiri kusursuz değil ve çok güzeller” yaklaşımıyla şekillenen bu sergi, kırılganlık ve dayanıklılık arasındaki gerilimi görünür kılıyor.

Ani Hanım’ın atölyesi, serginin ruhunu tamamlayan bir mekân olarak izleyiciyi karşılıyor. Yüksek tavanlı beyaz odada ilk adımda sağda sanatçının çalışma masası, solda duvarı kaplayan kitaplık dikkat çekiyor; karşıda ise ışığın altında parlayan cam bedenler… Duvardaki eserlerle birlikte, zamanın izlerini tutan küçük heykelcikler bir düşün ya da hatırlama ânının parçası gibi beliriyor. Ani Çelik Arevyan’ın pratiğinde fotoğraf ile heykelin kurduğu diyalog, bu mekânda daha da görünür hâle geliyor: hem kişisel hem de evrensel hikâyelere dokunan, izleyeni kendi hafızasıyla yüzleştiren bir keşif alanı.

Ani Çelik Arevyan, Geçmiş-Şimdiki Zaman.

Ani Hanım söyleşimizde, geçmiş ile şimdiki zaman arasında kurduğu bağı, anıların geçiciliği ve hafızanın izleri üzerinden aktardı. Cam şişelerin eriyip yeni bedenlere dönüşmesi, yalnızca fiziksel bir dönüşüm değil; aynı zamanda kişisel ve kolektif belleğe dair bir meditasyon niteliği taşıyor. Fotoğraf ile heykeli bir araya getiren yaklaşımı, izleyiciyi geçmişin kırılgan anlarından geleceğin olasılıklarına doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Sergi, zamanın döngüselliğini, hafızanın geçiciliğini ve dönüşümün estetik dilini aynı anda deneyimleme imkânı sunarak, Ani Hanım’ın pratiğinin hem kavramsal hem de duygusal derinliğini görünür kılıyor.

Geçmiş-Şimdiki Zaman‘da 35 yılı aşkın süredir biriktirdiğiniz cam parfüm şişelerini eritip yeniden form oluşturdunuz. Bu yeniden yaratım sürecinde hafızanın kaybolma hâli sizin için nasıl bir anlatıma dönüştü?

Şimdiki zamanda var olan hatırlama anları ile kendi formlarımı yeniden oluşturdum. Bedenler ve hareketleri arasındaki ilişkiler, jestler ve zamanda biriken izlerle; bir başka deyişle kendi yıllarımla ve geçmiş zamanımla iletişim kurmak istedim. Erimiş bedenleri bazen bir kadının hareketlerine, oturan, uzanan, dans eden figürlere, bazen de soyut birer objeye dönüştürdüm. Heykelciklerde, zaman katmanları ya da diğer bir deyişle geçmiş-şimdiki zaman, var olup kaybolan, birleşen, ayrılan, dönüşen, tekrar eden rastlantısal devinimlerle gözler önüne serildi. Erittiğim parfüm şişelerinde, hatırlamanın geçiciliği ve bıraktığı izler, koku duyusunun hafızayla kurduğu kopmaz bağın da yardımıyla anılarımı canlı tuttu.

Daha önceki serilerinizde fotoğraf üzerinden soyutlamalar ve gizemler yaratıyordunuz. Bu seride cam heykel ile birlikte çalışmanız, soyutlamayı fiziksel boyuta taşımanın anlamını nasıl değiştirdi? 

Geçmiş-Şimdiki Zaman serisindeki fotoğraf ve heykel çalışmalarım, kendi geçmişimle şimdi arasında kurduğum bağın, olasılıklarını araştırma ve yeniden tanımlama çabamın bir yansımasıdır. Yıllardır heykel olan ilgimin, kendi yaşantıma uyarlanmış hali diyebilirim. Zaman içinde yaptığım yolculuklar, daima fotoğrafın öncülüğünde şekillendi. Her kare, bir anı dondurmanın ve hafızayı geleceğe taşımanın bir yolu oldu. Ancak bu sefer, geçmişin uçup giden izlerini camın dayanıklılığıyla birleştirmek istedim. Kadın bedeni formundaki parfüm şişelerini cam fırınlarında eriterek yeniden şekillendirirken, bu dönüşümle zamanın geçiciliğine karşı bir iz bırakmaya çalıştım. Eritilen ve yeniden biçimlenen şişeler, hafızayı somutlaştırarak ona yeni bir hayat verdi. Hafızanın uçuculuğu ile zamanın döngüselliği arasında bir bağ kurdu. Fotoğraf, sanat pratiğimin temel aracı olsa da dönem dönem heykel çalışmalarına yönelerek farklı materyallerin ifade gücünden yararlanmayı seviyorum. Bu seride olduğu gibi, birlikte ele alındıklarında, fotoğraf ve heykel birbirlerini tamamlayan bir diyalog yaratıyor; biri görsel bir hikâye sunarken, diğeri fiziksel bir deneyimle izleyiciyi içine çekiyor.

Ani Çelik Arevyan, Geçmiş-Şimdiki Zaman.

Serginizde beden formu, hareket ve jestlerle zaman katmanlarını birleştiriyor ve ayrıştırıyorsunuz. Bu yaklaşım, izleyiciye nasıl bir yorum imkânı sunuyor? 

Cam bedenler; zamanın, belleğin ve geçmişin gerginliğini vurguluyor. Değişimi, dönüşümü, gerilimi gözler önüne seriyor. Araştırıyor…zamansal kayıtlar izler-geçmiş, şimdi ve gelecek- var olup kaybolan, dönüşüp birleşen, ayrılan tekrar eden rastlantısal bir devinimle ortaya çıkarıp, bir anlamda zamanın kaydını tutuyor. Fotoğraf ve heykel arasındaki bu düşünsel yolculuğun, zaman, hafıza ve dönüşüm üzerine yeni diyaloglar başlatıp hem bireysel bir hikaye hem de kolektif bir deneyime dönüştürmeyi hedefliyorum. Bu çok katmanlı anlatıyı izleyiciyle paylaşarak geçmişin izleri ve geleceğin hayalleri arasında bir yolculuğa çıkmaya davet ediyorum.

“Hiçbiri kusursuz değil ve çok güzeller”’ ifadeniz, serginin temel kavramsal çerçevesini özetliyor gibi görünüyor. Bu yaklaşım, hem birikmiş parfüm şişeleriyle oluşturduğunuz cam bedenler hem de fotoğraf çalışmalarınızda kusursuzluk ve estetik değer arasındaki gerilimi nasıl şekillendiriyor?

Sanatı, benim için bir anlatım biçimi olduğu kadar, aynı zamanda bir keşif süreci. Fotoğraf ve heykel çalışmalarımda, insanın duygusal ve düşünsel derinliklerine dokunmayı hedefliyorum. Kişisel hikayelerim, materyal ve teknik seçimlerim ile evrensel temalar arasında bir köprü kurmak istiyorum. 

Ani Çelik Arevyan, Geçmiş-Şimdiki Zaman.

Cam şişelerdeki desenlerin kaybolması ve hafızanın silinmesi üzerine yaptığınız yorum, zamanın geçiciliğine dair bir meditasyon gibi. Bu düşünceyi izleyiciye hangi duygusal yollarla aktarmayı hedeflediniz?

Camı eriterek oluşturduğum yeni heykellerde, parfüm şişelerindeki desenlerin izlerinin silinmesi ile, zamanla kaybolan anıların silinmesi, hafiflemesi, seyrelmesi gibi, kaybolan izlerle farklı zamanlar arasında içe dönük bir yolculuğa çıktım. Kokunun hafızamızdaki derin etkisini ve kadın bedeni formundaki şişelerin kendi izlerini kullanarak, bireysel ve kolektif hikayelere yeni bir bakış sunuyorum. Geçmişin kırılgan anlarını, bir şişede saklanmış bir koku gibi yeniden yapılandırarak, geleceğe dair olasılıklar yaratmaya çalışıyorum. Bu yaklaşımım hem duygusal bir sığınak hem de zamanın ötesine geçme arayışıdır. Bir zaman kapsülü gibi geçmişi ve geleceği bir araya getirerek, izleyiciyi de kendi olasılıklarını keşfetmeye davet ediyorum.

Zaman, hafıza ve dönüşüm arasındaki ilişkiyi, hem kırılgan hem de dayanıklı cam formlarla ortaya koyuyorsunuz. Bu çelişkili duyguları yaratırken hangi yaratıcı seçimler sizin için belirleyici oldu?

Zaman, insan ilişkileri hem fotoğraf hem de heykel çalışmalarımın odak noktasıdır. Fotoğraflarımda, zamanın durağanlığını ve akışını yakalamaya çalışırken; heykel çalışmalarım, bu imgeleri somutlaştırarak onları yeni anlam katmanları ekliyor. Malzemelerle kurduğum ilişki, bu iki disiplinin birbirini tamamladığı bir diyalog yaratıyor. Kimi zaman kırılgan ve hafif, kimi zaman sağlam ve güçlü formlarla, geçmişin izlerini şimdiye taşıyarak, geleceğe dair umutları bir arada ifade etmeye çalışıyorum. Geçmiş-Şimdiki Zaman serisindeki cam heykel çalışmalarımda, dokunun ve formun dilini kullanarak geçmişin izlerini günümüze taşıyorum. Fotoğraflarım ise, görünmeyeni görünür kılmayı amaçlayan bir bakış açısını yansıtıyor. 

Ani Çelik Arevyan, Geçmiş-Şimdiki Zaman.

Parfüm şişelerinizi eritip yeni heykelciklere dönüştürüyorsunuz. Materyalin dönüşümü ile anılarınız arasında nasıl bir bağ kuruyorsunuz?

Sanat, benim için bir anlamda kendini koruma yöntemi, içsel dünyamı ve çevremdeki gerçekliği anlamlandırmanın bir aracı. Bu fikri, bir tür kişisel direniş ve dönüşüm olarak öne çıkıyor. Belirsizliğin ortasında bir sığınak sunarken, aynı zamanda bu belirsizlikte var olmanın yollarını sorguluyor. Yaşantımız hem bir kâbusun hem de bir düşün içinde var olmayı başarırken, geçiciliğe ve dayanıklılığa karşı sürekli bir mücadele içinde. Sanat pratiğimde bu ikilikleri sorguluyor, kendi geçmişimi ve hafızamı koku ve beden jestlerim ile bıraktıkları izlerin gücü üzerinden yeniden yorumluyorum. Bu çalışmamda, fotoğrafın görsel anlatısıyla camın fiziksel ve dokunsal gücünü bir araya getirdim. Zamanın izlerini hem anlık bir hafıza hem de kalıcı bir forma dönüştürerek, izleyicide, kendi anılarına ve duygularına dair içsel bir keşif yolculuğunun kapısını aralamak istiyorum.

Serinin broşüründe yer alan Cam Bedenler yazınızın sonunda (Oruç Aruoba’nın izinden) notunu düşmüşsünüz. Aruoba’nın, öznel algı üzerine düşünceleri, cam heykeller üzerinden izleyiciye nasıl yansıyor? 

Heykellerimi otuz beş yılın geçmişinde yorumlarken, cam bedenlerime isim vermek önemli bir detaydı benim için. Ve bunu yıllar ve özel isimleri ile değil, yazdığım manifestonun metninden otuz beş adet sözcüğü, figure uyarlanacak kelime ve kısa cümleler arasından seçtim. Broşürde kullandığım ve isimlemdirdiğim bu sözcükleri seçerken, Oruç Aruoba’nın kendine özgü noktalama işaretlerinin kullandım. Grafik tasarım olarak O’nun izini sürdüm, O’nun izinden yürüdüm. Sözcükleri cam bedenler ile eşleştirmeyi ise, hayatımın otuz beş yılına tanıklık etmiş oğlumdan rica ettim. Heykellerin isimlerine baktığımda nerdeyse tam düşüncelerime uyduğunu gördüm.

Ziyaret Bilgileri

Geçmiş-Şimdiki Zaman sergisi 23 Kasım 2025’e kadar ziyaret edilebilir. Aynı zamanda sergi, 18. İstanbul Bienali paralel etkinlikleri kapsamında düzenlenmektedir.

Previous Story

Bir Varoluş Kutlaması

0 0,00