Nihat Özdal uzun yıllardır kültür sanat alanına yazdığı kitaplarla, yaptığı etkinliklerle, küratörlüğünü üstlendiği sergilerle katkıda bulunan bir isim. Bunu da bas bas bağırarak, alışılanın aksine kendi reklamını yapmaktan kaçınarak yapıyor olması eline aldığı her işin katma değer bırakmasını önceliklediğinden. Halfeti’de doğan Özdal çağdaş sanat, gastronomi, edebiyat, kokular, müzik, müzecilik alanlarında disiplinler arası çalışmalar yapıyor. Özdal bu sene yine aynı pazarlamadan uzak çizgisiyle İzmir’de uluslararası bir Tekstil Bienali düzeniyor. Küratörlüğünü üstelendiği tekstil bienali zor bir alanda çok fazla iş barından kapsamlı bir sergi.
Kumaş gibi doğduğumuzda ve hayata veda ederken bizi sarmalayan, günlük hayatımızın çok önemli bir parçası olan bu malzemenin kullanım alanları o kadar çeşitli ki bu kadar yaygın kullanımda olan bir malzemeyi sanatla buluşturan üretimleri ele almak oldukça zahmetli bir çaba.
Türkiye’de ilk kez düzenlenen Uluslararası Tekstil Bienali’ne ev sahipliğini İzmir Enternasyonal Fuarı yapıyor. 4 Eylül’de açılan sergi Atlas Pavyonu’nda görülebiliyor. Yazar, sanatçı Nihat Özdal’ın küratörlüğünde, 17 farklı ülkeden 57 katılımcının yer aldığı Tekstil Bienali; 24 Kasım’a kadar sürecek.
Dünyanın ilk Cittaslow metropolü olan İzmir’in hem sanat hem de tekstil alanında vereceği mesajlarla ilişkili olarak bienalin teması olarak “Yavaş Kumaş” seçildi. Türkiye Tekstil Bienali: İzmir’de gerçekleşecek ilk bienal olmasının yanı sıra odağında tekstil olan Türkiye’de ilk bienal olma özelliği taşıyor. Tekstil üzerine çalışan sanatçılar ile malzeme olarak tekstili kullanan sanatçılar, İzmir’de buluşuyor.
Her alanda olduğu gibi tekstil alanında da hız ciddi bir çevre kirliliği yaratıyor. Bienalin bu alanlarda mesajları olduğu gibi bir metafor olarak da hayatımızın ayrılmaz parçası olan kumaşa farklı bakış açıları geliştirecek. Şehrin Kemeraltı gibi UNESCO Dünya mirasına aday yerleşiminde bulunan pek çok tarihi yapı, sanatçıların kumaş yerleştirmeleri ile bezeniyor.
Türkiye dışında, Arjantin, ABD, Güney Kore, Hollanda, İspanya, Yunanistan, Sırbistan, İtalya, İngiltere, Macaristan, Almanya, Irak, Kıbrıs, Ukrayna, Suriye, İran, İrlanda’dan 57 sanatçı bienale katılıyor.
İzmir, arkelolojik verilere göre de dokuma alanında 7 bin yıllık bir geçmişe sahip. İzmir, önemli tekstil firmaları, marka haline gelmiş moda ve tekstil fuarları ile Türkiye’nin bu alanda istihdam edilen kişi sayısının da en fazla olduğu şehirlerden. Eserler Kültürpark’taki Atlas Pavyonu ve Pakistan Pavyonu, Agora Antik Kenti, EtzHayim Sinagogu, Alga Çikolata Fabrikası’nda sergileniyor.
Küratör Nihat Özdal, Bienal mekanlarına dağılacak şekilde sergiyi 3 tema altında toparladıklarını ifade ediyor. Özdal, Bienal ile ilgili “Yavaşlık ve Zaman”, “Dokunuş ve Duygu”, “Bağlantı ve Sürdürülebilirlik” çatısı altında eserleri ziyaretçilerle buluşturacağız. İzmir’de Ulucak Höyük’te bulunan 8 bin yıllık dokuma malzemeleri, şehrin tarihte en eski tekstil merkezi olduğu yönünde güçlü kalıntılara işaret ediyor. Kumaşlar, toplumların yaşayışından sanatına, mitolojilerinden inanç sistemine pek çok bilgiyi barındırır. Bir kumaşa sarılarak dünya ile buluşan insan yine bir kumaşa sarılarak öteki dünyaya yolcu edilir. Doğumda ve ölümde yanımızda olan tek malzeme kumaştır. Arkeolojik olarak tekstil tarihinde güçlü bir imajı olan İzmir, bugün de hem fuarları, hem bu alanda faaliyet gösteren firmaları ile önemli bir merkez olmaya devam ediyor” diyor.
Uluslararası Tekstil Bienali, tekstil sanatının yavaşlık, dokunuş ve bağlantı temalarını keşfetmek için bir platform sunacak. Yavaş tekstil hareketi ise günümüzde hızla yayılan bir felsefe. Bu Bienal, tekstil sanatının yavaşlık ve bağlantı temasını keşfetmek ve izleyicilere tekstilin gücünü ve derinliğini deneyimlemek için bir fırsat sunuyor. Temasının “Yavaş Kumaş” sloganının ise “Yavaşla, Dokunuşa Odaklan!” olduğu Bienal’de sanatçıların el emeği ve özenle yaratılan eserleri, izleyicilere tekstilin gücünü ve anlamını yeniden hatırlatacak.
İnsanlara, çevreye, hayvanlara saygılı bir kumaş şehri bizleri yalnız “yavaşlayarak” sarabilir.” diyen Özdal’ın bu çerçevede bir araya getirdiği seçkide Vahap Avşar’dan Neriman Polat’a bu alanda üretim yapan çoğu sanatçının işi var.
KATILAN SANATÇILAR
Carmen Imbach, Meghan Shimek, Rachel Hayes, Şakir Gökçebağ, Hye Ryung, Taewon Oh, Şükrü Karakuş , Marina Velisioti, Ana Vujovic, Tatiana Villani, Mustafa Boğa, Eros Istvan, Gea Van Eck, Sedef Nur Merve Özbek, Tolga Akmermer, Sevil Duru, Gül Ilgaz , Nazan Azeri, Tuba Geçgel, Tuba Büyükdoğan, Gülçin Aksoy, Suzan Batu, Berna İleri, Pelda Aytaş , Hediye Usta, Meltem Şahin, Vahap Avşar, Jochen Proehl, Tasnim Salihi, Maria Sezer, Nancy Atakan, Neriman Polat, Sibel Gök, Gülden Ataman, Onur Fendoğlu, Serap Kanay, Nur Aydın Evrensel, Jovita Sakalaskaute, Ozan Alp (TheLetterAtelier), Nadide Acar Karaca, Elvan Özkavruk Adanır, Fehmiye Dilek Himam, Duygu Ebru Ongen, Corsini, Doğunun Cadıları Kolektifi (Şölen Kipöz, Melis Baloğlu, Derya Irkdaş Doğu, Dilek Himam, Elif Tekcan, Filiz Özbengi), Özlem Kalmaz, Ekinakis, Yekatryna Grygrenko, Yelis Özeryüksel, Rami Alhajali, Watfaa Wahb, Nasrin Yousefi, Angela Burns, Jörn Fröchlıch, Ebru Ceylan, Kubilay Kiray, Ayfer Güleç, Hatice Gökçe, Shıva Khaıyat, Feghhı, Burcu Teoman, Zehra Duyurucu, Zeynep Balıkçı
MEKANLAR
Agora Ören Yeri, Atlas Pavyonu, Namazgah Hamamı, Vakıflar Konağı, Ets Hayim Sinagogu, Sabetay Sevi Evi, Alga Çikolata, Fabrikası
