BİR Beden Ritüeli’ni uygularken sanatçı Karolina Nieduza, Chelsworth, İngiltere, Temmuz 2022

BİR Beden Ritüeli

Nazlı Gürlek Hodder’in metod çalışması serisinin ilki olan BİR Beden Ritüeli, Performistanbul yürütücülüğünde, eylül-kasım aylarında doğada, İstanbul’daki farklı lokasyonlarda hayata geçiyor. Çalışma, kadim bir Anadolu medeniyetinin rehberliğinde özgürlük, direnç ve güçlenme pratiği sunuyor.

/

Sanatçı Nazlı Gürlek Hodder, bizleri ‘büyük yaşam ağı’ dediğimiz sistemin içindeki yerimizi hatırlamaya ve bedenin içinde saklı bulunan şifaya ulaşmaya davet ediyor. Hodder’in metod çalışması serisinin ilki olan “BİR Beden Ritüeli”, kadim bir Anadolu medeniyetinin rehberliğinde özgürlük, direnç ve güçlenme pratiği sunuyor. Çalışma, 9000 yıl önce Anadolu’da (Çatalhöyük’te) şamanik ritüeller sırasında yapılmış bir resmin barındırdığı şifa gücünden ilham alıyor ve kendisini dişil enerji prensibine yakın hisseden her cinsiyetten bireyi kapsıyor. Eylül-kasım aylarında, doğada, İstanbul’daki farklı lokasyonlarda gerçekleşecek olan metod çalışması Performistanbul yürütücülüğünde gerçekleşiyor.

Çalışma katılımcıları, doğada bedenin hareketi ve resmetme eylemini kullanarak, kendilerine verilecek bir dizi objenin de yardımıyla, keşif ve uyumlanma yolculuğuna çıkarıyor. Metodun yaratıcısı ve kolaylaştırıcısı olarak Nazlı Gürlek Hodder, her bedenin sahip olduğu kadim şifa gücünü keşif yolculuğunda rehberlik sunuyor. Kendisine bu dönüştürücü ve şifalandırıcı ritüel hakkında merak ettiklerimizi sorduk.

Bu metod çalışmasıyla katılımcıların içlerindeki şifa gücünü ortaya çıkarabilmeleri ve birlik bilincindeki yerlerini anımsayabilmeleri için onlara rehberlik edeceksiniz. Bizlere sizin spiritüel yolculuğunuz, gerçek doğanızı keşif serüveninizden, ne zaman ve nasıl başladığından bahsedebilir misiniz?

Çocukluğumdan beri kendimi resim yaparak ifade ettim, Floransa’da akademide resim okudum ve sonrasında sanat alanında bir meslek seçmek adına küratörlüğü benimsedim, Londra’da küratörlük master’ı yaptım. 15 yıl kadar küratörlük kariyerimi sürdürdüm ve sanat üretimimi askıya aldım. Son zamanlarda sanat üretimimi bastırmış olmam beni ‘hasta’ etmeye başlamıştı; yaratıcı olamadığım için mutsuz ve ruhsal açıdan kuraktım. Gerçek doğamı bastırmaktaydım ve bu kendini bedenimde çeşitli rahatsızlıklar olarak göstermeye başlamıştı. 30’lu yaşlarımın ortalarında kendimi iyileştirmek adına yeniden resim yapmaya başladım. Herkesten gizli ufak bir atölye tuttum ve düzenli çalışmaya başladım. Aynı sırada aile dizimi, regresyon, şamanik şifa yöntemleri gibi terapileri de uygulamaya başlamıştım. Kısa sürede semptomlar yok oldu. Gerçek doğamı ortaya koyma; kendimi ve bu hayata geliş amacımı öğrenme yolculuğum oldu, olmaya da devam ediyor. 2016 yılında Çatalhöyük’e yaptığım ziyaret sırasında sanatın oradaki kullanılış biçimine tanık olmak ise yepyeni bir anlayış geliştirmemi sağladı ve yaşamım boyunca devam edeceğim çalışmaların tohumlarını attı. Orada sanat, kuşakları kapsayan önemli bir rol oynamış. Hem yaşayan insanlar arasında hem de atalarla bağlar kurmaya yaramış ve tüm bunları gelişmiş bir ritüel pratiği üzerinden örgütlemiş. Kısacası, aynı benim kendi yolculuğumda olduğu gibi sanatı ve terapi yöntemlerini birleştiren sembolik bir ritüel pratiği geliştirmişlerdi. Oradan aldığım ilhamla kendi şifa metodumu geliştirmeye karar verdim. Kendimi keşif sürecim, başkalarının da kendilerini keşfetmelerine yardımcı olacağım bir yolculuk demek. Niyetim bu metot ile bunu gerçekleştirmek.

BİR Beden Ritüeli objelerinden bazıları

Çalışmanıza ilham olan şamanik ritüeli, nasıl bir ritüel? Şifa gücüyle ilgili bizlere biraz bilgi verebilir misiniz?

2016’daki Çatalhöyük yolculuğumu takip eden yıllar boyunca bu şamanik toplumu çalıştım ve onu anlamaya, hissetmeye, deneyimlemeye çabaladım. Arkeolojik raporlardan, simgesel dilin arkaik toplumlardaki kullanış biçimlerine, mitolojinin insan evrimindeki yerinden, şifa pratiklerinin gelişimine birçok kaynak okudum. Arkeologların Türkiye’de ve Cambridge’deki seminerlerine katıldım ve ilk elden bilgi aldım. Şimdi eşim olan, Çatalhöyük’ün 25 yıllık kazı başkanı ile Çatalhöyük resimlerinin sembolik dili üzerine bir makale yayımladık. Bu, bilimsel diyeceğim çalışmaların yanında, bu ritüelistik yapıyı anlamak için asıl olarak başvurduğum kaynak ise her zaman duygularım ve içgüdülerim oldu. Çünkü bu tarz ritüeller aslında hepimize, tüm insanlığa, sezgisel bir dil aracılığıyla, gayet ilkel ve mantık-ötesi bir yerden konuşuyor. Beyinlerimizin dişil bölgesi olan sağ beynimizi kullanarak ulaşabileceğimiz sezgisel şifa yöntemleri bunlar. Yürek teslimiyetiyle bize açılan bir şifa var burada. Sözle aktarmaktan ziyade bizzat deneyimlenerek ulaşılabilecek bir şifa bu.

İlginizi çekebilir:  Çağdaş Beden

BİR Beden Ritüeli çalışmanıza kimler başvurabiliyor? Nasıl bir çalışma olacak ve katılımcıları neler bekliyor?

Kendini dişil enerji prensibine yakın hisseden her cinsiyetten 18 yaşın üzerindeki birey bu ritüele katılabilir. Performistanbul çalışmaya yürütücü olarak destekte bulunuyor fakat rolü aslında bununla sınırlı değil. Metot geliştirme niyetimi Simge Burhanoğlu ile yıllar önce konuşmaya başlamıştım. Bunun ilk adımı olan 2017 tarihli BİR isimli canlı performansımın küratörü Simge’ydi ve o dönemde bile bu çalışmanın daha yapısal ve sürekli bir
şeye evrileceğini sanırım ikimiz de biliyor, hissediyorduk. Dolayısıyla fikrimin olgunlaşmasında ve şimdi geldiği noktada katılımcılara açılmasında Performistanbul’un, Simge ve Azra’nın (İşmen) hem altyapısal hem de düşünsel desteği çok önemli oldu. Çalışmayı onlarla yürütmek çalışmanın doğal evrimi nin bir parçası oldu. Başvurular Performistanbul websitesinden form doldurularak gerçekleşti. Çağrıyı açtığımız ilk 3 gün içinde 12 başvuru aldık, böylece asıl ve yedek listemiz şimdilik doldu. Fakat bu daha başlangıç; bunu ve yeni ritüelleri içeren metodumu uygulayacağım uzun bir yola yeni başlıyoruz. İçeriğe gelince: Çatalhöyük şifa resmine kanal oluyorum. Doğada bedenin hareketi ve resmetme eylemini kullanarak, kendisine verdiğim bir dizi objenin de yardımıyla, katılımcıyı bir keşif ve uyumlanma yolculuğuna çıkarıyorum. Doğa içinde gerçekleştirilen bu ritüel sırasında, harekete geçen beden çevresi ile uyumlanmanın imkanlarını araştırıyor. Yaşamın tamamıyla uyumlu bir akış haline geçen bedenin ‹birlik’ bilincini araştırıyoruz. Bu, herkesin içinde doğuştan bulunan şifalandırıcı ve dönüştürücü içgüdüsel kapasite. Bu ritüel bu yoldaki sayısız yöntemden biri ve ben de alanın tutucusu ve kolaylaştırıcısıyım. İçindeki şifaya ulaşan, dönüşümü gerçekleştiren, kişinin kendisi. Bir başka deyişle, ben, kişinin içindeki gücü kucaklaması için güvenli bir alan açıyorum.

İçinde bulunduğumuz çağı tüm varlıklar için uyanış, gerçek doğalarını keşfediş ve yüksek bilince geçiş dönemi olarak değerlendirir misiniz? Sizce bilincin uyanışında sanatın rolü nedir?

Son derece karanlık zamanlardan geçtiğimiz kesin, aynı zamanda bu karanlığı tamamlayan gittikçe büyüyen bir bilinç aydınlığına da tanığız. Bu gezegende insanlık olarak yolculuğumuz çok uzun ve bu yolu hep birlikte kuruyoruz. Aile dizimi ve atalar şifası eğitimimde deneyimlediğim üzere, yaşayan, ölmüş olan ve gelecek tüm insanlar hepimiz biriz. Ayrıca organik diğer tüm yaşam formları da bu birliğin parçası. Yani ne kadar komplike bir sistemin ufacık parçaları olduğumuzu görüyorsunuz. Ancak ufak da olsak hepimiz bilinç ve davranışımızla sisteme katkıda bulunuyor, her saniye onu dönüştürüyoruz. Kelebek etkisi… Dolayısıyla kendimizi ne kadar iyi tanırsak, aydınlık ve karanlık yanlarımıza ne kadar sahip çıkarsak, gücümüzü bütünün yararına o denli doğru kullanabiliyoruz. Bilincin uyanışı bu sorumluluğa sahip çıkmak, bana göre. Sanat ve terapiler işte bunu yapmamıza yardımcı oluyor.

Bilincin yolculuğunda, kendi keşif serüveninizde karşılaştığınız zorluklar neler oldu, nasıl ilerlediniz?

Kendini keşfetme, cesaret ve metanet istiyor. Bize bu anlamda destek olacak, yolumuzu kolaylaştıracak doğru insanlarla karşılaşmak önemli oluyor. Benim yolum baş koyduğum andan itibaren hep açık oldu. Doğru insanlar karşıma çıktı.

Previous Story

Bir Resim-Mekân Deneyimi: Pasaj

Next Story

Kaleydoskopik Fenomenler

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.