7-15 Kasım tarihleri arasında Büyülü Fener Kızılay Sineması’nda gerçekleşen 35. Ankara Uluslararası Film Festivali, 15 Kasım akşamı düzenlenen ödül töreniyle sona erdi. Hemme’nin Öldüğü Günlerden Biri’nin öne çıktığı Ulusal Uzun Film yarışmasında “En İyi Film” ödülü ise geçtiğimiz haftalarda kaybettiğimiz Ankara Film
Çekmeceler (2015) ve Aşk, Büyü vs. (2019) gibi filmlerde gösterdiği performanslarla tanınan oyuncu Ece Dizdar’ın ilk filmi Mükemmel (2024), toplum baskısı altındaki lohusa bir annenin bebeğinin sünnet edilmesine karşı verdiği mücadeleyi ve kendi için yaşadığı sorgulamaları konu ediniyor. 61. Antalya Altın Portakal
Koreograf, dansçı, eğitmen Deniz Alp kuruluşundan kısa bir süre sonra dahil olduğu, Devlet Opera ve Balesi bünyesinde yer alan Modern Dans Topluluğu’nda (MDT) üretimlerine devam ediyor. Deniz Alp ile hem MDT’nin güncel projeleri, hem de modern dans üretiminin bugünü üzerine konuştuk. Devlet
1914 kuşağı ressamlarından Avni Lifij’in fotoğrafa olan merakı ilk kez 2020 yılında Sakıp Sabancı Müzesi’nin gerçekleştirdiği Avni Lifij. Çağının Yenisi adlı sanatını ve hayatını derinlemesine inceleyen sergide sunulmuştu. Şimdilerdeyse Kerim Suner tarafından kurulan 1851.gallery’nin Dr. Necmi Sönmez küratörlüğünde gerçekleşen açılış sergisi Affedersiniz
Türkiye her geçen gün yeni bir memleket hikâyesinden geçiyor. Açık Radyo’nun karasal yayınına son verildiği, faili malûm cinayetlerin üzerinin kapatıldığı, çocuk katliamlarının at başı gittiği memleketimizde insan, tarihin tekerrürünü kırmanın umuduyla yaşıyor. Bu sorunlar; yaşananların aslında toplumun kollektif belleğinden kaynaklanan davranış bozuklukları
Ahmet Rüstem Ekici ve Hakan Sorar ile Vision Art Platform’da açılan Bir Varış Bir Yokuş sergisi ölüm, kalıcılık, iz bırakma ve dijital dünyanın sunduğu olanaklar ekseninde insanlığın varoluşsal sorgulamalarına odaklanıyor. Dijital imgeler, geleneksel zanaat ve yapay zeka araçlarıyla bir araya gelerek geçmişle
It/Ortada sergisi, sosyal kodların bizi nasıl konumlandırdığına dair oyun simülasyonlu bir deneyim sunmayı amaçlıyor. Paulo Freire’nin Ezilenlerin Pedagojisi kitabından ilham alan sergi, ezen-ezilen, mağdur-fail ilişkilerine odaklanıyor. Ayrımcılık, eşitlik, haz gibi kavramların karşıtlıklarını sorgularken, bu kavramların herkeste farklı yansımaları olduğu gerçeğine vurgu yapıyor.
Murat Morova’nın Kuş Ölür, Sen Uçuşu Hatırla adlı sergisi, günümüzde süregelen tüm problemlerin ve sıkıntıların, şiirsel teknikle ortaya çıkan latif bir anlatımı. Serginin ismini şair Füruğ Ferruhzad’ın Kuş Ölür adlı şiirinin son dizesi ‘Kuş Ölür, Sen Uçuşu Hatırla’ dan alıyor. Morova serginin
Ekim’de Artnet sitesindeki bir haberden sanat yazarı Evrim Altuğ aracılığıyla haberim oldu. Haber, New York’ta sanat danışmanı olan Lisa Schiff’in federal mahkemede dolandırıcılık suçunu kabul ettiği cümlesiyle başlıyordu. Schiff, sanat alımları ve satışları için öngörülen fonları, kişisel ve ticari harcamalarını karşılamak için
Berksoy, 1936’dan 1939’a kadar Berlin’deki Hochschule für Musik’te öğrenim gördü, sanatçı ve opera sanatçısı olarak saygın bir kariyer elde etti. On altı yılı aşan bu sergi, Berksoy’un Berlin ile olan sürekli bağlantısını izliyor ve iki tutkusunun kesişimini keşfederek, onun eşsiz, spontane ve
Sene sonuna yaklaşırken İstanbul’un belli başlı konser mekânları, farklı türlerin temsilcilerini sahnelerinde ağırlamaya devam ediyor. Sezona dolu bir ajandayla giriş yapan Salon’un sahnesinde yer vereceği isimler arasında, eski disko parçalarını yorumlayan Fransız ikili Bon Entendeur, klasikleşmiş old school hip hop parçalarına gitarlar