İki Halka: Geçmişten Geleceğe - ArtDog Istanbul
The Ritz-Carlton Residences, İstanbul’un girişinde yer alan heykel, projenin mimarı Tanju Özelgin tarafından tasarlandı.

İki Halka: Geçmişten Geleceğe

Artweeks, 9. Edisyon’unda ismini değiştirmekle kalmıyor, aynı zamanda mekanını da değiştiriyor. Yedi yıldır Akaretler Sıraevler’de yapılan etkinlik, bu yıl The Ritz- Carlton Residences’a taşındı. Doğan Tekeli ve Sami Sisa’nın Yapı Kredi Bankası Mensupları Yardım ve Emekli Sandığı Vakfı Sitesi olarak yaptığı yapı, Tanju Özelgin’in projesiyle yeni bir kimliğe ve yüze bürünmüş ve The Ritz-Carlton Residences İstanbul adını almıştı. Ve bu yıl itibarıyla önemli sanat etkinliklerini de ağırlamaya başladı.

İlginizi çekebilir:  İBB, Artweeks’e Baharı ve Tesla’yı Getiriyor

The Ritz-Carlton Residences, İstanbul her geçen gün hızla değişen ve dönüşen İstanbul’un bu hızlı dönüşümüne ayak uydurmayı başarmış simgesel yapılarından biri. Temelleri 1971’de atılan Nişantaşı’ndaki eski Yapı Kredi Vakıf binasının dönüştürülmesiyle bugüne gelen modern yapı, kentin yakın geçmişinden günümüze mimarlık yaklaşımına dair bir dil taşıyor. Nişantaşı’nın simgesel yapısı, son günlerdeyse ev sahipliği yaptığı çeşitli sanat etkinlikleriyle de şehrin kültür sanat atmosferine yeni bir soluk getiriyor.

Hikâyeyi en başa saralım. 70’li yılların başı… Yapı ve Kredi Bankası Yardım ve Emekli Sandığı Vakfı, vakfa ait Valikonağı Caddesi üzerinde bulunan arazisinde gelir elde etme amacıyla bir konut projesi inşa edilmesini kararlaştırır. Cumhuriyet döneminin apartmanlaşma rüzgarından en hızlı etkilenen İstanbul’un en gözde ve en Avrupai semti Nişantaşı’nda inşa edilmesi planlanan konut sitesi için bir de yarışma düzenlenir. Jürisinde Prof. Feridun Akozan, Prof. Mukbil Gökdoğan, Prof. Orhan Safa, vakıf temsilcileri ve İstanbul Belediyesi İmar Müdürlüğü temsilcilerinin yer aldığı yarışmada Doğan Tekeli ve Sami Sisa ortaklığında hazırlanan mimari proje kabul görür.

Doğan Tekeli ve Sami Sisa

Doğan Tekeli ve Sami Sisa projede, dönemin ruhuna da ayak uydurabilecek hem konut, hem çarşı, hem de otopark olarak kullanılabilecek bir yapı tasarlarlar. 6 bin metrekarelik eğimli bir arazi üzerine Tekeli ve Sisa ortaklığında hazırlanan Yapı Kredi Bankası Mensupları Yardım ve Emekli Sandığı Vakfı Sitesi, döneminin en ileri teknolojisi ile üç yılda inşa edilir. Boğaz’ı ve Çamlıca sırtlarını alabildiğine gören yapının cephesinde yalın bir tasarım öne çıkar. Dönemin İstanbul’unda az katlı inşa edilen yapıların aksine 21 katlı ve 65 metre yüksekliğindeki konut sitesi, çevresinde devasa görüntüsüyle dikkat çeker.

Ünlü mimarlar 1978 yılında Mimarlık, Şehircilik ve Turizm dergisi Arkitekt’te yayımlanan bir mülakatta yapıyla ilgili şu bilgileri paylaşır:

“Konut ve otopark. Biraz açalım bunu. İstanbul’un gelişme hızı içinde özellikle yoğun konut bölgesi olan burada zamana ve değişime dayanabilecek, geçerliliğini yitirmeyecek işlevlerin bu ikisi olabileceğini düşündük. Sinema, sauna, lokanta vb. işlevlerin zaman içinde nasıl bir gelişme ya da düşmeyle karşı karşıya kalabileceğini kestirebilmek çok güçtü. Oysa arsanın içinde bulunduğu çevre de düşünülürse, daha çok yüksek gelir gruplarına dönük konut birimleri ve otopark zamana dayanır elemanlar olarak görünüyor. Zaten otopark bu tür konut birimleri için bir zorunluluktu. Nitekim bugün hem konutları kullanan hem çevrede yaşayanlarca kullanılmaktadır.”

Uzun yıllar vakıf tarafından kullanılan ve kentin modern mimarlık yaklaşımında önemli bir yer temsil eden konut sitesi, 2014 senesinde Bilgili Holding tarafından yeniden geliştirilmek üzere satın alınır. Ritz-Carlton Residences, İstanbul’un temelleri de böylece atılmış olur.

Doğan Tekeli ve Sami Sisa tarafından inşa edilen Yapı Kredi Bankası Mensupları Yardım ve Emekli Sandığı Vakfı Sitesi. Salt Araştırma, Doğan Tekeli Arşivi

Yeni Bir Yüz

1970’lerin tasarım ruhunun çağdaş bir yorumunu yansıtan İstanbul’un simgesel yapısı, ilerleyen süreçte TO Design Studio’nun kurucusu Tanju Özelgin’in hazırladığı projeyle yeni bir kimliğe ve yüze bürünür. Özelgin, Saffet Emre Tongunç’un sorularını yanıtladığı bir YouTube yayınında yapıyla ilgili, “Pek çok kez misafir olarak geldiğim bir yapıydı… Çok beğeniyordum ve seviyordum. Aklımın ucundan geçmiyordu buraya elimin sürüleceği” der ve şöyle devam eder:

“Projeyi duyar duymaz aşırı heyecanlandım. Bir de aşırı büyük bir sorumluluktu ve hakikaten sevdiğim de bir yapıydı. Nasıl söyleyeyim, ağzım kulaklarımda bütün yapıyı gezdim ilk gün.”

Özelgin’in eski konut sitesinin dönüştürülmesi ile elde edeceği yeni rezidans projesinin en öne çıkan özelliği, yapının ana karakterini korumak ve bozmamaktı. Eskisinden ilhamla hareket eden deneyimli mimar, mevcut yapının doğal bir uzantısı olacak biçimde, çok fazla değişikliğe gidilmeden ancak bugünün ihtiyaçlarını karşılayacak fonksiyonlar dahil edilerek, yeni bir tasarım geliştirir.

Aynı yayında, “Tabii çok değerli mimarların, çok değerli bir yapısına müdahale ederken nasıl yapacağınız, en büyük sorununuz oluyor,” diyerek paylaşır yapının ilk dönüşüm aşamasındaki kaygısını.

“Zor bir iş tabii. Defalarca yaptığımız bir iş ama her biri kendi içinde farklı zorlukları, incelikleri olan da bir iş. İki önemli insanın önemli yapılarından biriydi… Çok büyük bir projeydi ve ince bir iş istiyordu. Yapının ilk inşa döneminde yani 70’li yıllarda yapı regülasyonları bambaşkaydı. Günümüzde bütün bunlar değişti. Güncel regülasyonlara uydurmak için yapıya epey müdahale etmeniz gerekiyordu. Bunlardan biri yapının güçlendirilmesi aşamasıydı ve ciddi ve incelik isteyen bir süreçti. Yapının genel karakterini bozmadan, o günkü inceliğini bozmadan, ömrünü bir o kadar daha uzatmak gerekiyordu.”

Tanju Özelgin’in projesiyle yenilenen The Ritz-Carlton Residences, İstanbul

Tasarım Prensibi: Eskinin Doğal Dönüşümü

Mimar Özelgin, bir söyleşisinde ise,

“Her gün değişiyor dünya, yaşamımız, sosyal hayatımız sürekli değişiyor. O değişikliler üzerinden daha önce yaptığınız bir işi önünüze aldığınızda tekrar düşünmelisiniz. Belki üzerinden 5-10 yıl geçti ama yeni şartlar, bambaşka şartlar olabilir. Onun için olduğu gibi devam etmek yerine kırıp yeni şartları ekleyip, bir daha sorgulamak gerekiyor.”

diyerek tasarım anlayışını özetliyor ve Ritz-Carlton Residences, İstanbul’un proje tasarım süreciyle ilgili şu detayları paylaşıyor:

“Projenin temel tasarım prensibi transformasyon/dönüşüm olarak algılanabilir. Eskinin doğal bir dönüşümü… Bir başka deyişle, aynı aile ama yeni jenerasyon, tıpkı dede-torun ilişkisi gibi. Proje için tasarlanan heykellerde de aynı anlayış geçerli. Bir formun başka bir forma dönüşmesi; ikisinin birbirini daha da güçlü kılması, biri olmadan diğerinin de tek başına var olamaması.”

Koyu Renk Dış Cephe

Tanju Özelgin’in yeni tasarımı Nişantaşı yaşamının canlı görüntüsünün aksine koyu renkli dış cephesiyle de dikkat çekiyor. Pek çok önemli projede imzası bulunan mimar, koyu renk dış tasarım tercihiyle yapının kütle etkisini hafifletmeyi, çevredeki yapılarla uyumlu, saygın ve ağırbaşlı bir duruş sergilemeyi amaçladığını belirtiyor.

“Binanın görünmesini istiyorduk tabii. Sadece benim değil, birlikte çalıştığımız birçok grubun talebiydi bu. Bu yapı, bölgedeki en büyük yapılardan biri. Etrafında neredeyse o büyüklükte bir yapı yok. Biz onu biraz küçük göstermeye de çalıştık açıkçası. Onun için biraz koyulttuk dış cephe rengini. O noktada bir eleştiri aldık ama daha açık renklerde yapının daha hantallaşacağını düşünüyordum. Heybetli bir yapı… Etrafında hiç öyle bir yapı da yok. Böyle gökten inmiş gibi oturuyor. Çok ilginç bir oturma şekli de var.”

The Ritz-Carlton Residences, İstanbul’un girişinde yer alan heykel, projenin mimarı Tanju Özelgin tarafından tasarlandı

Heykeller

Değişen tasarımıyla rezidans işlevinde kullanıcılarını ağırlayan yapının girişinde ise projenin mimarı Tanju Özelgin tarafından özel olarak tasarlanan ve içerideki modern atmosferin habercisi olarak bir heykel bulunuyor. Özelgin, geçmiş ile geleceğin çok özel bir kombinasyonunu ağırlayan yapının hemen girişinde ziyaretçileri karşılayan heykelin öyküsünü ile ilgili şu detayı paylaşıyor:

“Çok kalabalık bir grupla fikirler ürettik. Tam orta avluda bir heykelin olması gerekliliği birçok kişinin ağzından aynı anda çıkınca ben de çalışırken orada bir heykel alanı ayırdım. Daha heykeller belli değildi ama oraya nasıl bir şey gelecek, ne gelebilir diye kendimce birtakım şeyler yapmıştım. Avludaki heykeli yaparken yapının tarihsel durumunu, geçmişten gelen durumuyla benim güncel yaptıklarımın birbirine ucundan değdiği ve aynı zamanda birbirini taşıdığı iki halka ile anlattım.”

Özelgin’nin yapının içerisine yerleştirdiği heykelleri de bulunuyor. Bu heykellerde ise ünlü mimarın kesip tekrar yapma, mevcudu parçalayıp yeniden şekillendirme gibi anlatımları öne çıkıyor.

İlginizi çekebilir:  One Akaretler 101 Seçkisi: Dört Kadın Bir Sergi

Sanatla Buluşma

Dönüşüm projesi 2023’te tamamlanan Ritz-Carlton Residences, İstanbul, şehrin çağdaş sanat alanına sunduğu yeni bir imkanlarla da öne çıkıyor. 20-25 Şubat 2024’te Art Show: Galeriler Buluşması ile 24 çağdaş sanat galerisini B Blok’da ağırlayan yapı, şimdilerdeyse Artweeks Istanbul 9. Edisyon’a ev sahipliği yapıyor.

Instagram:

The Ritz-Carlton Residences, İstanbul her geçen gün hızla değişen ve dönüşen İstanbul’un bu hızlı dönüşümüne ayak uydurmayı başarmış simgesel yapılarından biri. Temelleri 1971’de atılan Nişantaşı’ndaki eski Yapı Kredi Vakıf binasının dönüştürülmesiyle bugüne gelen modern yapı, kentin yakın geçmişinden günümüze mimarlık yaklaşımına dair bir dil taşıyor.

Uzun yıllar vakıf tarafından kullanılan ve kentin modern mimarlık yaklaşımında önemli bir yer temsil eden konut sitesi, 2014 senesinde Bilgili Holding tarafından yeniden geliştirilmek üzere satın alınır. 1970’lerin tasarım ruhunun çağdaş bir yorumunu yansıtan İstanbul’un simgesel yapısı, Tanju Özelgin’in hazırladığı projeyle yeni bir kimliğe ve yüze bürünür.

Dönüşüm projesi 2023’te tamamlanan Ritz-Carlton Residences, İstanbul, şehrin çağdaş sanat alanına sunduğu yeni bir imkanlarla da öne çıkıyor.

20-25 Şubat 2024’te Art Show: Galeriler Buluşması ile 24 çağdaş sanat galerisini B Blok’da ağırlayan yapı, şimdilerdeyse Artweeks Istanbul 9. Edisyon’a ev sahipliği yapıyor.

 

Previous Story

Cosentino’nun Sorusu: ‘Duyumsamam Nerede?’

Next Story

“Vizyonumuz Kültürel Kalkınma”

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.