Bilgili Holding CEO’su Sinan Temo.

“Artweeks, Etkileşim ve Keşif Odaklı Bir Platform”

“Genç yaşta Bilgili Holding’in yönetimine katılmam, kişisel ve profesyonel gelişimim üzerinde derin bir etki yarattı. Kültür ve sanata olan ilgim, çocukluğumdan beri benimle birlikte gelişti” diyen Sinan Temo, bu yıl 20-28 Nisan arasında Artweeks Istanbul adıyla The Ritz-Carlton Residences’ta yapılacak sanat etkinliğini anlattı.

İlginizi çekebilir:  Yaramaz Bir Çocuk, 500 Yaşında Bir Bilge

“Benim kişisel görüşüm sanatın insan için hayatı sürdürülebilir kıldığın yönünde, bu fikre dayalı olarak gerçekleştirdiğimiz her bir sanat etkinliğini de sürdürülebilir kılmayı hedefliyoruz. 2021 Aralık ayında Akaretler Sıraevler bünyesinde düzenlenen, bağımsız sanatçıları desteklemek için oluşturulan 2. Edisyonunu Eylül ayında gerçekleştirdiğimiz One Akaretler’de 37 bağımsız sanatçı, yaklaşık 150 sanat eseri yer aldı. Bu birliktelik bizim için de kariyerinin başındaki sanatçılarla yeni çıktığımız bir yolculuğu devam ettirme hali. One Akaretler sanatçılarını takip ediyor ve başarılarıyla her geçen gün gururlanıyoruz. Sıklıkla tekrar etmekte fayda görüyorum ki biz Türk Çağdaş Sanat ortamına destek sağlayabilecek her alanda büyük bir sorumluluk bilinciyle var oluyoruz İstanbul ülkemizin olduğu gibi bizim de göz bebeğimiz. İstanbuldaki kültürel çeşitlilik ve kültürlerarası hoşgörünün sanatın temel ilkeleri ile bağdaşğını düşünüyorum.” Bilgili Holding’in genç CEO’su ve aynı zamanda Artweeks’in mimarlarından Sinan Temo’nun 8. Artweeks edisyonu için söylediği bu sözler, bir yandan Artweeks Akaretler’i, bir yandan da Bilgili Holding’in Türkiye’deki sanat ortamına bakışını ve yaptıklarını özetliyordu. Bu yıl ise Artweeks’te radikal bir değişiklik var. Temo’nun deyimiyle “stratejik bir adım”. Artweeks, bu yılki 9. Edisyon’unu The Ritz-Carlton Residences, İstanbul’da yapıyor.

Temo, “Bu, sadece bir adres değişikliği değil, aynı zamanda etkinliğimizin küresel sanat sahnesinde daha etkin bir rol üstlenme niyetimizin bir göstergesi” diyor.

Artweeks Istanbul, bu yılki 9. Edisyon’una ciddi bir değişiklikle başlıyor. Başladığınız, tarihi önemi olan ve Artweeks’le bütünleşen Akaretler’deki yerinizden The Ritz-Carlton Residences’a taşıyorsunuz.

Böyle önemli bir değişikliğin sebebi nedir?

Artweeks Istanbul’un 9. Edisyon’una yönelik olarak yapılan bu mekân değişikliği, organizasyonumuzun evriminde önemli bir kilometre taşını temsil ediyor. Akaretler’deki tarihi mekânımız, etkinliğimizin ruhunu şekillendiren bir yer oldu. Ancak, Artweeks Istanbul’un büyüyen kapsamı ve hedeflerini daha iyi desteklemek adına, daha geniş, modern ve prestijli bir mekân olan Ritz-Carlton Residences’a taşınma kararı aldık. Bu değişiklik, etkinliğimizin profilini yükseltmek ve sanatsal ifademizi genişletmek için stratejik bir adım.

Elbette devamen şunu sormak istiyoruz: Yeni mekan, etkinliğe hem katılımcılar hem ziyaretçiler açısından nasıl bir avantaj ya da dezavantaj getirecektir?

Yeni mekân, Artweeks Istanbul’a hem katılımcılar hem de ziyaretçiler açısından pek çok avantaj sunuyor. Daha geniş sergileme alanları, etkinliğimizin kapsamını genişletmemize ve çeşitli sanatsal disiplinleri daha etkileyici bir şekilde sergilememize olanak tanıyor. Bununla birlikte, Akaretler’deki samimi atmosferi yeniden yaratma konusunda özel bir çaba sarf etmemiz gerekebilir. Ancak bu, ziyaretçilerimize daha kapsamlı ve zengin bir sanat deneyimi sunma fırsatı olarak görülebilir.

Sadece Bir Adres Değişikliği Değil

Artweeks Istanbul’un isim değişikliği ile iddiasında ve vizyonunda ne gibi değişiklik olacak?

Mekân değişikliği, Artweeks Istanbul’un vizyonunda ve iddiasında bir dönüşümü simgeliyor. Yeni mekânımız, etkinliğimizin daha geniş bir uluslararası kitleye hitap etmesini sağlayacak ve İstanbul’un sanatsal ve kültürel manzarasında daha belirgin bir yer edinmemize yardımcı olacak. Bu, sadece bir adres değişikliği değil, aynı zamanda etkinliğimizin küresel sanat sahnesinde daha etkin bir rol üstlenme niyetimizin bir göstergesi.

9. Edisyon’a bakınca, başlangıcından bugüne geldiğiniz yeri nasıl yorumlarsınız? Etkinlik zaman içinde nasıl evrildi?

Artweeks Istanbul’un başlangıcından bu yana geçen süre içinde, etkinliğimizin sadece ölçek ve popülerlik açısından değil, aynı zamanda sanatsal derinlik ve çeşitlilik açısından da önemli bir evrim geçirdiğini görmekten gurur duyuyorum. Her yeni edisyon, katılımcıların ve ziyaretçilerin beklentilerini aşmayı amaçlayan yenilikler ve deneyimler sundu. Bu sürekli gelişim, Artweeks Istanbul’u Türkiye’nin en önemli çağdaş sanat etkinliklerinden biri haline getirdi.

Etkileşim ve Keşif Odaklı 

Sık sık dile getirildiği için şunu sormak istiyoruz: Artweeks’in bir fuar olmadığnın söylüyorsunuz, peki Artweeks’in bir fuardan nasıl ayrıştığını bizimle paylaşır mısınız?

Artweeks Istanbul’un bir fuar olmadığını vurgulamamızın nedeni, etkinliğimizin temel amacının sanat satışı üzerine kurulu olmaması. Biz, sanatı ve sanatçıları desteklemeyi, sanatsal diyalogları teşvik etmeyi ve geniş bir izleyici kitlesine sanatın çeşitli formlarını tanıtmayı amaçlıyoruz. Artweeks Istanbul, sanatseverleri, sanatçıları ve düşünürleri bir araya getiren, etkileşim ve keşif odaklı bir platform.

9. Edisyon’da etkinliklerden öne çıkanlar ve yenilikler nelerdir diye sorsak, nasıl bir cevap alırız?

9. Edisyon’da, Artweeks Istanbul ziyaretçilerine yeni ve yenilikçi sergiler, küratörlü projeler ve sanatsal performanslar sunacak. Bu yıl ayrıca, dijital sanat ve hikaye anlatıcılığına odaklanan özel bölümlerle sanatın sınırlarını genişletmeyi hedefliyoruz. İstanbul dışından katılan galeriler ve bağımsız sanatçıların eserleri, etkinliğimize uluslararası bir boyut kazandıracak.

İlginizi çekebilir:  One Akaretler 101 Seçkisi: Dört Kadın Bir Sergi

Hem Sorumluluk Hem Zevk

Genç yaşta Bilgili Holding’in yönetiminde yer almaya başladınız. Sizin kişisel tarihinizde kültür sanatın yeri nedir?

Genç yaşta Bilgili Holding’in yönetimine katılmam, kişisel ve profesyonel gelişimim üzerinde derin bir etki yarattı. Kültür ve sanata olan ilgim, çocukluğumdan beri benimle birlikte gelişti ve zamanla bu tutku, iş hayatımda da kendini göstermeye başladı. Sanat, bana yeni perspektifler kazandırırken, farklı kültürleri ve düşünce tarzlarını anlamamda kritik bir rol oynadı. Bu nedenle, Bilgili Holding içerisinde sanata ve kültüre yönelik projelerde aktif bir rol almak, benim için hem bir sorumluluk hem de büyük bir zevk.

Üstlendiğiniz görev çerçevesinde sanata destek olan bakış açınızı nasıl tarif edersiniz? Kısa, orta ve uzun vadede Bilgili Holding’in sanatla olan ilişkisi, nasıl bir çerçevede ele alınmalı?

Sanata olan desteğim, bir yandan toplumsal gelişimi ve kültürel zenginliği teşvik etme inancıma, diğer yandan da sanatın bireysel ve toplumsal iyileşme süreçlerinde oynadığı kritik role dayanıyor. Bilgili Holding olarak, sanat ve kültür projelerine yaptığımız yatırımlarla, toplumda sürdürülebilir bir etki yaratmayı amaçlıyoruz. Kısa vadede, genç sanatçıları desteklemek ve sanatın erişilebilirliğini artırmak; orta ve uzun vadede ise Türkiye’deki ve dünya genelindeki sanat ortamına katkıda bulunacak kurumsal koleksiyonlar oluşturmak ve sanat eğitimini teşvik etmek önceliklerimiz arasında yer alıyor.

Sanat Piyasasına Dair Optimistiz

Son dönemde giderek artan ekonomik krizi göz önüne aldığımızda, sanat piyasasının dinamiklerini nasıl değerlendirirsiniz?

Son dönemde artan ekonomik krizler, tüm sektörler gibi sanat piyasasını da etkiliyor. Ancak, sanat piyasasının dinamikleri, bu tür zorluklara karşı dayanıklı olma ve hatta kriz dönemlerinde yenilikçi yollarla büyüme gösterme kapasitesine sahip. Sanat eserlerinin değerinin yalnızca maddi olmadığını, aynı zamanda kültürel ve toplumsal bir değere sahip olduğunu unutmamak gerekir. Bu, sanat piyasasının geleceğine yönelik optimist olmamızı sağlıyor.

Bildiğiniz gibi CI Bloom fuarı da 24-28 Nisan’da yapılacak. Zamanlama konusunda karşılıklı ya da tek başınıza bir sratejik planlama yaptınız mı?

Evet, CI Bloom fuarı ile aynı döneme denk gelen Artweeks Istanbul, sanatseverlere zengin bir sanat takvimi sunuyor. Her iki etkinliğin de birbirini tamamlayıcı nitelikte olduğuna inanıyorum. Ziyaretçilerin her iki etkinlikten de en iyi şekilde faydalanabilmesi için, organizasyonlar arası işbirliği ve bilgi paylaşımı konusunda proaktif bir yaklaşım benimsedik. Bu, İstanbul’un kültürel yaşamına katkıda bulunacak ve şehri uluslararası sanat sahnesinde daha da ön plana çıkaracak.

Hemen hemen her sektörde sürdürülebilirliğin neredeyse imkansız olduğu bir memlekette tüm olumsuzluklara rağmen sanatı desteklemeye nasıl devam etmeyi planlıyorsunuz? Şimdiye kadar nasıl zorluklar yaşadınız?

Türkiye’de ve genel olarak dünya genelinde sanatı desteklemenin zorluklarına rağmen, bu alandaki tutkumuz ve bağlılığımız değişmeden devam ediyor. Karşılaştığımız en büyük zorluklardan biri, sürdürülebilir finansman kaynakları bulmak ve sanatın sosyal ve ekonomik etkilerini somut şekilde göstermek. Ancak, sanatın toplumsal gelişime ve bireysel iyileşmeye katkısına olan inancımız, bu zorlukların üstesinden gelmemize yardımcı oluyor. İnovatif işbirlikleri, teknolojiyi kullanma ve geniş kitlelere ulaşma yollarını arayarak, sanatı herkes için erişilebilir kılmaya devam edeceğiz.

2024 yılı itibarıyla, çağdaş sanatın Türkiye’de ve dünyada geldiği nokta sizce nedir?

2024 yılı itibarıyla, çağdaş sanatın ulusal ve uluslararası düzeyde giderek daha fazla tanınan ve takdir edilen bir alan haline geldiğini gözlemliyoruz. Sanat, küresel diyalogların ve kültürel alışverişin merkezinde yer alıyor ve toplumsal değişimlerle sıkı bir şekilde bağlantılı. Özellikle dijital sanat ve yeni medya çalışmalarının yükselişi, sanatın sınırlarını zorluyor ve geniş bir yelpazede yeni ifade biçimleri sunuyor. Bu dinamik ortam, sanatçıların toplumsal olaylara tepki gösterme ve dünya çapında izleyicilerle etkileşim kurma yollarını yeniden şekillendiriyor.

Temo’ya İlham Veren Eserler

Son olarak kişisel bir soru: Çok etkilendiğiniz bir kitap, bir sanat eseri, bir şarkı, bir film veya başka bir sanat dalından bir eser var mı? Bizimle paylaşır mısınız?

Sanatın hayatımda çok özel bir yeri var ve beni derinden etkileyen pek çok eser var. Örneğin, Sarah Thornton’un Seven Days in the Art World adlı kitabı, sanat dünyasının iç yüzünü ve dinamiklerini anlama konusunda benim için bir dönüm noktası oldu. Sanat eserleri arasında ise René Magritte’in Son of a Man tablosu, gerçeklik algımızla oynama şekliyle beni her zaman büyülemiştir. Müzikte, Ella Fitzgerald’ın şarkıları, özellikle sesinin sıcaklığı ve ifade gücü, benim için duygusal bir dönüşüm aracıdır. Sinemada, A Good Year, Amelie, Inception, Matrix ve Godfather gibi filmler, hem hikayeleri hem de görsel anlatımlarıyla kişisel favorilerim arasında yer alır. Bu eserler, bana ilham veren ve yaratıcılığımı tetikleyen kaynaklar olarak kalmaya devam ediyor.

Previous Story

Sanat Kutuplaştırıcı Tartışmalara Merhemdir

Next Story

“Gerçek Galerici Sanatçı Gibidir, Sanat Hayatının Merkezindedir”

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.