Bir kıyafete, aksesuara sahip olmak demek artık sadece ‘fiziksel’ olarak sahip olmak demek değil. Özellikle pandemi döneminde yükselişe geçen dijital moda evleri ve platformlarının etkisi artarak devam ediyor. Dijital, üç boyutlu teknolojilerdeki yeni gelişmeler ve pek çok sektörde sürdürülebilirlik kavramının önceliklendirilmesi moda dünyasına da yeni bir ‘trend’ olarak yansıdı. Dijital moda evleri ve sanal (virtual) tasarımlar hem yeni bir pazar oluşturuyor hem de sanal kimliklerini ‘geliştirmek’ isteyen, teknolojiyle yakından ilgili insanlara alternatif bir alışveriş ve deneyim sunuyor.
Bazıları dijital moda evleri ve sanal tasarımları gelecek dünyanın bir parçasıyla “şimdiden” tanışma imkanı olarak değerlendirirken, bazıları sanal moda endüstrisinin, şu anda şahit olduğumuz ‘gerçeği’nden daha az zarar verecek olmasını motivasyon kaynağı olarak görüyor. Bu düşünceye yakın olanlar hızlı modanın dünyaya etkilerini hatırlatıyor. Kıyafet ve aksesuarların üretim sürecinin çevreye verdiği zarara, bu süreçten etkilenen doğal kaynaklara örneğin harcanan su miktarına ve adil, insani olmayan koşullarda çalışan insanların yaşadıkları emek sömürüsüne dikkat çekiyor.
Sistem Nasıl İşliyor?
Dijital moda evleri, fiziksel olarak sahip olabileceğiniz kıyafet ya da aksesuarlar üretmek yerine sadece online olarak görülebilecek dijital parçalar üretiyor. Bu markalar, moda tasarımlarının sadece fiziksel formda var olmayacağını düşünen, bu anlamda ‘ileri görüşlü’ kitleyi hedef alıyor.
Tıpkı alışık olduğumuz moda markaları gibi, dijital moda evleri de internet sitelerinde dijital kıyafetlerini ve aksesuarlarını satışa sunuyor. Parçalar genel olarak NFT (non-fungible token) olarak sunulsa da tasarımlar NFT formatında satın alınmak zorunda değil. Kendi fotoğraflarınız üzerinde deneme imkanınızın olduğu, online olarak satın alabileceğiniz dijital tasarımlarını izleyiciyle buluşturan markalar da bulunuyor. Dolayısıyla blokzincir üzerinden işleyen bir piyasa olduğu gibi, blokzincir dışında bir pazar da var.
Oyunlar, Sosyal medya ve Sanal Gerçeklik Platformları
Bu teknolojide de herhangi bir e-ticaret sitesinde olduğunda gibi, web sayfasında sunulan ürünler arasında gezerek beğendiğiniz tasarımı seçiyor; ödeme işlemini yaparak satın alıyorsunuz. Bu alışverişin tek farkı aldığınız ürünün fiziksel bir ürün olmaması. Özetle, sosyal medya platformları, video oyunları ya sanal gerçeklik (VR) platformları gibi sadece sanal dünyada ‘giyebileceğiniz’, dijital bir ürünü, yani ‘pikselleri’ satın alıyorsunuz.
2019’da 9 Bin 500 Dolara Satıldı
Siber-moda ya da dijital moda 2020’ler itibarıyla yükselişe geçse alanın ilklerinden olan moda evi The Fabricant, 2018’de kuruldu. Ana merkezi Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da olan The Fabricant, sadece dijitale özel ürettiği couture tasarımlar sunuyor. Marka 2019’da “Iridescence” adlı elbiseyi blokzincir üzerinden, Portion isimli platformdaki açık artırmada 9 bin 500 Amerikan dolarına satarak uluslararası piyasada adını duyurdu.
The Dematerialised, Binance, Star Atlas, Nifty Gateway, Async art gibi çeşitli blokzincir satış platformları üzerinden sunduğu NFT koleksiyonlarını meraklılarıyla buluşturan marka, geleneksel moda dünyasından bildiğimiz tanınmış markalar ve isimlerle ortak projelere de imza atıyor. Bu markaların arasında Adidas x Karlie Kloss, Tommy Hilfiger ve Puma’yı örnek olarak sıralamak mümkün.
Marka, The Fabricant Studio çatısı altında “isteyen herkesin dijital moda yaratıcısı olabileceği ve dijital moda ekonomisinde kendine yer bulabileceği” bir platform sunmayı amaçlıyor. İnternet sayfasındaki The Fabricant Studio sekmesinin altında “2025’e kadar 100 milyon insan, The Fabricant Studio’da yaratılmış (‘mint’ edilmiş) dijital kıyafetler giyerek, metaverse’e hazır olacak” cümlesi göze çarpıyor.
2020 İtibarıyla Hız Kazandı
Kaliforniya’da Ağustos 2020’de kurulan DressX platformu, internet sitesi dressx.com’da çok sayıda tasarımcıyı bir araya getiriyor ve modayı, teknolojiyi yakından takip edenlere gündelik ve tasarım kıyafetlerden güneş gözlüğü, şapka ve küpe gibi aksesuarlara uzanan farklı ürünler sunuyor.
Platformun internet sitesinde alınan ürünlerin nasıl giyileceğine dair bilgilerin yer aldığı “How to Wear” (Nasıl Giyilir) sekmesi dikkat çekiyor. Ayrıca “Sustainability” (Sürdürülebilirlik) sekmesine tıkladığınızda “Dijital moda Sürdürülebilirlik Raporu 2020”nin yer aldığı, dijital moda ile geleneksel modanın çevreye olan etkilerinin kıyaslandığı sayfaya yönlendiriliyorsunuz. Sayfada DressX’in tüm dijital giyim satış gelirlerinin yüzde birinin de No More Plastic vakfına bağışlandığını da belirtiyor.
Öte yandan dijital moda dünyası gündemden bağımsız değil. Şu günlerde dünya gündeminin bir numaralı maddesi olan Ukrayna-Rusya savaşı da sitede kendine yer buluyor. “Support Ukraine Collection” (Ukrayna’ya Destek Koleksiyonu) kapsamında, Ukrayna bayrağının sarı ve mavi renklerinde şapkadan elbiseye, swearshirt’ten küpeye uzanan farklı tasarımlar satışta. Yakın zamanda uygulamasını piyasaya süren platform, NFT pazarına da girmeye hazırlanıyor.
DressX’in yanı sıra moda NFT’lerine odaklanan The Dematerialised da özellikle lüks moda evlerinin koleksiyonlarıyla dikkat çekenlerden. Karl Lagerfeld markasının ilk NFT koleksiyonunu The Dematerialised üzerinden sunmasıyla bilinirliği artan platform, alışveriş için kripto cüzdana sahip olmayı da gerektirmiyor. Kullandığı Lukso blokzincir altyapısı ve Universal Profile sistemi sayesinde sistemdeki hesabınızda NFT’leriniz saklanabiliyor. Alışverişte ise standart para birimleri ya da Bitcoin, Ethereum gibi kripto paraları tercih etmek mümkün.
2 yıllık bir diğer platform olan Digitalax ise dijital ürünler için bir pazaryeri işlevi yürütüyor. ABD merkezli, açık kaynaklı platform sektörün hem yaratıcıları hem de tüketicilerine tasarımlara sahip olabilecekleri, deneyimleyebilecekleri ya da satabilecekleri bir ortam sunuyor. NFT koleksiyonerleri için de tercih edilen platformlar arasında yer alıyor.
Sürdürülebilirliğe Dikkat Çekiyor
Moda evlerine dönersek, 2020’de kurulan dijital moda evleri XR Couture ve Tribute geleneksel modanın dünyaya etkilerine ve sürdürülebilirliğe dikkat çeken markalar olarak karşımıza çıkıyor. XR Couture, müşterilerine tek sipariş için birden fazla fotoğraflarını yükleme imkânı tanırken, tasarımların farklı renklerine de erişim sunuyor. Marka piyasaya kıyasla makul fiyatları nedeniyle dijital modayla yeni tanışanlar için uygun bir adres olarak işaret edilenlerden.
Hırvatistan kökenli moda evi Tribute ise müşterilerine satın aldıkları dijital tasarımı giydikleri bir CGI fotoğraflarının yanı sıra ürünün orijinal sahibi olduklarını gösteren bir dijital güvenirlik sertifikası veriyor. İnternet sitesinde ise pek çok tasarım için 100 yüklemenin ardından ürünün satışı duruyor ve stoklar yenilenmiyor. Bu strateji de talep yaratılmasında etkili oluyor.
Londra merkezli dijital moda evi Auroboros haute-couture tasarımlar sunan markalar arasında öne çıkanlardan. Doğadan ilham alan tasarımlarıyla dikkat çeken marka, ‘ütopik geleceğin’ tasarımlarını sunmayı vadederken, aynı zamanda bu geleceğin insan bedeniyle olan ilişkisi üzerine yeni tartışmalar başlatmayı amaçlıyor. İş birlikleri sayesinde eğitim olanakları ve atölyeler de sunan marka, Londra Moda Haftası’nda sunduğu “Biomimicry” adlı dijital koleksiyonuyla dikkat çekti. 14 parçalık koleksiyon doğa ve teknolojiyi bir araya getiren tasarımlarıyla adından söz ettiriyor.
Metaverse Fashion Week
Sanal gerçeklik platformu Decentraland, 24-27 Mart 2022 tarihleri arasında Metaverse Moda Haftası’na ev sahipliği yaptı. Dezeen’in haberine göre, dört günlük moda haftası süresince katılımcı markaların tasarımlarını sunduğu defilelerin yanı sıra pop-up show’lar ve defile sonrası after party’ler de gerçekleşti.
Moda haftasına Decentraland üzerinden herkesin izleyici olarak dahil olabileceği belirtilirken, program kapsamında dijital moda dünyasının tanınmış markalarından DressX, The Fabricant, Auroboros’un yanı sıra 3D sanatçısı Jason Ebeyer’in de aralarında olduğu pek çok isim yer aldı.
Sanal ve Geleneksel Moda Dünyası Bir Arada
Akla gelen bir soru “sanal ve fiziksel moda dünyalarının yolları kesişecek mi?” sorusu. Görünen o ki, yanıt evet. Şimdiden iki moda dünyası arası ‘geçiş’lere şahit oluyoruz. 2022 New York Moda Haftası kapsamında tasarımcı Jonathan Simkhai’nin Sonbahar/Kış koleksiyonu sanal dünya Second Life’da tanıtılmıştı. Moda editörleri, yazarları ve influencerlar bu kez kendileri için değil, avatarları için sanal dünyada ön sırada oturma telaşına düşmüştü. Koleksiyon için Simkhai’nin fiziksel olarak hazırladığı son koleksiyondan on parça, giyilebilir, dijital tasarımlara dönüştürülmüştü.
Daha sonra Vogue.com’a konuşan tasarımcı, bu atılımla yeni bir dünyayı keşfetme ve var olan kitlesini bu dünyayla tanıştırma arzusunun yanı sıra bu yolla yeni bir müşteri kitlesi edinme amacı olduğunu da ifade etti.
Tamamen dijital tasarımların yanı sıra teknoloji, fiziksel kıyafetleri de farklı boyutlara taşıyor. Montreal’deki moda tasarımcısı Ying Gao’nun tasarladığı robotik elbiseler, çevreyle etkileşime geçerek form değiştiriyor. Tasarımcı pandemi döneminde ‘otonom giyim’ olarak adlandırdığı projesine “Flowing Water” ve “Standing Time” adlı iki elbise modeli ekledi. Elbiseler yakın çevredeki renklere duyarlılık göstererek dalgalanıyor, daralıyor ya da genişliyor. Sanatçı daha önce de çevredeki insanlara tepki olarak kıvrılan ya da belli bir süre bakıldığı zaman ışık yayan elbise modellerini tanıtmıştı.
Dijital spor ayakkabılar üreten ve sattığı yüzlerce çift sanal spor ayakkabısıyla dikkat çeken Rtfkt markası ise Aralık 2021’de Nike tarafından satın alınarak manşetlere taşındı. Nike markasının bu alımla metaverse’e hazırlandığı belirtilirken, Gucci ve Buffalo London gibi tanınmış uluslararası markalar da sanal spor ayakkabı tasarımlarını modaseverlerle buluşturmuştu.
Görünen o ki, geleneksel ve dijital moda evleri arasında iş birliklerine şahit olmaya devam edeceğiz. Geleneksel moda tasarımcılarından koleksiyonlarını sanal evrende tanıtanların ve o evrenlere özel kapsül koleksiyonlar üretenlerin sayısının artması şaşırtıcı olmayacak…