Ne demişti Yaşar Kemal?
“Bu ülkede dört şey olmayacaksın, kadın, çocuk, ağaç ve sokak hayvanı.”
Gün geçmiyor ki Kemal’in bu cümlesini anmayalım..
Masum sokak hayvanlarının katledilmesini içeren yasanın vahşeti, kadın ve çocuk cinayetleri, giderek daralan ekonomik darboğaz derken Türkiye sosyal açıdan tarihinin en zor dönemlerinden birini yaşıyor. İnsana ve iyiliğe olan inancımızın günden güne solduğu, ruhumuzu paramparça eden gündemin içinde sadece hayatta kalmak çabası içindeyiz desek abartılı olmaz.
Bu dergi baskıya hazırlanırken hayvan yasasının kendisinden de beter olan uygulama maddeleri açıklanmış ve toplumu derinden umutsuzluğa iten Narin cinayetinin ilk duruşmaları yapılmaya başlanmıştı.
ArtDog Istanbul ilk kurulduğu günden beri toplumsal meselelerin içinde, duyarlı ve dert edinen bir yaklaşım sergiledi. Her basılı sayıda masaya yatırdığımız, eleştirel ve sorgulayan gözlerle yaklaştığımız dosya konularına devam ediyoruz.
Yılın son sayısında kadına ve çocuklara yönelik şiddet haberlerinden yola çıkıp ‘bugünün, geçmişin ve ne yazık ki geleceğin konusu olmaya devam edecek’ bir meseleyi ele aldık. Sine Ergün’ün “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadelenin Belleği” başlıklı konusu kadına yönelik şiddetin sanata nasıl yansıdığına odaklanıyor.
“Sanatı yalnızca ‘bellek tutma’ işleviyle sınırlı tutmadan; yerleşik olan her şeyi sorgulaması ve sorgulatması, gelecek tahayyülleri barındırmasıyla sanat, doğası gereği, kadına yönelik şiddetle mücadelenin de ayrımsanmayacak bir parçası” diyen Ergün’ün CANAN, Fulya Çetin, İpek Duben, Necla Rüzgar, Nezaket Ekici ve Şükran Moral ile kendi sanat pratikleri dahilinde kadına yönelik şiddeti nasıl ele aldıkları hakkında söyleşiler gerçekleştirdiği dosya konusunu arşivlik bir araştırma olarak sunuyoruz.
Kapağa taşıdığımız haberimiz ise Cumhuriyet döneminin en önemli kadın sanatçılarından biri olan 2004 yılında kaybettiğimiz Semiha Berksoy’un Aralık ayında dünyanın en önemli sanat kurumlarından biri olan Hamburger Bahnhof – Uluslararası Çağdaş Sanat Galerisi’nde açılacak retrospektif sergisi.
1930’ların başında Türkiye’deki başarısının ardından Berlin’e gitmek üzere Türk hükümeti bursu alan ve 1936’dan 1939’a kadar Hochschule für Musik’de okuyan Berksoy II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi nedeniyle Türkiye’ye dönmek zorunda kaldı.
Berksoy retrospektifi, sanatçının 1930’lardan itibaren görsel sanatlar ve sahne sanatları dünyasında çığır açan kariyerini bütüncül bir bakış açısıyla sunacak. Seçilen 100’e yakın eserin yanı sıra arşiv belgeleri, film klipleri ve ses kayıtları, Berksoy’un opera performanslarının yer alacağı serginin bir süre sonra İstanbul Modern’de yer bulacağının haberini buradan verelim.
20 Kasım’a kadar uzatılan Çanakkale Bienali’nin öne çıkan, yenilikçi işlerinin yer aldığı konunun yanı sıra yarım asırdır büyük bir tutku ile topladığı eserleri sergilenen Mustafa Taviloğlu koleksiyonu haberine de göz atın deriz.
Her şeye rağmen kültür ve sanatla ayakta kalmaya çalıştığımız bu günlerde radarımıza takılan tüm gelişmeleri bu sayıda derledik.