Sevinç Altan’ın Galeri Nev İstanbul’daki ilk kişisel sergisi Keşiş Yengecinin Evi, ev, yuva ve aidiyet, güvence, göçmenlik-göçebelik, savaş ve sınırlar gibi kavramlar çerçevesinde şekilleniyor. Sergi, bir kâğıt toplayıcısı olan İsmail’in 5 yaşındaki kardeşi Can’ın yaptığı kırmızı bir keşiş yengeci (hermit) resminden ilham alarak oluşturulmuş. 21 Ekim’e kadar süren sergiyi Sevinç Altan ile konuştuk.
Serginin ismi oldukça şiirsel. Serginin kavramsal kökleri nasıl belirginleşti?
Evet Galeri Nev İstanbul’da ilk kişisel sergim. Göçmenlik-göçebelik, sınırlar, savaş gibi konular etrafında dolaşan bir sergi oldu. Göçler, mülteci hareketleri, bunları üreten koşullar üzerine okumalar yapıyordum; birçok düşünürün göçü, ulusal-kolonyal ayrıcalıkların krizine işaret eden modernliğin değişmezlerini kuşkulu hale getiren bir olgu olarak ele almaları dikkatimi çekmişti. Ben bu doğrultuyu temel alarak kolonyalizm, ulus devlet oluşumu, sınırlar, kimlikler üzerine eşelenirken; bir yer kurma, bir yapma, bozma ve yeniden yapma yolu olarak göçebeliği de hatırlayarak yeni işler tasarlamaya başlamıştım. Tasarladıklarım, göçmen kardeşler İsmail ve Can ile tanıştıktan sonra ana hat aynı kalmakla birlikte farklılaştı değişti, dönüştü. Can’ın yaptığı bir keşiş yengeci resminden ilhamla oluştu bu sergi diyebilirim, adını da ondan aldı. Onun için de Can’a ithaf etmek istedim.
Serginin ismine dönersek, sergideki bağlamlar ile tuhaf dünyamızın çeşitli durumları dolaylı bir imge bağlantısı kuruyor. Bu noktada sergi ismini nasıl aldı?
Can, bir atık kâğıt işçisi olan…
*Yazının tamamını ArtDog Istanbul’un son sayısından okuyabilirsiniz.
“BİR YOK OLUŞA DOĞRU” Sayısı
Kapak Görseli: Billie Grace Lynn, White Elephant (naylon, şifron ve elektrik fan 10’ L x 6’W x 8’H)
Kapak Tasarımı: Burcu Ocak