Christie’s Müzayede Evi, iç mekan tasarımı ve estetik anlayışıyla tanınan Mica Ertegün koleksiyonunu 2024 sonbaharında başlayıp Aralık ayında tamamlanan bir dizi müzayede ile satışa sundu. Zarafeti ve sofistike zevkiyle bilinen Ertegün’ün yıllar içinde titizlikle bir araya getirdiği sanat eserleri, mobilyalar ve dekoratif objeler, koleksiyonerler ve sanat tutkunları için benzersiz bir fırsat oluşturdu.
Tasarımcı, hayırsever, koleksiyoner ve yaratıcı güç Mica Ertegün, efsanevi gözüyle dünya sanat ve tasarım camiası tarafından hep saygı gördü. Biz kendisini daha çok dünyaca meşhur eşi Türk asıllı büyük prodüktör Ahmet Ertegün vesilesiyle tanıyorduk. Ahmet ve Mica Ertegün çiftinin çoğu yıllardır el değiştirmemiş parçalardan oluşan olağanüstü koleksiyonu toplamda 196,099,236 milyon dolara satıldı.
Efsanevi Bir Tasarımcı: Mica Ertegün
Orijinal ismi olan Ioana Maria Banu (1926–2023), çocukluk takma adıyla ‘Mica’, Romanya’nın köklü ailelerinden birinin içine doğdu. Savaş yıllarında ailesinin bir kısmıyla birlikte ülkesinden ayrılmak zorunda kalan Mica, Zürih’e kaçtıktan sonra kısa bir süre Paris’te model olarak çalıştı ve sonra evlenerek Kanada kırsalına taşındı. Kanada’da geçirdiği 10 yılın ardından, ailesi hala Romanya’dayken Mica’nın hayatı, babasının Romanya’dan çıkarılmasına yardımcı olabileceği umuduyla Türkiye’nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi ile görüşmek üzere New York’a gitmesiyle değişti. Bu yolculuk sırasında Ahmet Ertegün’le tanıştı ve Ertegün Mica’nın duruşu ve çekici tavrından hemen etkilendi. Mica kısa süre sonra New York’a yerleşti ve 1961’de Ertegün’le evlenerek yaklaşık 50 yıl sürecek bir evliliğe adım attı.
1967 yılında MAC II isimli iç tasarım firmasını kurarak iç mekan tasarımına öncülük etti. Modern ve zamansız tasarımlarıyla, kuşaklar boyunca yaşam tarzlarını ve mekan algısını değiştirdi. Yalın ve zarif tasarımları, sanat koleksiyonuna da yansıyan sofistike zevkinin bir göstergesiydi.
Sanata ve tasarıma olan tutkusu onu aynı zamanda önemli bir koleksiyoner ve hayırsever yaptı. 2017 yılında, Kraliçe II. Elizabeth tarafından İngiliz-Amerikan kültürel ilişkilerine, eğitime ve hayır işlerine katkılarından dolayı Britanya İmparatorluk Nişanı (CBE) ile onurlandırıldı.
Mica Ertegün’ün Koleksiyonunda Neler Vardı?
Mica’nın tüm evlerinden derlenen bu koleksiyon, koleksiyonerlere bu efsanevi mekânların mirasının bir parçasını takdir etme ve sahip olma konusunda eşi benzeri görülmemiş bir fırsat sundu. Seçilen parçalar, New York ve Paris’te gerçekleşen çeşitli müzayedelerde satışa çıkarıldı. Bu eşsiz koleksiyon, zarif mobilyalardan şaheser sanat eserlerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyordu. Bahsedilmesi gerekenler arasında, Jean-Michel Frank ve Émile-Jacques Ruhlmann gibi ünlü tasarımcıların nadide mobilyaları, Alberto Giacometti ve Alexander Calder gibi sanatçıların eserleri yanında René Magritte’in Sürrealizm’in simgesi olan muhteşem, tekil tablosu L’empire des lumières (1954) gibi başyapıtlar bulunuyordu.
Koleksiyon Joan Miró, David Hockney, Ed Ruscha ve Morris Louis’in eserlerinin yanı sıra heykeller, çizimler, baskılar ve mobilyaları da bir araya getiriyordu. Art Deco ve modern tasarımın en özel parçalarından oluşan mücevherler, tasarım objeleri ve dekoratif sanat eserleri de hem Mica’nın sanata olan tutkusunu yansıtıyor hem de onun estetik anlayışını gözler önüne seriyordu.
Christie’s uzmanları, her bir objenin tarihini ve sanat değerini detaylıca açıklayarak koleksiyonerlere rehberlik etti. Ayrıca, elde edilen satış gelirinin önemli bir bölümü, Oxford Üniversitesi Beşeri Bilimler Lisansüstü Burs Programı, Lincoln Center’da Caz, Dünya Anıtlar Fonu gibi hayır kurumlarına bağışlanarak Mica Ertegün’ün hayırseverlik mirası sürdürüldü.
Sanat ve tasarım tutkunları için kaçırılmayacak bu müzayede hakkında daha fazla bilgi almak ve detayları keşfetmek için Mica Ertegün Koleksiyonu Christie’s’de başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.