Land & River Art Bienali

Tarihi Nevali Çori’nin sular altında kalan alanları karşısında bulunan 3 ada, Karakuş Tümülüsü, Cendere Köprüsü ve Nemrut zirvesinde 23 Eylül’de başlayan bir Arazi & Nehir Sanatı Bienali yapılacak. Nihat Özdal ile Türkiye’de pek hakkı verilmeyen bir tür olan Arazi Sanatı’nı konuştuk.

//

Türkiye’nin ilk Land ve River Art Bienali, Commagene LAR “Bir Metaforun Değeri” Temasıyla Adıyaman’da gerçekleşiyor. Geçen sene ilk defa düzenlenen Kommagene Bienal’in ardından Commagene LAR (Land and River Art) olarak yeni bir aralık yaratmaya çalışacak. Commagene Land and River Art, bu yıl ilk defa düzenleniyor. Manchester Üniversitesi’nden Prof. İsmail Ertürk’ün yazdığı “Bir Metaforun Değeri” metninden yola çıkarak bu başlıktaki temayla dünyadan ve ülkemizden bu alanın önemli sanatçıları ile Fırat Nehri üzerindeki adalarda gerçekleşecek. Bienal, 23 Eylül’den 23 Aralık 2023 tarihine kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.

Land Art (Arazi sanatı) Türkiye’de geniş kitleler tarafından bilinen bir tür değil. Bu alanda yola çıkmaya nasıl karar verdiniz ve süreç nasıl şekillendi?

Haritalara merakım ilk okul yıllarından başladı. Gözüm kapalı haritalar çiziyordum. Anadolu’nun görkemli yüksekliğinin, benim o çok sevdiğim bozkır renkleri ile gösterilmesi ayrı bir bağ… Resim derslerinde bir klasik “doğa ile ilgili bir resim yapın”, çoğunluk için doğa ağaçlar ormanlarken benim için hep kısa boylu otlar oldu. Baharda yeşeren sonra uzunca sararan, upuzun bir sarılıkta kalan kuru otlar. Bozkır kendi içinde pek çok canlıyı barındırır, sırtlanlar, çöl varanları, kum keklikleri, kelaynaklar… Kuru otlar size geniş bir ufuk verir, bu ufuk hem bakışlar hem de düşünceler için bir özgürlük alanıdır. Ormanlar ise hem ufku hem düşünceyi küçültür. Bu ilişki sofralardan, halk danslarına kendini gösterir. Kuru otların olduğu coğrafyalarda uzunca halay halkaları vardır, batıya doğru efeler kollarını ve adımlarını açar. Ormanlar ise dar alanlarda oynanan oyunlara sıkışmıştır. Bu özgürlük alanı sanatsal üretimlere dönüşmek için neden kullanılmasın fikri ile yola çıktık. Geçen sene Kommagene Bienal’de arazi sanatı ile uğraşan sanatçıların geri dönüşleri çok verimli olmuştu. Bienali ikiye bölelim bir sene bu alanda devam edelim dedik.

Arazi Sanatı ve Nehir Sanatı başlığıyla Adıyaman’da düzenlenecek Bienal aslında nehir’i de içine kattığı için bir ilki gerçekleştiriyor değil mi? Bu anlamda bu bienalle literatüre bir nehir teması mı katılmış olacak?

İklim krizi suları daha çok konuşmamıza neden oldu. Belki de çok daha önce bunları konuşmamız gerekiyordu. Barajlarla boyunları bükülen nehirlerle dolu coğrafyamız. Son yıllarda daha çok sanatçı bu krizi kendine dert etmeye başladı. Anadolu’dan kuşbakışı geçerken, şanslıysanız uçuşlarda bir cam kenarında, nehirlerin kara parçaları üstünde oluşturdukları muhteşem şekillerde kalırsınız. Tek başına bu görüntüler bile eşsizdir. Bir sanatçı olarak da nehirlere çalışan, nehirlerde çalışan biriyim. Hem doğduğum nehir Fırat hem dünyada karşıma çıkan başka nehirlerle işbirliğinde eserler üretiyorum. Nehirlerin hakları var. Yeni Zelanda Meclisi’nin Whanganui Nehri’ne tanıdığı insan statüsü önemli bir adım oldu. Tarihi başlatan Fırat ve Dicle Nehirlerine bu hak neden tanınmasın! Nehir sanatı, nehirlerle yapılan bir işbirliğinin sanatı, onlarla ortak neler üretebiliriz bu bienalde biraz da buna kafa yorduk.

İklim krizi, pandemi, Ukrayna Rusya savaşı, dünyada artan faşist eğilimler, gelir ve adalet dağılımda bozukluk ve hatta yapay zeka tehdidiyle karşı karşıya olan gezegende ağırlıklı olarak doğadaki malzemelerle yapılan Arazi Sanatı’nın öneminin arttığını düşünüyor musunuz?

İlginizi çekebilir:  CerModern’de Yeni Sergi: “İçgüdü ve Yazılım Dilbilgisi”

Doğaya, kırlara, gerçek yeryüzüne dönmeyi konuşuyoruz. Bu felaketler asıl değerli olanın ne olduğu sorusunu da beraberinde getirdi.

LAR COMMAGENE

Adıyaman’da düzenlenen Türkiye’nin ilk Land ve River Art Bienali Commagene LAR, “Bir Metaforun Değeri” temasıyla Adıyaman’da Fırat Nehri üzerindeki adalarda sanatseverlerle buluşacak. Nemrut zirvesi, Karakuş Tümülüsü ve Cendere Köprüsü diğer bienal mekanlarından. Türkiye’nin önde gelen sanatçıları ve uluslararası katılımcıların eserlerinin sergileneceği bienal, 23 Eylül’den 23 Aralık 2023 tarihine kadar ziyaret edilebilecek.

Bu yıl tema Bir Metaforun Değeri olarak duyuruldu. Bu tema hakkında biraz daha bilgi verir misiniz?

İngiltere merkezli FutureEverything’in para ve çevre konulu uzun soluklu oturumlarını yakından takip ettim. Bu sene bienalin açılış panelinde de uzunca konuşacağımız bir konu. Manchester Üniversitesi’nden İsmail Ertürk’ün bu konuda yazdığı makale bizim için yol gösterici oldu.

Geçen sene ilk defa yapılan Kommagene Bienali nasıl bir iz bıraktı?

Hayali Bir Uygarlık kurma fikri ile buluşmuştuk geçen yıl. Pek çok uygarlığın gelip geçtiği, halen çok kültürlüğün renkli bir şekilde kendini gösterdiği eski Kommagene toprakları, medeni olanın ne olduğu sorusunu tartışmaya açmıştı. Bu eserlerin önemli bir bölümü duruyor ve bienaller aracılığı ile oluşan bu birikimle, dünyada bir ilk olacak Müze Ada kurmayı hedefliyoruz.

Çok hakkı verilmeyen bir coğrafyada gerçekleşecek bienal ana mekanları hakkında bilgi verir misiniz?

Bienalin merkezi tarihi Nevali Çori’nin sular altında kalan alanları karşısında bulunan 3 ada, bu adalarda herhangi bir yerleşim bulunmuyor, tarım yapılmıyor. Şimdilerde sadece sanat odağında kullanılıyor. Diğer mekanlar ise bölge arkeolojisi ve tarihi için çok önemli olan, Karakuş Tümülüsü, Cendere Köprüsü ve Nemrut zirvesi.

Bienal boyunca yapılacak konuşmalar ve yan etkinlikler var değil mi?

Sürdürülebilirlik, Ekonomi ve Çevre Paneli bienalin açılışında gerçekleşecek. İsmail Ertürk’ün yöneteceği bu panelde Betül Bildik, Fatma Çolakoğlu, Burak Delier, Sabahnur Erdemli, Bahadır Kaleağası ve Argun Okumuşoğlu yer alacak. Para ve Çevre başlığında Irini Papadimitrio, Antroposen Çağı ve Doğayla İlişkimiz başlığında Sophy King, Sanat ve Ekoloji İlişkileri başlığında Becky Lyon’un konuşmaları olacak.

Bizleri neler bekliyor?

Çok kıymetli sanatçılar bu bienalde bizlerle olacak, eserlerin tamamı bölgede, burada yaşayan demirci, marangoz, duvar ustası, camcı gibi zanaatkârlar ile beraber üretiliyor. Hem bölgede bize destek olan sayamayacağım kadar çok kıymetli arkadaşa hem de sanatçılarımız Shirin Abedinirad, Odmaa Uranchimeg, Zaid Saad, Mariko Hori, Lotta Petronella, Ana Laura Contera, Yalda Jamali, Kim İncheol, Elica Masuya, Sinem Dişli, Meltem Şahin, Cengiz Tekin, Murat Cem Baytok, Jon Foreman ve Vahap Avşar’a çok teşekkür ediyorum.

 

ArtDog Istanbul 18. Sayı150,00Eylül – Ekim 2023

“BİR YOK OLUŞA DOĞRU” Sayısı

Kapak Görseli: Billie Grace Lynn, White Elephant (naylon, şifron ve elektrik fan 10’ L x 6’W x 8’H)

Kapak Tasarımı: Burcu Ocak

Başarılı

Previous Story

18. Contemporary Istanbul

Next Story

HaZaVuZu’nun 18 yıllık serüveni

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.

Verified by MonsterInsights