Zıtlıkların Sanatçısı Fikret Muallâ - ArtDog Istanbul
Fikret Muallâ, İsimsiz, 19X24,5, Kağıt üzeri guaj, Hancan Sanat Koleksiyonu

Zıtlıkların Sanatçısı Fikret Muallâ

Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi ve Bor Sanat’ın işbirliği ile ortaya çıkan "Zihnin Sınırlarında Bir Rota: Fikret Muallâ" sergisi Mart ayında Erimtan Müzesi’nde açılıyor.

//

Fikret Muallâ yaşadığı sürede değilse de bugün Türkiye sanat tarihinde büyük önem taşıyan ressamlarından biri. Eserleri ve kişiliği ile kendi deyimiyle boyun eğmeyen bir sanatçıydı. Hayatı zıtlıklarla iç içe geçti; hayatın kendisini “üzüntülü” bulurken eserlerinde renk paleti hep canlı renklerden yanaydı, varlıklı bir ailenin çocuğu olarak 1903’te başladığı hayatı 1967’de kimsesizler mezarlığında son buldu, onu defalarca akıl hastanesine yatıracak denli yoğun geçirdiği dönemlerine karşın başına buyruk bir kişilikti.

Muallâ’nın hayatı o dönem Türkiye’sinin iniş çıkışları, savaşla iç içe Avrupa’nın varoluş sorunlarını yansıtır nitelikte. Saint Joseph ve Galatasaray Lisesi’nde başlayan eğitim hayatı, Moda’daki evi, futbol tutkusu üçgeninde geçirdiği çocukluğunu “devri saadetim” diye tanımlar sanatçı.

Fikret Muallâ, Au Marche, 85×78 cm, 1957, Kağıt Üzeri Guaj, Hancan Sanat Koleksiyonu

Hayatındaki Trajik Değişiklikler

On iki yaşında hayatı ilk olarak geçirdiği bir kaza nedeniyle ayağının aksak kalması, böylece artık futbol oynayamamasıyla değişir. Ardından yatılı okuduğu Galatasaray Lisesi’nden eve getirdiği İspanyol gribi nedeniyle annesini kaybeder. Hayatı boyunca kendini suçlayacağı bu kaybın ardından babası kısa sürede yeniden evlenir. Bu köklü değişimler sonucu yaşadığı öfke patlamalarını sonucu Muallâ’yı 17 yaşındayken babası İsviçre’ye mühendislik okumaya gönderir. 1921’de Almanya’ya gider ve Münih’teki Güzel Sanatlar Akademisi’ne kaydolur, ardından Berlin Güzel Sanatlar Akademisi’ne geçiş yapar. Türkiye’ye döndükten sonra kısa süreli öğretmenlik yapsa da farklı gerekçelerle işten çıkar.

IKSV
IKSV 2 Mobil

Nâzım Hikmet’in Vatan 3 (1930) ve Benerci Kendini Niçin Öldürdü? (1932) kitaplarını resmeden Muallâ,1932 yılında kendisiyle yakınlık duyduğu Schiller hakkında Şiller (Schiller) 1759 – 1805 Hayatı ve Eserleri kitabını çıkarır. Lüküs Hayat, Deli Dolu, Saz Caz gibi operetlerin kostümlerini çizer. Bu sırada tanıştığı Semiha Berksoy’dan derinden etkilenir. Dostlukları Muallâ’nın temelli Paris’e taşınmasından sonra mektup üstünden devam edecektir. Mektuplaşmaları İki Aykırının Mektupları adıyla 2006’da yayımlanır.

Fikret Muallâ, İsimsiz, 75×93 cm, 1950, Kağıt Üzeri Mürekkep, Hancan Sanat Koleksiyonu

1936-1937 yıllarında yaşamının dönüm noktalarından birini daha yaşar. Bir lokantada gördüğü Atatürk resmini beğenmeyerek söylediği sözler Atatürk’e hakaret olarak algılanır ve polisten dayak yer, falakaya yatırılır. Ölümüne dek polis korkusu ve fobisine neden olacak bu olay sonucu Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yatırılır. Oradaki arkadaşı ise alkol tedavisi göre Neyzen Tevfik’tir.

1938 yılında babasını kaybeder, ona kalan yüklü miras ile birlikte bir daha Türkiye’ye dönmemek üzere Paris’e gider. 1939 yılında Uluslararası New York Fuarı Türk Pavyonu için Abidin Dino’nun isteği üzerine İstanbul konulu otuz kadar tablo yapar. Kısa sürede babasından kalan mirası bitirmesi ve II. Dünya Savaşı’nın başlaması parasızlığa, bu nedenle de yok pahasına eserlerini satmasına neden olur. Alkol bağımlılığı yaşamında çok belirleyicidir. Alkol, resim ile arkadaşlarına ve kendine yazdığı mektup ve kartpostalların büyük yer tuttuğu yaşamında birçok kez tedavi görmek üzere hastaneye yatar.

Fikret Muallâ, Makyaj Masası, 31.5×24 cm, 03 Şubat 1956, Kağıt Üzerine Mürekkep, Hancan Sanat Koleksiyonu

“Boynunu Eğ Diyorlar. Eğmiyorum, Yağma Yok”

Sanat tarihinde kişiliği huysuz ve uzlaşmasız olarak tanımlanırken resimleri renk ve hayat dolu olan sanatçı; kalabalıkları, kafeleri, sokakları, balıkçıları resmetti. Paris sanat ortamının kalbindeyken bile herhangi bir akımın etkisinde kalmadı. Sanata ve yaşama yaklaşımını bir mektubunda, “Ne isterlerse onu yapıyorum. … Mutlaka figüratif veya mutlaka somut yapacağım diye bir endişem yok. Ne isterlerse onu yapıyorum, bütün akımların dışındayım. Boynunu eğ diyorlar. Eğmiyorum, yağma yok. Ne ileri gidiyorum ne geri, orta yerde kalıverdim…” sözleriyle ifade eden sanatçı, bu ayrıksı kişiliğinden dolayı Paris sanat ortamında da uzun zaman kabul görmedi. İlk kişisel sergisinin açılması 1954’ü buldu. Dina Vierny Gallery’de açılan sergide bütün eserleri satılmasına rağmen parasını alamadığırivayet olunan Muallâ yine de bu sergi sonrasında edindiği çevre dolayısıyla Madame Anglés’le tanıştı. 1967’de hayatını kaybedene dek Madame Anglés’in himayesinde kalan Muallâ’nın naaşı kimsesizler mezarlığına defnedildi. 1974’te ise kemikleri Türkiye’ye getirildi ve Karacaahmet Mezarlığı’na gömüldü.

Fikret Muallâ, İsimsiz, 36×25 cm, 1939, Tuval Üzeri Karışık Teknik, Hancan Sanat Koleksiyonu

“Yine Yaşıyorum”

Hayatı boyunca duygusal birçok iniş çıkış, parasızlık ve güvencesizlikle mücadele eden sanatçı, bir mektubunda, “Sabah dörtte uyanıyorum. ‘Yine yaşıyorum’ diye bir üzüntü çöküyor üzerime. Uykuda ölebilmek, ne tatlı bir şey! Yaşamak, üzüntülü…” ifadesini kullanır.

Sanatçının ölümünden sonra gerçekleşen sergilerinden başlıcalarından biri 35 koleksiyondan bir araya getirilen 241 yapıtın sunulduğu, 2005’te İstanbul Modern’de açılan Fikret Muallâ Retrospektifi sergisidir. 2020 yılında ise Yalnız ve Yaralı Bir Hayat: Fikret Muallâ adıyla Folkart Gallery’de bir sergisi gerçekleşmiştir.

Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi ve Bor Sanat’ın işbirliği ile ortaya konan Zihnin Sınırlarında Bir Rota: Fikret Muallâ sergisi ise Muallâ’nın sanat dünyasına kapsamlı bir bakış sunuyor. Mart-Eylül ayları arasında ErimtanMüzesi’nde açılacak serginin küratörlüğünü Doç. Dr. Ebru Nalan Sülün üstleniyor.

ArtDog Istanbul 26. Sayı100,00250,00Ocak – Şubat 2025

“… ve Markiz’de Dehşetli Güzel” Sayısı şimdi hem basılı hem de dijital versiyonuyla satışta!

ArtDog Istanbul basılı dergi satış noktalarını görmek için tıklayın.

Başarılı

 

Previous Story

Genç Caz+ Başvuruları Başladı 

Next Story

14 Şubat’ta Romeo ve Juliet Sahneport’ta

0 0,00