Yapay Zeka ve Sanat: Sarp Kerem Yavuz’la Christie’s Müzayedesi - ArtDog Istanbul
Sarp Kerem Yavuz

Yapay Zeka ve Sanat: Sarp Kerem Yavuz’la Christie’s Müzayedesi

Christies’in yapay zeka ile üretilen sanat eserlerinden oluşan “Augmented Intelligence” müzayedesi etrafında tartışmalar devam ediyor. Müzayedede işi bulunan, sanatsal pratiğinde yapay zeka kullanan Sarp Kerem Yavuz, müzayede özelinde yapay zeka ve sanat ilişkisi hakkında akla gelen soruları yanıtladı.

/

Christie’s’in 20 Şubat’ta başlayacak “Augmented Intelligence” adlı müzayedesi henüz açılmadan birçok tartışmaya neden oldu. 6000 küsür sanatçının imza verdiği metinde Christie’s’e müzayedeyi iptal çağrısı yapıldı. Metinde, “Müzayedeye çıkarmayı planladığınız sanat eserlerinin birçoğu, telif hakkıyla korunan çalışmalar üzerinde lisanssız olarak eğitildiği bilinen yapay zeka modelleri kullanılarak oluşturuldu,” ifadesine yer verildi. Öncelikle sanat eserleri üzerinde yapay zekanın lisanssız olarak eğitildiği doğru mu? Yapay zeka kullanımının etik boyutu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Midjourney ve Dall-E gibi yapay zeka motorlarının kısmen de olsa lisanssız olarak eğitildikleri doğru. Ancak bunun etik boyutları konusunda ciddi yanlış anlaşılmalar olduğunu gözlemliyorum. Nasıl ki insan beyni gördüğü, okuduğu, duyduğu, tattığı, kokladığı, hissettiği her şeyi depoluyor ve günün birinde yeni bir şey üretirken bilinçli ya da bilinçsiz olarak bu depoyu kullanıyorsa, yapay zeka da benzer şekilde işliyor.

Farz edin ki Midjourney’den Haliç’te bir gün batımı fotoğrafı istediniz. Midjourney’nin bunu üretmek için bakacağı gün batımı fotoğrafları, gökyüzü, güneş, bulut, deniz, Haliç, arka planda Ayasofya, Süleymaniye, sandallar, vapurlar, balıkçılar… milyonlarca –ki insan beyninin milyonlarca veriyi hayal etmesi güç– fotoğrafa dayanıyor.

“Art Niyet İnsanlığa Ait, Yapay Zekaya Değil.”

Ortaya çıkan nihai görselin içinde o kadar çok içerik ve referans var ki, birilerinin teliflerini ihlal ettiğini söylemek doğru değil. Nasıl ki ben ömür boyu fotoğrafçılara bakmış, müze gezmiş, film seyretmiş bir sanatçı olarak yeni bir şey üretirken gördüğüm her şeyden yola çıkarak bir üretim yapıyorum, yapay zeka da benzer şekilde işliyor. Olur da yapay zekaya verilen komut, birilerinin doğrudan kopyasını üretmekse, o zaman iş değişiyor. Ancak bu tarz hırsızlığı yapay zeka olmadan da yapmak mümkün. Art niyet insanlığa ait, yapay zekaya değil.

Son kullanma tarihi geçmiş büyük format polaroid film, yapay zeka ile oluşturulmuş görüntü,
çerçevesiz: 36 1/5 x 21 2/3 inç (92 x 55 cm.), 2024.

Müzayedede işiyle yer alan sanatçılardan biri olarak siz sanat eserlerinin ortaya konmasında yapay zeka kullanımı hakkında ne düşünüyorsunuz? İşin kendisini üretenin yapay zeka mı yoksa sanatçının kendisi mi olduğu arasındaki ince çizgi nasıl belirleniyor?

Çizginin ince olduğunu hiç düşünmüyorum. Bu konuda çok sık karşılaştığım hatalı bir algı, emeksizlik algısı. Komut girmenin sanatçıyı devre dışı bıraktığı fikri doğru değil, hele komut bazlı sanat yaklaşık yüz yıldır hayatımızdayken. Mesela John Cage’in en muazzam işlerinden biri olan 0’0″ (1962) tek bir cümleden oluşur: Maksimum amplifikasyon sağlanan bir durumda, disiplinli bir eylem gerçekleştirin. Bu eseri çeşitli orkestralar, müzisyenler, sanatçılar, bambaşka şekillerde yıllardır yorumluyor, Cage’in komutu ise günümüzde Midjourney kullanan bir sanatçıdan farksız. Bütün maksat, yorumlanmanın sanatçının ötesine çıkması. Hoş, ben kendi işlerimde çok daha uzun ve kasıtlı komutlar kullanıyorum, ancak o benim kişisel tercihim, bir yeterlilik kaygısı değil.

“Bir İşin Sanatsallığını Veya Sanatçının Sanatçılığını Fiziki Emek Ve Harcanan Zamana Göre Ölçmeyi Dar Görüşlü Buluyorum.”

Sanatçılar her türlü yeniliği ve teknolojiyi kullanabilirler, ortaya çıkan şey onların fiziki kapasitelerini aşabilir, kontrollerinde olmayabilir hatta kontrolsüzlük sürecin bir parçası dahi olabilir. Bir işin sanatsallığını veya sanatçının sanatçılığını fiziki emek ve harcanan zamana göre ölçmeyi dar görüşlü buluyorum.

Son kullanma tarihi geçmiş büyük format polaroid film, yapay zeka ile oluşturulmuş görüntü,
çerçevesiz: 36 1/5 x 21 2/3 inç (92 x 55 cm.), 2024.

Christie’s, müzayedenin sanat ve teknoloji arasındaki ilişkiyi yeniden tanımladığını ve güzel sanatlar alanında yapay zeka çağındaki insan temsilini/iradesini sergilediğini belirtiyor. Bu ifadeye katılıyor musunuz?

Katılıyorum, sergide olağanüstü eserler var. Sergiyi organize eden Nicole Sales ile geçen yıl tanıştık, kendisini olağanüstü düşünceli ve zeki buluyorum, hatta geçtiğimiz Ekim ayında Contemporary Istanbul Vakfının düzenlediği bir panele davet ettim, dijital sanat deneyimlerini ve gözlemlerini Türkiye’de paylaştı. Yaptığı seçkide gerçekten yapay zekayı farklı ve bilinçli kullanan sanatçılar var. Beni sergiye katılmaya davet ettiğinde, bunun sanat tarihsel olarak anımsanacak ve referans gösterilecek bir sergi olmasını amaçladıklarını söylemişti. Nihayetinde satış yapması gerek bir müzayede evinden bahsediyoruz ancak küratöryel olarak bu kadar bilinçli ve düşünceli davranmaları bana güven ve umut veriyor.

Yapay zeka konusu her alanda olduğu gibi sanat dünyasını da ikiye ayırdı. İşlerinde yapay zekadan yararlanan bir sanatçı olarak sizce insanlar yapay zeka hakkında neleri bilmedikleri için olumsuz görüşlere sahip? Onlara kendi üretim sürecinizden söz ederek neler demek isterdiniz?

“Benim İçin Yapay Zeka Fotoğraf Makinesinden Farksız. Kalemden de Farksız.”

Buna sanırım önceki sorularda biraz yanıt verdim ama daha detaylı anlatacak olursam: Benim için yapay zeka fotoğraf makinesinden farksız. Kalemden de farksız. Bunu ukalalık veya felsefi bir duruş olarak söylemiyorum: Ben görsel hayal kuran ve kimi hayallerimi fiziken ortaya koymayı seven biriyim. Ressam değilim, fırça ve boya asla dostum olmadı. Malzemeler beni çok ilgilendirmiyor. Ortaya çıkması gerektiğini düşündüğüm hikâye neyse veya o an ne beni heyecanlandırıyorsa, sanat orada.

Şu an beni heyecanlandıran şey, tamamen dile dayalı bir görsel mekanizmayı, vahşi at misali ehlileştirme denemelerim. Ben Haliç’te birbirine aşık iki genç erkek gün batımında yüzüyor olsa dediğimde, bu cümleyi okuyan herkesin hayal ettiği sahne birbirinden farklı. Midjourney’inki de benimkinden farklı. Bir ileri iki geri, sabahlara kadar kelime kelime oynayarak, beni hem anlayan hem de anlamayan bir makinayla ortak hayal kurmaya çalışıyorum. Komutlarımın içine film yönetmenleri fotoğrafçılar, kameranın markası, lensin milimetresi, ışığın açısı, bulutların sıklığı da giriyor.

Son kullanma tarihi geçmiş büyük format polaroid film, yapay zeka ile oluşturulmuş görüntü,
çerçevesiz: 36 1/5 x 21 2/3 inç (92 x 55 cm.), 2024.

Mesela müzayededeki eserim, Hayal (2024) içinde Alejandro Jodorowsky, Peter Hujar, Robert Mapplethorpe barındıran bir komutu belki 850 kere denememin neticesi. Bir nevi delilik, çünkü herkesin aşırı kolay ve basit bulduğu bu görsel üretim mekanizmasını ben olabildiğince boğuşarak ve amacından bir nevi saptırarak kullanıyorum. Kolay olsa belki de bu kadar sevmezdim zaten.

Christie’s’in yalnızca yapay zeka sanatına adanmış bir müzayede düzenlemesi hakkında düşünceleriniz nelerdir? Sizce bu müzayede ile amaçlanan sanatta yapay zeka kullanımının daha yaygın bir şekilde kabul görmesinin önünü açmak mı? Bir yandan da müzayede evi tarafından yayımlanan metinde, “Proje, temsiliyet/irade, eser sahipliği ve insan ile algoritmik yaratıcılık arasındaki gelişen ilişki hakkında sorular ortaya atıyor,” deniyor. Bu ifade sanki özellikle sanatçı telifini içeren tartışmalı boyutun da gündeme gelmesinin öncelendiği izlenimini uyandırıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bu konuların konuşulması gerektiğini onlar da biliyor. Toplumsal önyargıların biraz kırılması gerektiğinin hepimiz farkındayız. Daha geleneksel çizim ve fotoğraf geçmişim olmadan yapay zekaya girişmiş olsaydım kimsenin beni kaale almayacağını da hissediyorum. Bütün maksat, bunun yeni bir teknoloji olarak hayatımıza girdiği gerçeğini bir pozitif olarak görebilmek. Ben bu sergiyi görebilen herkesin deneyimleyeceği en net hissin umut olacağını düşünüyorum.

 

Ne Olmuştu?

Christie’s, 20 Şubat – 5 Mart tarihleri arasında yapay zeka ile üretilen sanat eserlerinde oluşan Augmented Intelligence adlı büyük bir müzayede yapacağını duyurduğunda sanat dünyası ikiye bölünmüştü. Bugüne dek 6000 küsür sanatçı, yapay zeka destekli sanatı hırsızlık olarak tanımlayarak Christie’s’in bu müzayedeyi iptal etmesini istedi. Kimileri ise yapay zekayı yaratıcılığın bir uzantısı olduğunu söyledi ve müzayedeye destek verdi.

Tartışmalara yer veren “Christie’s’in AI Müzayedesine Tepki: “Sanat Değil, Hırsızlık” başlıklı haberimizi okuyabilirsiniz.

Previous Story

Anna Laudel Sanatçıları Üç Uluslararası Fuarda

Next Story

Franz Erhard Walther’in Yapıtları Arter’de

0 0,00