Julia Quinn’in çok satan roman serisi “The Bridgerton”dan ekrana uyarlanan Netflix’in aynı adlı dönem dizisi, Bridgerton ailesinin 1813 Londra’sında sosyal yaşantısını takibe alıyor. Prodüksiyonu Shondaland’a ait olan, Chris Van Dusen’ın yarattığı dizi, servet, şehvet ve ihanet gibi konuları güçlü Bridgerton ailesinin lensinden anlatırken gizli ipuçları ve gerçek tarihi referanslara da başvuruyor.
İkinci Sezon Onayını Aldı
Dizinin başrolleri arasında Daphne Bridgerton karakterini canlandıran Phoebe Dynevor ve Simon Basset’i canlandıran Regé-Jean Page yer alırken, Bridgerton ailesinin diğer üyelerinden Anthony Bridgerton’ı (Jonathan Bailey) babalarının vefatından sonra “ailenin başına geçenkişi” olarak izliyoruz; anneleri Violet Bridgerton ise Ruth Gemmel tarafından canlandırılıyor. Ailenin diğer fertlerinden daha farklı olan hatta asi olarak bile tanımlayabileceğimiz Eloise Bridgerton ve en iyi anlaştığı abisi Benedict Bridgerton’a ise sırasıyla Claudia Jessie ve Luke Thompson hayat veriyor.
Yeni Sezonun Odağında Anthony Bridgerton Olacak
Jane Austen ile “Gossip Girl” karışımı olarak tarif edilen ve ilk sezonuyla izleyicileri etkileyen dizi, ikinci sezon için de onay aldı. Dizinin ilk bölümü Netflix’in en çok izlenenleri arasına girmiş; ilk dört haftasında 63 milyon evde tıklanmıştı…
Deadline’ın haberine göre altı ay sürecek çekimler bu baharda, Birleşik Krallık’ta gerçekleştirilecek. Yeni sezonda dizinin odağı Daphne karakterinden Anthony Bridgerton’a kayacakken; Anthony Bridgerton karakterinin romantik partneri Kate Sheffield rolüne hayat verecek aktris başta olmak üzere, diziye yeni karakterler de dahil olacak. Deadline’ın haberine göre, karakteri farklı etnik kökenden bir aktris canlandıracak.
Prenses Diana’nın Çocukluğunun Geçtiği Evden İlham Alındı
“The Bridgerton” serisi 8 kitaptan oluşurken, Dizinin ilk sezonu Quinn’in “Duke and I” romanını işlemişti; yeni sezonu ise serinin ikinci kitabı “The Viscount Who Loved Me”yi takip edecek. İkinci kitapta konu edilenlerin arasında Edmund’ın ölümünün Anthony üzerindeki travmatik etkisi de dikkat çekiyor.
Sıkı korselerden tutun da görkemli balolara ve ihtişamlı elbiselere kadar “Bridgerton”a dair pek çok şey, izleyicinin diziyi etkileyici bulmasına katkı sağladı. Fakat dikkatten kaçmış olabilecek noktalar da var. Öyle ki, Insider’ın derlediği habere göre, Bridgerton ailesinin ikamet ettiği şatafatlı konut için Prenses Diana’nın (Spencer ailesinin) Northamptonshire’daki evi Althorp’dan ilham alındı. Dizinin yaratıcısı Van Dusen, Twitter’dan Bridgerton’ların evinin iç dekorasyonu için Prenses Diana’nın çocukluğunun geçtiği Althorp evinden esinlendiklerini açıkladı.
Çağdaş Pop Yıldızlarının Cover’ları Eşlik Etti
Öte yandan, soundtrack’lere bakacak olursak, özellikle arp ve yaylı sazlar dörtlüsünün ağırlığının hissedildiği dizide; ilk sezonu boyunca günümüzün sevilen çağdaş pop sanatçılarından Ariana Grande, Taylor Swift, Billie Eilish’ın şarkılarının klasik cover’ları izleyiciyle buluştu. Grande’den “Thank You, Next” ile Swift’ten “Wildest Dreams” etkileyici sahnelere eşlik etti.
Daphne Bridgerton karakterinin pek çok sahnesinde ise izleyicinin gözüne beyaz güller çarptı. Beyaz gül, o dönemin İngiltere’sinin sosyeteye tanıtılacak genç kızlarında olmazsa olmaz niteliklerden olan masumiyet ve saflığı temsil ediyordu.
Her Aileye Farklı Bir Renk Paleti
Bir diğer dikkat çeken nokta ise, dizideki yüksek sosyeteye mensup her ailenin kendine ait bir renk paleti olması… Bridgerton’lar mavi ve pembenin daha soluk tonlarını tercih ederken, Featherington’lar sarı, turuncu ve yeşil gibi daha canlı renkleri tercih ediyor. Hastings ailesi ise kırmızılarla öne çıkıyor. Daphne ve Simon’ın nişanlanmasının ardından ise Bridgerton ve Hastings aileleri, iki ailenin renklerinin (mavi ve kırmızı) bir araya gelmesiyle ortaya çıkan mor rengi kullanmaya başlıyor.
