Çağdaş gösteri sanatları festivali festival408, bu yıl 12. kez “Nakarat” temasıyla gerçekleştirildi. Festival, oyuncu Tilbe Saran ve Çavdar’ın katılımıyla “Sanatta İyileşme, Sanatla İyileşme” başlıklı söyleşi ile başladı.

“Sanat İyi Bir Arkadaş Gibi”

/

İstanbul Bilgi Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programı Direktörü Dr. Öğr. Üyesi Alev Çavdar, İstanbul Bilgi Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Programı ve Sahne Sanatları Alanı öğrencileri tarafından düzenlenen festival408 kapsamındaki “Sanatta İyileşme, Sanatla İyileşme” başlıklı söyleşide konuşmacı olarak yer aldı. Çavdar, Türkiye’de yaşanan deprem felaketlerinden yola çıkarak sanatın insan psikolojisine neden ve nasıl iyi geldiğini ArtDog İstanbul okurları için anlattı.

  • İstanbul Bilgi Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Programı ve Sahne Sanatları Alanı öğrencileri tarafından düzenlenen festival408 kapsamındaki “Sanatta İyileşme, Sanatla İyileşme” başlıklı söyleşide konuşmacı olarak yer aldınız. Sizce sanat neden psikolojimize iyi geliyor?

Sanatın aslında her zaman bizim için ham deneyimlerimizi sembolize eden, dışa vuran, sahneleyen, gören ve gösteren bir yeri var. Sanat bazı duyguları, bazı kendilik hallerini bizim için sindirerek tahammül edilebilir, yaşantılanabilir ve dolayısıyla dönüştürülebilir kılıyor. Tıpkı çocuklukta oynadığımız oyunlar gibi. Metaforun ve sahnelemenin tamir edici ve dönüştürücü gücünü hem çocuk oyunlarında hem de yetişkinlikte hayallerimizde de görebiliriz. Sanat da hepimiz adına düş görüyor, düşlem kuruyor diye düşünebiliriz. Bu nedenle sanatın yaratım sürecinin de tanıklık sürecinin de iyileştirici yanları oluyor.

  • Söyleşide Türkiye’de yaşanan deprem felaketinden sonra sanatın travma ve yas süreçlerindeki iyileştirme gücü hakkında konuşuldu. Bu gibi felaketler özelinde sanatın iyileştirici gücü hakkında neler söylemek istersiniz? Sanat travmayı nasıl iyileştiriyor, yas sürecini nasıl kısaltıyor?

Travmalar bizim benlik bütünlüğümüzde ve sürekliliğimizde derin kırılmalarla sonuçlanan yaşantılar. Hele ki son yaşadığımız deprem felaketi kayıplarımızın çokluğu, etki alanının genişliği, yardımların ulaşmaması, şiddetli artçıların sürmesi gibi birçok nedenle bu kırılmayı oldukça acı verici ve derin yaşadığımız bir olay oldu. Söyleşide de bahsettiğimiz aslında bu sarsıntının “ben” dediğimiz şeyin parçalarını mekânda ve zamanda bir arada tutan bağları gevşetmesi ve bazen koparması. Sanat, bu zedelenmeyi hem bireysel hem de toplumsal anlamda sembolize ederek ve öyküleştirerek iyileştiriyor. Ne olduğunun ve kim olduğumuzun dünü, bugünü ve yarınının resimle, müzikle, tiyatro oyunuyla, sinemayla öyküleşmesi, bu travmatik deneyimi de kapsayan yeni bir benlik halinin doğumu açısından çok önemli. Bir de tabii sarsıntıyla yerinden oynayan taşların bazıları, yine kişisel ve toplumsal olarak, aynı yere geri oturmasın ve daha iyiye evrilebilelim diye de sanatın hatırlatıcı bir işlevi olduğunu düşünüyorum.

İlginizi çekebilir:  Taht Oyunları’na Yeni Devam Dizisi

Yas sürecine gelirsek, başlayabildik mi bilmiyorum ama sanatın rolünün süreci kısaltmak olduğunu düşünmüyorum. Yas süreci her birimiz için çok farklı döngülerde ve sürelerde deneyimlenebilir. İçinden geçmek zorlayıcı ama kısaltmak ya da hızlandırmak iyi bir yol değil. Çok doğal ve çok insani bir süreç olarak yası yaşamamızda sanat, bir kısa yol gibi değil de zor duygularda nasıl olduğumuzu yoklayan ve bizi kendi duygusuyla boğmadan anladığını hissettiren iyi bir arkadaş, sağlam bir eşlikçi gibi.

Dr. Öğr. Üyesi Alev Çavdar
  • Doğal felaketlerin ardından sanatçılar ve psikoloji uzmanlarının birlikte çalışmaları sizce önemli mi? Öyleyse nasıl bir ekip çalışması önerirsiniz?

Bence her alandan kişilerin birlikte çalışması çok önemli. Bu kadar büyük sarsıntıları tek zihin, tek iç dünya, tek el taşıyamaz ve taşımamalı. Doğal felaketlerin ardından yolumuz uzun ve çok katmanlı oluyor. Bugün gördüğümüz ilk etkiler, panik ve tetiktelik çekilir gibi olunca başka etkiler öne çıkacak. Bu katmanların hepsini kapsayabilmek için, mesleği ruhsallığa değenlerin dayanışma içinde olması bir güvenlik ve umut ağı örmemize yardımcı oluyor.

Previous Story

Vuslat’ın Emanet’i

Next Story

YILLIK: İstanbul Odaklı Yazıları Bekliyor

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.