Hüzün, acı, özlem, özgürlük gibi insana ait olan tüm duygular caz üzerinden paylaşılmaya devam ediyor… Caz, Orta Afrika’dan Güney Amerika’ya, Kuzey Avrupa ülkelerinden Azerbaycan’a, farklı coğrafyalardaki ülkelerin müziklerini bir biçimde etkiledi. Önce tamamen Amerika’da var olan hâliyle çalınan caz daha sonra başka ülkelerin caz formundaki bestelerin oluşmasını sağlayarak serüvenini sürdürdü. Caz müziği özellikle 1950-1970 yılları arasında altın devrini yaşadı ve caz dünyanın her yerinde plaklar, konserler, festivaller ve özellikle de önce radyo, daha sonra da televizyonlar aracılığıyla dinleyicilere ulaştı.
Müziğin tüm türleri gibi insan ruhunu arındıran cazın özündeki en heyecan verici öğe “doğaçlama”, belki de cazın çok sevilme sebeplerinin başında gelmekte… 30 Nisan Dünya Caz Günü vesilesiyle, ülkemizdeki macerasına 1930’da başlayan cazın en hatırı sayılır isimlerine yaratıcılıklarını besleyen, ilham aldıkları parçaları sorduk…
İşte sizin de ruhunuzu arındıracak listeler aşağıda:
Ediz Hafızoğlu:
Elif Çağlar:
Ercüment Orkut:
Kerem Görsev:
Neşet Ruacan:
Sibel Köse: