87 yaşındaki Papa Francis, 28 Nisan Pazar günü helikopterle 60. Venedik Bienali kapsamında 20 Nisan- 24 Kasım tarihleri arasında Vatikan pavyonunun mekânı olan Giudecca adasındaki kadın hapishanesinin avlusuna geldi. Burada bulunan 80 kadar mahkum kadın, Papa’ya ve ziyaretçilere hapishane içinde devam eden sergide eşlik etti. Ziyaret, dünyanın en büyük sanat etkinliklerinden birine papalık tarafından yapılan ilk ziyaret olarak tarihe geçti.
Bienalin en merak edilen sergilerinden olan Vatikan’ın “Gözlerimle” (With My Eyes) sergisinin baş küratörü Kardinal José Tolentino de Mendonça, Francis’in ziyaretinin “tarihi bir anı temsil ettiğini” çünkü kendisinin “Venedik Bienali’ni ziyaret eden ilk papa” olduğunu söyledi.
“Hapishane Yeniden Doğuş Yeri Olabilir”
Papalığı boyunca mahkumları ve marjinalize edilen grupları savunan Papa Francis, Giudecca Kadın Cezaevindeki mahkûm kadınlara yaptığı konuşmasında onları, hayatlarını “adım adım, beraberce, kararlılıkla” yeniden inşa etmeye teşvik etti. Mahkûmların önüne oturarak, “Hapishane acı bir gerçektir ve çok kalabalık olması, imkân ve kaynakların yetersizliği, şiddet vakaları gibi sorunlar burada büyük acılara neden oluyor” dedi. “Ancak burası aynı zamanda maddi ve manevi bir yeniden doğuş yeri haline de gelebilir.”
Papa Francis, mahkûmlara yaptığı konuşmasında, “Ben de dahil olmak üzere hepimizin affedilmesi gereken hataları ve iyileşmesi gereken yaraları olduğunu ve hepimizin iyileşebileceğini unutmayalım. Gelin bugün hep birlikte geleceğe olan güvenimizi tazeleyelim. (…) Lütfen pencereyi kapatmayın, her zaman geleceğe umutla bakın” dedi.
Vatikan’ın Hapishanedeki “Kendi Gözlerimle” Sergisi
Bu sene Vatikan, 60. Venedik Bienali’nde 11. pavyonunu sunuyor. Baş küratörlüğünü Kardinal José Tolentino de Mendonça‘nın üstlendiği “Gözlerimle” (With My Eyes) başlıklı sergi, Venedik’in Giudecca adasındaki tarihi kadın hapishanesinin Venedik Bienali’nde ilk kez kullanılmasıyla dikkat çekiyor.
Serginin ismi olan “Gözlerimle” ifadesi, Shakespeare’in 141. Sonesi‘ne gönderme yapıyor: “Seni gözlerimle sevmiyorum.” Bununla birlikte, Hıristiyan kutsal metinlerine de referans veriyor: “Gözlerim seni gördü.” (Eyüp Kitabı 42.5). Başlık, özellikle kendimizden farklı olanlara yönelirken takındığımız bakışı sorgulamamız gerektiğini hatırlatıyor. Kardinal José Tolentino de Mendonça da bir basın toplantısında, “görmek” olgusuna dikkat çekmişti:
“Çağdaş dünya bakışı metaforlaştırmayı tercih ediyor: Oysa kişinin kendi gözleriyle görmesi, bizi doğrudan gerçekliğe dahil ettiği ve bizi izleyici değil bizzat tanık yaptığı için görmeye eşsiz bir statü kazandırır. Dini ve sanatsal deneyimin ortak noktası budur: Her ikisi de öznenin bütünsel ve anti-konformist anlamına değer vermekten vazgeçmez.”
Serginin küratörleri Centre Pompidou-Metz Direktörü Chiara Parisi ve Fransa Ulusal Kütüphanesi eski Başkanı Bruno Racine, hapishaneye dağılmış eserler yaratmak üzere hapsedilen kadınlarla birlikte çalışacak sanatçıları seçti. 10 farklı sanatçının eserleri aracılığıyla mahkûmların günlük yaşamlarını inceleyen sergide, pek çok mahkûm kadın hapishanenin çeşitli yerlerinde asılı eserlerin sergilenme sürecine dahil oluyor.
Pavyonun sanatçı kadrosunda Maurizio Cattelan , Bintou Dembélé, Simone Fattal, Claire Fontaine, Sonia Gomes, Corita Kent, Marco Perego & Zoe Saldana ve Claire Tabouret yer alıyor. Pavyonun sunduğu olanaklar arasında atölye çalışmaları, enstalasyonlar, dans, sinema ve performanslar yer alıyor.
Vatikan tarafından görevlendirilen sanatçılar, mahkûmların yaşadıkları gerçekliği daha önce hiç hapishaneye gitmemiş izleyici kitlesi için anlaşılır kılmayı hedefliyor. “Kendi Gözlerimle” sergisi, ziyaretçilerini hapishanede yaşayanların kendilerine özgü hikâyelerini ve arzularını keşfetmeye davet ediyor.
Cattelan’dan Papa’ya Göktaşı
Vatikan’ın sergisinin sanatçılarından biri de, 23 yıl önce Papa John Paul II’nin bir meteor tarafından vurularak yere düşmüş haldeki gerçek boyutlu balmumu heykeli “La Nona Ota” (Dokuzuncu Saat) (1999) adlı eseri yapan Maurizio Cattelan.
Neredeyse her eseriyle tartışma yaratan kavramsal sanatçı Maurizio Cattelan‘ın bu eseri, yapıldığı dönemde provokatif bulunmuş ve Katolikler tarafından sert dille eleştirilmişti. Tüm bunlara rağmen Cattelan, 60. Venedik Bineali’nde Katolik kilisesinin merkezi olan Vatikan’ı temsil etmek üzere baş sanatçı olarak görevlendirildi.
İtalyan sanatçı Maurizio Cattelan, Vatikan pavyonu için bu sefer Giudecca Kadın Cezaevi şapelinin cephesine bir çift yaralı ve kirli ayak resmi çizdi. Eser, “Ayaklar, kalple birlikte yaşamın yorgunluğunu ve ağırlığını taşır” (I Piedi, insieme al cuore, portano la stanchezza e il peso della vita) ismini taşıyor.
Mahkûmlar ve sanatçılar arasındaki yenilikçi bir işbirliği sonucu ortaya çıkan bu eseri Kardinal Jose Tolentino de Mendonca, eserin Caravaggio’nun azizlerinin çıplak ve kirli ayaklarını hatırlattığını söylerken aynı zamanda Vatikan pavyonunun ardındaki yolculuğu da sembolize ettiğini ve “ayaklarını kirletme arzusunun, ayakları olanın şehvetli olduğunu gösterdiğini” söyledi. Bununla birlikte Tolentino de Mendonca, Vatikan’ın ikonoklazmı ya da Katolik kilisesi gibi kurumları eleştiren sanatçı ya da eserlerden uzak durmak istemediğini belirtti.
Papa Francis Umut Dolu Konuştu
Sergiden övgüyle bahseden Papa Francis, “Paradoksal olarak, cezaevinde kalmak, ev sahipliği yaptığınız ve aktif olarak katkıda bulunduğunuz bu sanat etkinliğinde sembolize edildiği gibi, içimizdeki ve başkalarındaki beklenmedik güzelliğin yeniden keşfedilmesi yoluyla yeni bir şeyin başlangıcına işaret edebilir” dedi.