Güney Afrikalı sanatçı Jake Michael Singer’in “On Bin Şey” başlıklı enstalasyonu 20 Kasım tarihine kadar Yedikule Hisarı Top Kulesi’nde görülebilecek. Enstalasyon, İstanbul Bienali kapsamında, Fatih Belediyesi himayesinde, Muse Contemporary tarafından Sinan Polvan küratörlüğünde gerçekleştirilecek.
Çeşitli dönemlerde hapishane olarak kullanılan Yedikule Hisarı’nda izleyiciyle buluşan yerleştirme, bu yönüyle tarih boyunca burada hapsedilen, acı çekenlerin yaşadıklarını akla getiriyor. İzleyicilerin derin ve meditatif düşüncelere, acıma ve korku gibi duygular aracılığıyla da iç arınmaya ve duygusal adalete yönelmesini amaçlıyor.
“Hayat Ağacı”
Kadim kültürlerden günümüze uzanan sembollerden biri de, gökyüzü, yeryüzü ve yeraltını birleştirdiğine inanılan ve genelde bir ağaç; hayat ağacı olarak tasvir edilen “Axis Mundi”. Evrenin merkezine insanı koyan sistemlerde ağacın hayat döngüsünün insanı tariflediği kabul edilir. Buradan hareket eden “On Bin Şey”, yaprakların insan etini, derisini, saçını ve damarlarını taklit ettiği ağaç benzeri bir figürden oluşan bir enstalasyon. Yerleştirme, botanik bir ağaca göndermelerle başlayıp, organik insan dokularından geçerek fiberoptik kabloların ördüğü dijital bir ortamla son buluyor.
Yarı saydam silikon kullanılarak elde edilen fiber optik kablo, sıcak kırmızı atardamarlar oluşturmak için yaprakların içine gömülü. Ağaç yapraklarının bu şekilde dışarıya verdiği ışık, gece gökyüzündeki ayın değişik evrelerde farklı renklere bürünmesi gibi renk değiştiriyor ve loş ortamda parlıyor. Ağaç gövdesinin insan kemiklerini andıran dokusu, ağacı sibernetik bir kolektif ürün olarak görselleştirirken, antropomorfik detaylarıyla insanı çağrıştırıyor.
Mitler, yaşam döngüsü, bağlılık, katarsis gibi çok katmanlı anlatımlara sahip temalar içeren bu enstalasyon, ikonografik ve sembolik çözümlemelerde “insan” sembolü sayılan pentagon ya da beş köşeli poligon planına sahip Yedikule Hisarı bağlamında güçlü bir görsel ve duygusal algı oluşturmayı hedefliyor.