-
Monoco.io nasıl doğdu, çıkış noktası neydi?
Video sanatını merkezine alan ve kâr amacı gütmeyen kurumumuz Bilsart’ta, dijital eserlerin orijinalliğinin kanıtlanması ve korunması bizi hep düşündüren konulardan biriydi. Bununla beraber yakın bir zamanda B3 Koleksiyonu’nda yer alan eserlerin sigortalanması sürecinde, eserlerin sertifikalarını bulmada yaşadığımız zorluklar, özgünlük sertifikalarının kaybolması, eksik olması gibi sorunların önüne geçebilmek için daha kalıcı bir çözüm bulma arayışıyla birleşti. Bu arayış esnasında, özellikle kardeşim Süha Bilal’in yönlendirmesiyle, blokzinciri teknolojisinin yapısı gereği en iyi çözümü sağlayacağı konusunda hem fikir olduk. Kardeşimin blokzinciri teknolojisine olan ilgisi ve bu alandaki bilgisi, benim ise bir çağdaş sanat koleksiyoneri olarak deneyimim, sanatçı hakları konusundaki tutumum, blokzinciri teknolojisi çatısı altında birleşti. Şirket bünyesinde bulunan tecrübeli IT ekibi ve kreatif ekibin, bu yeni alanda tecrübeli bir ekiple desteklenmesiyle proje üzerinde çalışmalara başlandı.
-
Nasıl bir platform olacak? Siz Monoco.io’yu nasıl tanımlarsınız?
Monoco.io en basit anlatımıyla bir çağdaş sanat platformu. Diğerlerinden bizi ayıran en büyük özellik blokzinciri teknolojisini kullanıyor olmamız. Platform içerisinde dijital ve fiziksel sanat eserlerinin listelendiği ‘art platform’, fiziksel ve dijital eserlerin özgünlük sertifikalarının dijital dönüşüm çözümü için oluşturulan ‘certification’ ve bunlardan ayrı olarak ziyaretçilerini hem blokzincir teknolojisi hem de çağdaş sanat konusunda bilgilendirmeyi amaçlayan ‘journal’ yer alıyor.
“Şu an için sadece Türkiye merkezli çağdaş sanat kurumları/sanatçıları ve bağımsız sanatçıların birbirinden farklı medyumlarda üretimlerine yer verirken en kısa sürede Londra ve Almanya’da merkezlerimizi hayata geçirmek istiyoruz.”
-
Neyi amaçlıyorsunuz? Sanat dünyasına nasıl bir kazanımı olacak; sanatseverler burada neyle karşılaşacak, nelere ulaşabilecek?
Blokzinciri teknolojisi sayesinde sanatçıları temsil eden sanat kurumları/temsilcileri, bağımsız sanatçılar ve koleksiyonerler arasında güvenli bir köprü olmayı hedefliyoruz. Şu an için sadece Türkiye merkezli çağdaş sanat kurumları/sanatçıları ve bağımsız sanatçıların birbirinden farklı medyumlarda üretimlerine yer verirken en kısa sürede Londra ve Almanya’da merkezlerimizi hayata geçirmek istiyoruz. Bu sayede diğer ülkelerdeki lokal sanatçılara da platformda yer vererek çok daha geniş bir izleme yelpazesi yaratmak istiyoruz.
-
Monoco.io çağdaş sanat ve dijital sanat arasında bir köprü kuruyor. Seçilen sanatçılara ve eserlerine baktığımızda bir geçiş görebiliyoruz. Koleksiyonerler bu farkı anlayabiliyor mu? Yani, yeni medya ve video arasındaki farkı görebiliyor mu?
Öncelikle blokzinciri teknolojisini çağdaş sanata entegre etmek istememizdeki en önemli sebeplerden biri medyumundan bağımsız tüm eserlerde sertifikanın blokzincire dahil edilerek eser/sanatçı haklarının korunması, eserlerin orijinalliğinin kanıtlanması gibi merkeziyetsiz çözümler getiriyor olması. Platformun merkezine bu durumu koyduktan sonra içeriği daha da çeşitli hale getirmeye odaklandık. Sadece alışkın olduğumuz medyumlarla üretilmiş eserlere yer vermek, temelleri bir teknoloji üzerine atılan platformun da doğasına aykırı olacaktı. Fiziksel veya dijital olarak farklı tekniklerde üretilmiş eserlerin platformda yer alması aynı zamanda çeşitliliğin artması dışında, izleyicinin bir video eserle tamamen bilgisayar ortamında oluşturulmuş hareketli görseli birbirinden ayırmasına fayda sağladığını düşünüyorum. Öğrenme ve alışma süreci her yenilikte olduğu gibi şu anda da hepimiz için geçerli. Biz de izleyiciler gibi hâlâ yeni şeyler öğrenmeye devam ediyoruz. Ekibimle beraber gelişmeleri takip ederek ve yenilikleri daha kolay anlaşılabilir hale getirmeye gayret gösteriyoruz.
-
Sadece çağdaş sanatlara odaklanıyorsunuz ancak bir yandan da teknolojiyle birlikte hızla gelişen generative sanatlar da var. Generative sanatları video veya GIF olmaksızın yer vermeyi planlıyor musunuz? Teknolojik olarak alt yapınız bunu için uygun mu?
Teknolojiyi her anlamda takip edip, platformumuzu sürekli güncel tutmaya çalışıyoruz. Diğer platformlardan farklı olarak listelenen herhangi bir eser satın alınmadığı sürece blokzincire dahil edilmiyor. ‘Lazy minting’ denilen bir sistemle birlikte satın alma gerçekleştiğinde eserin orijinal dosyası hangi formattaysa koleksiyonerin erişimine açılıyor.
Örneğin platformda listelenen Erdil Yaşaroğlu’na ait Goddess serisinden eserlerin hareketli görüntüsü izleyiciyi karşılarken, satın alma anında koleksiyoner bu görüntü ve içerisinde yer alan figürün 3D baskı dosyasını da almış oluyor. Teknolojik olarak aynı zamanda böyle bir satın alma sürecini Generative sanatlar için de geçerli kılabiliriz. Burada son kararı sanatçı veriyor.
Selçuk Artut’a ait bir generative üretimin çıktısı olduğunu söyleyebileceğimiz Geomart isimli serisinden eserler de Monoco.io’da listeleniyor. İlerleyen zamanlarda aynı sanatçının ya da farklı yeni medya sanatçılarının bu alanda üretimlerine de yer verebiliriz.
“Bir eser satın almak üzere siteye giren koleksiyoner, o sırada güncel olan eserlerin euro karşılığı olan ETH ile ödeme yapıyor olacak. Böylece piyasadaki dalgalanma eser fiyatını etkilemediği için hem sanatçıya hem de platformda ortaya çıkabilecek olumsuz etkilerin önüne geçebiliyoruz.”
-
Bitcoin piyasasındaki düşüş birkaç aydır en çok konuşulan konulardan. Bu merkeziyetsiz sistem içinde siz nasıl etkilendiniz?
Monoco.io’nun temelleri atılırken kripto dünyanın dalgalı hali bizim de takibimizdeydi. Bu doğrultuda neler geliştirebileceğimizi düşündük; platformda listelenen çağdaş sanatçıların var olan piyasa değerlerinin zarar görmemesi için Monoco.io’da yer alan eserlerin tümü euro cinsinden listelenirken, yanında her 10 saniyede bir güncellenen ETH değerine yer verdik. Bir eser satın almak üzere siteye giren koleksiyoner, o sırada güncel olan eserlerin euro karşılığı olan ETH ile ödeme yapıyor olacak. Böylece piyasadaki dalgalanma eser fiyatını etkilemediği için hem sanatçıya hem de platformda ortaya çıkabilecek olumsuz etkilerin önüne geçebiliyoruz.
-
NFT’ler ilk çıkış noktasından biri olan oyun sektörü üzerinden kurgulandı ve daha sonrasında sanat işin içine girdi. Şu an ise oyun sektörü de sanatla birleşti. Game alanına yer vermeyi düşünüyor musunuz?
Monoco.io, çağdaş sanata ve sanatçılara odaklanarak kuruldu. İsmimiz ‘mono – co’ olarak iki farklı temsiliyetten oluşuyor. Her bir kısmın karşıladığı birden fazla kavram varken ‘Co’nun bir temsiliyeti de ‘contemporary’. İlerleyen dönemlerde platform içerisinde yer vereceğimiz yeni alanlar üzerine çalışıyoruz. Odak noktamız her zaman çağdaş sanat ve sanatçılar olacaktır.
-
Decentraland isimli metaverse platformunda aldığınız arazi ve üzerine bir mimari inşa edebilirsiniz ancak genelde bu yaklaşımlarda da fiziksel dünyanın bir kopyası olarak yapılan çalışmalar görüyoruz. UX ve Ui tasarımları alanında çalışmalarınız var mı? İzleyicinin online deneyimini nasıl planlıyorsunuz?
Açıkçası bu proje bizim en çok heyecanlandığımız kısımlardan birisi. Biz tüm mimari projelerimizi Aga Khan ödüllü Han Tümertekin ile yürütmeyi tercih ediyoruz. Meta dünyadaki bu alan için de Han ve ekibi çok heyecanlı bir şekilde projeyi ele aldılar. Elbette ki yaklaşımımız bu platformun dinamiklerini kullanmak ve yenilikçi olma yolunda çalışmak. Burada asıl kafa yorulması gereken şey mimari tasarımdansa izleyiciye sağlanabilecek yeni deneyimler olmalı diye düşünüyoruz.