Modası Geçmiş New York Telefon Kulübeleri Çağdaş Sanatla Dönüştürülüyor - ArtDog Istanbul

Modası Geçmiş New York Telefon Kulübeleri Çağdaş Sanatla Dönüştürülüyor

//

Bir telefon kulübesinden sanat alanı yaratılabilir mi? “TITAN” sergisini organize ederken, sanatçı Damián Ortega ile New York’un Kurimanzutto galerisinin sanat yönetmeni Bree Zucker’ın aklındaki soru buydu. Sergi, 3 Ocak’a kadar 12 sanatçının eserlerini Manhattan’ın 6. Caddesi’ndeki telefon kulübelerinin içinde bir araya getirdi.

Titan medya şirketinden New York City tarafından devralınan ve şehrin bir parçası haline gelmiş telefon kulübeleri şehirden tamamen kaldırılacak. Bu kulübeler, telefon yerine artık internet sağlayacak. Bu nedenle telefon kulübelerinden yaratılan yeni sanat alanları tam anlamıyla geçici. 

51. ve 56. caddeler arasındaki kulübelerin seçilmesinin nedeni bu alanın şehrin kalbini oluşturan Museum of Modern Art, Radio City Music Hall gibi birçok sembolik bina ve sokak sanatını içinde barındırması. 

Her Sanatçıya Bir Kulübe

Zucker, ARTnews’a şu şekilde konuştu: “Bizim için, bu cadde küçük bir evren ve çalışmamız için ideal alan. Bu alanı gelişigüzel seçmedik, tam tersine Manhattan’ı oluşturan önemli bir damar.” Ortega ise, “şehrin ya da caddenin tamamını kaplayamazdık ama belli bir noktaya odaklanabilirdik” dedi.

Açık hava sergisi için, Ortega ve Zucker, aralarında Kurimanzutto sanatçıları da olmak üzere Minerva Cuevas, Jimmie Durham, Rirkrit Tiravanija, Hans Haacke, Glenn Ligon, Zoe Leonard, Yvonne Rainer, Patti Smith ve Renée Green’den oluşan bir sanatçı grubu oluşturdu. Her birine birer kulübe verildi ve sanatçılar kulübenin üç tarafını eserleriyle çevreledi. Ayrıca sergi için kulübelerin konumu ve sanatçılarla ilgili bilgi barındıran bir internet sitesi hazırlandı.    

Metinleri Esas Alan İşler Ön Planda

Birçok eser ise bir metni esas aldı: Örneğin Cildo Meireles’in çalışması Yeni Ahit, Matta İncili’ndeki “gerçek mutluluktan” alıntılar barındırmakta. Alıntılardan birinde, “Kutsal olan dürüstlüğe susayan, açlık duyandır, ve doyacak olan onlardır” sözleri kullanılırken, Anne Collier “kanıt” ve “sanı” gibi kelimelerin sözlük anlamlarından oluşan “Questions” adlı 2011 yılı eserinden esinlendi. Rirkrit Tiravanija ise büyük harflerle “Febreze for Fascism” gibi sözlere yer verdi. 

İlginizi çekebilir:  Şişli Belediyesi’nden “Birlikte” Sergisi

Sanatçılardan bazıları en ünlü eserlerini bu sergi için tekrarladılar. Hal Fischer, “Gay Semiotics” adlı 1970 yılı foto-metin çalışmasından eserler sergilerken, Jimmie Durham ise telefon kulübesinde sade bir harita üzerine “Buradasınız” işaretine yer verdi. Durham’ın bu çalışması “A Pole to Mark the Center of the World” serisinin bir parçası olarak kabul ediliyor. 

“Pandemiye Bir Tepki”

2020’nin sosyal kültürüne uygun gibi görünen bu serginin çalışmaları aslında pandemiden önce başladı. Bir yılı aşkın bir süredir geliştirilmekte olan bu sergi, Ortega’nın New York’u ziyaret ederken Kurimanzutto’un Yukarı Doğu Yakası galerisine gitmesiyle başladı. Ortega’ya göre “TITAN”, sanatçılara dijital ortamda olmayan bir serginin parçası olma imkanını tanıdı. 

Zucker, “Karantina yaptığımız ve insanların kendi alanlarında yalnız olduğu bir dönemde, sokaklarda gece yarısında bile görülebilecek bir sergiyle insanları bir araya getirme fikri, pandemiye bir tepki” şeklinde konuştu.

Kurimanzutto artık Meksika’nın birinci sınıf galerileri arasında yer alsa bile, Ortega’ya göre bu sergi, galeriyi 1990’ların sonu ve 2000’lerin başında sanatçıların pazar ve terk edilmiş mobilyacılar gibi geleneksel sanat ortamları dışında çalışmalarını sergiledikleri zamanlara götürdü. “Beyaz dört duvar arasından kaçıp şehri kovalamak istedik” diyen Ortega, aynı zamanda Mónica Manzutto ve José Kuri ile birlikte Kurimanzutto’yu kuran 13 sanatçıdan biri. 

Telefon Kulübeleri: Toplumla İç İçe Ama Fark Edilmemiş

Zucker, “Sanat sergilenebilecek bir alan gibi görünmeyen bu bölgede beraber bir çalışma planlarken toplumsal bir enerji hakimdi. New York’ta dört duvar arasında kalmaktansa tekrar şehrin ve iletişimin kalbine çıkmak istedik” ifadelerini kullandı. Zucker’a göre “toplumla iç içe ama fark edilmemiş olan” telefon kulübeleri sergi için ideal bir alan oluşturdu. Sanatçı, ifadesinde “şehrin her tarafını görünmez bir şekilde kaplayan bu telefon kulübelerin her gün önlerinden bir sanat alanı olma fikri gözardı edilerek geçiliyor” sözlerine yer verdi. 

Maximilíano Durón’un ArtNews.com’da yayınlanan 5 Kasım 2020 tarihli yazısından çevrilmiştir.

Previous Story

33. Avrupa Film Ödülleri Adayları Açıklandı

Next Story

Türkiye’nin Oscar Adayı “7.Koğuştaki Mucize”

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.