Mixer’in yeni sergileri “İmgelerin Yeni Grameri” ve “Zihinde Bir Dalga” ziyarete açıldı. Sergiler 26 Kasım tarihine kadar ziyaret edilebilecek. Uras Kızıl’ın küratörlüğündeki “İmgelerin Yeni Grameri”, Mixer ana galeri mekânında yer alıyor. Sergide Gülçin Aksoy, Chongha Peter Lee & Ozan Atalan, Yüksel Dal, Kıymet Daştan, Didem Erbaş, Gökçe Erhan, Ali Kazma, Murat Morova ve Merve Ünsal’ın çalışmaları görülebiliyor.
Adını Werner Herzog’un 1980 tarihli bir röportajından alan sergi, Herzog’un 2005 tarihli Grizzly Man belgeselinden ve yeni materyalizm düşüncesinin belirsizlik, rastlantısallık ve temsil-dışılık argümanlarından yola çıkıyor.
Ali Kazma’nın 2011 tarihli Yokluk adlı video çalışması; Merve Ünsal’ın İnsansız Hava Araçları İçin Birkaç Kelime, İkinci Versiyon adlı fotoğrafları ve Ya da Ufuk Çizgisi Bir Çatlaktan İbaret Olabilir Mi? isimli video çalışması ve Didem Erbaş’ın Kuşların Bakışının Altında adlı yerleştirmesi nesnelerin politik failliğini ve nesnelerarasılığı tartışmaya açarken, Kıymet Daştan’ın Unutma Taşı #14 adlı çalışması; Gökçe Erhan Kaybolmayan Renkler adlı yerleştirmesi ile Gülçin Aksoy’un Solitaj adlı işi nesnelerin hafızaya içkin hakikâtine odaklanıyor.
Yüksel Dal’ın Evre Uzayı serisi ve Murat Morova’nın İsimsiz adlı fotoğrafları dış dünyanın imgelemini temsilin ötesinde, imgelerin rastlantısallıkları üzerinden kurguluyor. Son olarak, serginin merkezine konumlanan duvarda yer alan Chongha Peter Lee & Ozan Atalan’ın ortak çalışması Antinomi, insan-merkezci düşünceyi ters-yüz ederek yeni ifade biçimlerini arıyor.
Mixer, proje odasında ise Merve Dündar’ın “Zihinde Bir Dalga” başlıklı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi, ismini Ursula K. Le Guin’in “Zihinde Bir Dalga” isimli kitabından alıyor. Sergi, Dündar’ın 2020-2021 yılları arasında üzerinde çalıştığı “anlam ağları” serisi ile kesişmeler içeren ve bu serinin devamı niteliğinde olan çalışmalarını izleyici ile buluşturuyor.
Sergide, sanatçının tekrar eden jestlerle, hafızasındaki anılarının izini sürerek ürettiği “duyumsal kaynaklarının haritasını” oluşturduğu desenleri; duygu ifade eden kelimelerden oluşan kâğıt kolajları; toplumsal kodların katmanlarını araştırdığı baskıları ve mekâna özgü müdahaleler içeren çalışması izleyici ile buluşuyor. “Anlam ağları” serisini oluşturan kafesler ise sergi mekanına yayılıyor.