Kocaman çerçeveli gözlükleri, kıpkırmızı ruju, kısa gri saçları ve üst üste taktığı gösterişli takılarıyla modaya yön veren gerçek bir stil ikonu, iç mimar ve iş kadınıydı Iris Apfel ve 1 Mart’ta vefat etti. 102 yaşındaydı ve ölüm haberi 3 milyondan fazla takipçili Instagram hesabından her zamanki gibi gösterişli ve özgün bir fotoğrafıyla duyuruldu.
İleri yaşında popüler birçok moda markasının yüzü haline gelen, fikirleri ve tasarımlarıyla modaya yön ve hiza veren Iris Apfel’ı, ölümünün ardından, 2005 yılında sergisini yaptığı Metropolitan Museum of Art Kostüm Enstitüsü eski küratörü Harold Koda anlattı. İmzası haline gelen büyük çerçeveli siyah gözlükleri, kırmızı ve parlak ruju, yaşına rağmen havalı duruşu, açık sözlü ve esprili tavrı, birbirine asla benzemeyen parçaları bir araya getirerek tuhaf bir ahenk kattığı kıyafetleri ve üst üste taktığı ihtişamlı takılarıyla dikkat çeken Iris Apfel, 29 Ağustos 1921’de Queens, New York’ta doğdu. Ailesinin tek çocuğuydu. Annesinin bir butiği vardı. Amerika’daki Büyük Buhran zamanında dikişten nakışa her şeyi öğrenmek zorunda kaldı. New York Üniversitesi’nde Sanat Tarihi okudu, Wisconsin Üniversitesi’nde de sanat okuluna devam etti. Aslen sanat tarihi eğitimi aldı ancak başta tekstil olmak üzere iç tasarım alanında uzmanlaştı.
15 Dolara Metinlerden Beyaz Saray’a
Genç bir kadınken, Women’s Wear Daily için haftada 15 dolara metin yazarlığı yaptı, iç mimar Elinor Johnson için çalıştı, emlakçılar için evleri dekore etti ve böylece nadir eşyalar bulma yeteneğini geliştirdi. Ayrıca illüstratör Robert Goodman’ın asistanlığını yaptı.
22 Şubat 1948’de Carl Apfel ile evlendi. İki yıl sonra eşiyle “Old World Weavers” isimli kendi tekstil firmalarını kurdular ve 1992’de emekli olana kadar işlettiler. Apfel’lar 17’nci, 18’inci ve 19’uncu yüzyıllara ait kumaşların reprodüksiyonu konusunda uzmanlaşmışlardı ve Amerika Birleşik Devletleri’nde olmayan kumaşları bulmak için yılda iki kez Avrupa’ya seyahat ediyorlardı.
Apfel, Beyaz Saray’da yapılan birçok restorasyon projesinde görev yaptı. Hatta orada çalışırken “Kumaşın First Lady’si” lakabını aldı. Apfel’ın en büyük tutkularından biri dünyanın neresinde olursa olsun mücevher, antika ve aksesuar toplayabileceği dükkanları ve bit pazarlarını gezmekti. Bu tutkusu nedeniyle topladığı eski ve yeni parçaları bir araya getirerek oluşturduğu tarzıyla bir moda ikonu haline geldi. Çevresinde biliniyordu ancak esas popülaritesine Met’te açılan sergiyle kavuştu. 2005’te kıyafetleri ve aksesuarları, The Metropolitan Museum of Art bünyesindeki Kostüm Enstitüsü tarafından Rara Avis: Selections from the Iris Apfel Collection ismiyle sergilendikten sonra moda dünyasında büyük bir popülariteye ulaşan Iris Apfel, büyük markalarla çeşitli işbirliklerine imza attı. “Beni dünyanın en ihtiyar yıldızı yaptınız” demişti sergiden sonra. Öyle de oldu. 80’li yaşlarında modaya yön verenlerden olurken, 97 yaşında profesyonel bir modeldi. 2014 yılında, yönetmen Albert Maysles tarafından Iris adıyla bir belgeseli çekildi, 2018’de kendini “kazara ikon” diye tanımladığı Iris Apfel: Accidental Icon’ı yazdı. Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla 100 yaşına yaklaşırken artık influencer olarak da anılıyordu.
“KADININ GÜCÜ IRIS APFEL” Sayısı
ArtDog Istanbul basılı dergi satış noktalarını görmek için tıklayın.
Kapak Görseli: Iris Apfel, INC International Concepts Kampanyası, 2016, Fotoğraf: Ben Watts
Kapak Uygulaması: Burcu Ocak
Iris Apfel Cennet Kuşu mu Yırtıcı Kuş mu?
Kostüm Enstitüsü’nün eski küratörü ve moda uzmanı Harold Koda, ölümünün ardından Iris Apfel’ı anlattığı röportajında Iris’in hobi için giyinmediğini, giyinmenin onun için bir meslek olduğunu ve alışveriş yaparken neredeyse bir yırtıcıya dönüştüğünü anlatıyor: “Iris’in giyinmekten aldığı zevki hobi olarak adlandırmazdım. Iris için giyinmek bir meslekti. Bir hobisi vardı, o da alışverişti. Senin benim yaptığımız alışverişimiz gibi değildi ama… Yırtıcıların alışverişi gibi. Iris bir cennet kuşu gibi görünebilirdi ama avlanırken o bir yırtıcı kuştu.”
Iris Apfel için giydiklerinin nereden geldiği, pahalı olup olmadığı veya parçaların birbiriyle uyumlu olup olmadığı önemli değildi. Önemli olan görsellikti. Kuralları yok sayan tarzıyla tamamen orijinaldi, geleneksel moda anlayışını yıkıyordu.
“Rara Avis”le Gelen Popülarite
Iris, Harold Koda’nın The Met’teki Rara Avis: Iris Apfel Koleksiyonundan Seçmeler’i sayesinde tasarımcı olmadığı halde kıyafetleri ve aksesuarları bir müzede sergilenen ilk kişi oldu.
Koda’nın anlattığına göre kendisine Apfel’dan ilk bahseden kişi, çağdaş moda tarihçisi Caroline Milbank’ti. Milbank, Koda’ya New York’taki en büyük aksesuar koleksiyonunun Apfel’a ait olduğunu söylemişti ancak detay vermemişti. Koda bu bilgiyi bir kenara koydu ve sırası geldiği an harekete geçti. Sadece pahalı mücevherlerden oluşmayan, çanta, şapka ve eldiven dahil birçok aksesuarı barındıracak sergi, Kostüm Enstitüsü için de bir ilk olacaktı. Koda, koleksiyonu görmek için Apfel’ın evine gittiği ilk zamanı hatırladığını söylüyor. Apfel’ın yıllardır biriktirmiş olduğu aksesuar ve kıyafetlerden oluşan eşyaları yaklaşık üç yatak odası ve bir salonu dolduruyordu ve koleksiyonun büyüklüğünü öngörmek neredeyse imkansızdı.
Apfel’ın koleksiyonunu benzersiz yapan şeylerden biri de aksesuarları kendi üstünde sergilemesiydi. Farklı desenlerden, renklerden, dönemlerden ve kültürlerden bir araya getirdiği aksesuarların onun üzerindeki uyumu, koleksiyonu olağanüstü kılan özelliklerindendi.
Koda, “Tüm bu farklı desenleri, renkleri, dönemleri ve kültürleri kolajlıyordu ve ortaya oldukça anlaşılır bir şey çıkarıyordu” diyor ve ekliyor: “Bir kostüm tarihçisi olarak, onun kendine has bir insan olduğunu düşünüyorum.”
Apfel, The Met açılışında, bir Tunus gelinlik tuniğini bambaşka hale getirerek şık bir gece kıyafeti olarak kullandı. Apfel’ı gören Tunus Büyükelçisi, “Bin yıldır, hiçbir Tunus gelini bu kadar güzel giyinmemişti” dedi. Aksesuarları bir araya getirirkenki cesur tavrı ve ortaya çıkan çok katmanlı görünüm, bir şekilde uyumlu görünüyordu.
90’larında bile, sadece olağanüstü kişiliği ile değil, aynı zamanda keskin dünya görüşü ile de sosyal medya için yaratılmıştı. Yaşına rağmen gençlerle bağ kurmakta iyiydi, onlara verdiği mesaj çok netti: “Cesur ol, kendini ifade et, orijinalliğini göster.”
Koda, “Iris’te, yaptığı işin cesurluğu ve katmanlı karakteri nedeniyle ne kadar eksantrik olsa da bir grafik prensibi vardı. Tarzı asla uyumsuz görünmüyordu” diyor.
Küratöre göre, Apfel güzel hikayeler yaşamakta ve anlatmakta mahirdi. Olağanüstü sohbetler yapan ve harikulade bir akşam yemeği arkadaşı olan Iris, seyahat etmeyi, yeni insanlarla tanışmayı ve halihazırda zaten geniş arkadaş çevresini zenginleştirmeyi seviyordu. Koda, Iris’in Duke Ellington’ı bir kayıt stüdyosunda ziyaret ettiği sırada Times Meydanı’ndaki bir kadın satıcısının kocası Carl’a Ferrari’si için nakit para teklif etmesinin de Apfel’ın anlattığı eğlenceli hikayeler arasında olduğunu söylüyor. Ayrıca İrlandalı bir antikacının, Dublin Belediye Başkanı tarafından Kudüs Büyük Hahamı’nın yaklaşan ziyareti için ayrılmış, bir zamanlar Kral Faruk’a ait bir yüzüğü kendisine satmasını sağladığını da.
“Alışveriş Bir Meslektir”
Apfel için hiçbir şey alışveriş yapmak için engel değildi. Koda, 2000’lerde Apfel’ın onu ziyarete geldiği bir dönemde birlikte gittikleri bir bit pazarından bahsederken ucuz ve sahte ürünlere rağmen Apfel’ı pazarı gezmekten bir türlü vazgeçiremediğini anlatıyor. Apfel için ille şehir merkezinde alışveriş yapmak önemli değildi, o her an ve her yerde alışveriş yapabilirdi. Koda, onu o bit pazarında bırakıp dönmemenin büyük bir hata olduğunu ekliyor: “Bir saatlik bir gezi olması beklenen şey, üç saate dönüştü. Yüzlerce tezgah olan bit pazarında çizgili, taklit Kate Spade mini omuz çantaları buldu ve satıcı ile pazarlık yaparak altı tanesini 3 dolara aldı. O kadar sıkı pazarlıkçıydı ki bunu üzücü buldum. Ama bu onun karakteriydi, yüksek veya düşük kalite fark etmez, sizinle 18’inci yüzyıl halı tüccarı gibi pazarlık ederdi.” Koda, bit pazarından dönerken, arabasının aynasından arkayı göremeyecek hale geldiklerini de hatırlatıyor.
Apfel için önemli olan renk, desen, kalite, nereden geldiği fark etmeksizin topladığı parçaları bir araya getirmek ve tek bir görsel oluşturmaktı, adeta bunun için doğmuştu. Oluşturduğu kendine özgü gösterişli ve ihtişamlı tavrı moda dünyasına kattıklarıyla moda tarihinde kendine ölümsüz bir yer kazandı ve hep orada kalacak.
Bu gönderiyi Instagram’da gör