High-Rise, 2015
High-Rise, 2015

Kentsel Dönüşüme Karşı 19 Film ve Dizi

6 Şubat depreminin üzerinden bir yıldan fazla geçti. Önceki yerel seçimin yatırımı imar affının korkunç bilançosu bir dünya savaşına eşdeğer can kaybı ve yıkım oldu. 11 şehir halen hayatta kalma mücadelesi veriyor; çadırlarda, konteynırlarda bir kış daha geçiyor. Daha bu bedeller ödenmeden ne olduğu hale tam olarak açıklanmayan "rezerv yasası" eşliğinde muallak bir kentsel dönüşümü beklerken sinemanın bu konuları nasıl ele aldığını araştırdık.

///

Türkiye’de, hele de İstanbul’da, yaşıyorsanız 78 yaşındaki Carl Fredricksen gibi bir sabah kendinizi, kolayca, oturduğunuz semtteki tek kentsel dönüşüm geçirmemiş evde değişime direnirken bulabilirsiniz. O an evinizi binlerce uçan balonla gökyüzüne salma ve hayalinizdeki uzak tatil beldelerine kaçma fikri oldukça cazip gelebilir. Fakat gerçek hayat ne yazık ki 2009 tarihli “Up” (Yukarı Bak) filmi kadar eğlenceli değil. Üstelik tanımsız rezerv yasaları, zorunlu kentsel dönüşüm kararları ve bekleme süresi çoktan tamamlanmış bir Marmara depreminin stresi altında ezilirken hiçbirimizin hayatı o kadar eğlenceli değil.

6 Şubat depremlerinin yok olmakla sınadığı, rezerv yasasının adeta pilot bölgesi seçilen Hatay, son günlerde acımasız dönüşümün odağında yer alsa da, Türkiye tarihi daima kentsel dönüşüm hareketindeki acımasızlıkların tarihi…

2013 yılında Gezi Direnişi’ne neden olan Gezi Parkı‘nın (İnönü Gezisi) basamakları öncesinde orada bulunan Ermeni Mezarlığı’nın taşlarından örülüydü mesela. Adnan Menderes 50’lerde “İstanbul’u Fethediyoruz” sloganıyla aralarında Mimar Sinan eserlerinin de bulunduğu birçok yüzlerce yıllık cami, hamam ve külliyeyi sadece ve sadece daha geniş yollar yapmak ve adları pek manidar, Vatan-Millet Caddeleri için yıktı. Bu süreçte eserlerin tekrar inşa edilebilmesi için herhangi bir mimari kayıt tutulmadığı gibi günümüze bazılarının fotoğrafları bile ulaşamadı.

Kente Saplanan Hançerler

Denizden Dolmabahçe, Gökkafes ve Şişli'nin gökdelenleri
Denizden Dolmabahçe, Gökkafes ve Şişli’nin gökdelenleri

1947’de başlayan gecekondulaşma, sanayileşme ve doğurduğu iç göç ile birlikte, 70’lerden itibaren adeta İstanbul’un silüeti oldu. 80’ler ve 90’larda Gökkafes, Conrad, Swiss Hotel gibi Bedrettin Dalan imzalı kent suçları, artık Boğaz’ın girişinden açık ve net bir şekilde görülüyordu.

Yüzlerce hukuksuz inşaat arasında yıkımın tek örneği Park Otel oldu. Bir mahallelinin açtığı davayla başlayan beş yıllık mücadele sonucunda 1993-94’te otelin 17 katı yıkıldı.

2000 sonrasında AKP iktidarının ve AKP’li belediyelerin kentsel dönüşüm karnesi de hiç parlak olmadı. Sulukule’de Romanlar İstanbul’un başka bir ucuna, Kayabaşı’na, adeta sürüldü. Başıbüyük, Tozkoparan, Ayazma, 360 Taksim dönüşümleri orada yaşayanların mağduriyetleri gözardı edilerek tamamlandı. Fikirtepe’de sorunlar halen devam ediyor.

Yeni İstanbul Modern de Kent Suçlarının Bir Ortağı

Denizden Tophane; Galataport, İstanbul Modern, Kılıç Ali Paşa Camii
Denizden Tophane; Galataport, İstanbul Modern, Kılıç Ali Paşa Camii

Emek Sineması‘na dair verilen sözler tutulmadığı gibi, tarihi ve kültürel sembol bir alan, dozerlerle yok edildi. 2013’te Sultanahmet ve Ayasofya Camilerinin silüetine eklenen 16/9 projesi nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan firmanın sahiplerine küstüğünü açıkladı fakat mahkemeden çıkan “tıraşlansın” kararına rağmen 16/9 gökdelenleri, 4. İdare Mahkemesi’nin verdiği hükümle yasallaştı. Gerekçe olarak davaya bakan hâkimlerin FETÖ mensubu olduğu iddiası gösterildi.

Renza Piano tasarımlı İstanbul Modern‘in de içinde yer aldığı, Kılıç Ali Paşa Camii’ni şehrin vapur manzarasından silen Galataport kompleksi, Kadıköy’ün 15 kat sınırını 44 katlık 4 bloğuyla 116 kat birden ihlal eden Four Winds, Kuruçeşme’deki konser alanını yok eden Mandarin Oriental Bosphorus, bu dönemde inşa edildi. Gezi Parkı’na Topçu Kışlası projesinin sonrasında yaşananlarsa malum…

Halk Nasıl Suça Ortak Ediliyor?

Günümüzdeki kentsel dönüşümü iki yönlü mekânsal bir değişim olarak özetleyebiliriz. Bahadır Özgür’ün Duvar’daki yazısında belirttiği gibi lüks konutlar, ticaret merkezleri, turizm alanlarıyla merkez “dikey” olarak yenileniyor. Mülk ve servet sahipleri ile siyasi-iktisadi olanaklar üzerinde hakimiyet kurmuş zümrelerin ihtiyacına göre şekillenen “dikey yenilenme”, enflasyonla da birleşince, ücretli sınıfların buralarda barınmasını imkansızlaştırıyor. Bir de iskan politikasıyla aynı anda “yatay genişleme” söz konusu. Yani arazinin bol olduğu çeperde yoğunlaşan bir değişim. Bu değişim hem iktidarın çıkar grupları ile sermaye sahiplerine rant dağıtımını içeriyor; hem de yeni kentliler, çalışan sınıflar, esnaf, küçük tüccar pay alabiliyor.

Payını alan her kesim suça ortak ediliyor. Değerli bir semtteki mimari değeri olan veya cephesinde önemli muraller bulunan bir bina apar topar yıkılıyor. Parklar  ve toplanma alanları AVM’lere, tarihi eserler otellere, tarım alanları hızla konut alanlarına dönüşüyor. Ve bu suçlar sadece Türkiye’ye özel değil. Özellikle Moskova, Londra, Hong Kong gibi rantı yüksek şehirlerden sıkça kentsel dönüşüm ve gentrifikasyon nedeniyle evlerinden ve atölyelerinden olan sanatçıların ve halkın haberleri geliyor.

Kentsel Dönüşüm, Mutenalaştırma ve Betonlaşma Filmleri

Hitler’in meşhur sözünün anımsattığı üzere, “İnsanların düşünmemesi yöneticiler için ne büyük şanstır” diyelim ve ürkelim ya da düşünelim. Anayasa Mahkemesi’ne taşınan, “Deprem” kisvesi altında ülke sathına yayılan ve herkesi bir gecede evinden edebilecek rezerv yasasının ve kısa süre önceki 31 Mart Yerel Seçimi’nin ardından düşünürken, sinemanın kentsel dönüşüme, mutenalaştırmaya ve betonlaşmaya nasıl baktığını gösteren filmleri hatırlayalım.

Hayaletler

Azra Deniz Okyay’ın 2020 yapımı filmi İstanbul’u ve İstanbulluları anlatırken, fonda kullandığı kentsel dönüşüm manzaralarının yanında senaryoda da bu kentsel dönüşümün nasıl işle(me)diğine dair hikayelere yer veriyor. Dünya prömiyerini yaptığı 2020 Venedik Film Festivali’ndeki Uluslararası Eleştirmenler Haftası’nda (Venice International Film Critics’ Week) En İyi İlk Film ödülü alan “Hayaletler”; Türkiye prömiyerini yaptığı 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Kurgu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dallarında ödül sahibi oldu. Film, 61. Selanik Film Festivali’nde İnsani Değerler ve Sinema ve Televizyonda Çalışan Kadınlar ödülü ve 36. Varşova Film Festivali’nde de Genç FIPRESCI Jürisi tarafından En İyi Film ödüllerini aldı.

Ekümenopolis

Ekolojik ve ekonomik eşikleri aşan neoliberal kentleşmenin hem şehir yaşamında yol açtığı sorunları hem de doğaya verdiği zararı gözler önüne seren 2011 yapımı “Ekümenopolis: Ucu Olmayan Şehir”, İstanbul’un dur durak bilmeyen kentsel dönüşümünün hikayesi. Yukarıda da bahsettiğimiz Başıbüyük, Sulukule yıkımları ve 2008 yılı Ayazma kentsel dönüşümü belgeselin önemli bir kısmını oluşturuyor. İstanbul’un bugününü 12 yıl öncesinden gören İmre Azem’in yönettiği belgesel film, Saraybosna Film Festivali’nde İnsan Hakları ve SİYAD Ödülleri’nde En İyi Belgesel ödüllerinin de sahibi oldu.

Lorax

“Lorax” kentsel dönüşümün ötesinde betonlaşmaya bir tepki. Artık alışageldiğimiz doğanın yok olduğu, ağaçların, bitkilerin ve çiçeklerin yerini plastik kopyalarının aldığı bir dünyada 12 yaşındaki Ted, hoşlandığı kızın ilgisini çekmek için onun hayalinin peşinden koşar: Gerçek bir ağaç… Aradığı şeye ulaşması için de garip ama bir o kadar da sevimli bir yaratık olan Lorax’ın hikayesini keşfetmek, gizemini çözmek zorundadır. Daha fazla kâr için doğayı katletmenin kişinin kendisine değil tüm doğaya zarar vereceğini gösteren animasyon film hem çocuklara hem büyüklere ders verecek nitelikte.

Hamam

Gösterime girdiği dönemde daha çok içindeki kuir ögelerle gündeme gelse de fragmanı bile daha ilk sahnesinden eski bir İstanbul mahallesinden açılan “Hamam“, aslında arka planda, yaşadığı tarihi sokağı ranttan korumaya çalışan bir semti anlatır. Ferzan Özpetek‘i Türkiye ve İtalya sinemalarına kazandıran 1997 yapımı filmin başkahramanının öyküsü de yine bu şekilde başlar. Yıllar önce İtalya’yı terkedip İstanbul’da yaşamaya başlayan teyzesinin öldüğünü ve kendisine miras bıraktığı hamamı satmaya gelen genç mimar Francesco kendini bulduğu bu yolculukta yeni bir amaç da bulur: Hamamının olduğu tarihi semti korumak.

Shameless (US)

Şikago’daki fakir bir kenar mahallede yaşayan kalabalık ve defakto ebeveynsiz bir ailenin hayatta kalma mücadelesini anlatan “Shameless” dizisinde mutenalaştırmaya karşı direniş temasına rastlarız. Sezonlar boyunca aile dinamiklerinin arka planında evin değerinin artışı, muhitin dönüşümü, yeni taşınan hipster komşular ve onlarla ilişkiler gibi konular sıkça karşımıza çıkar. İngiliz ve Amerikan olmak üzere iki versiyonu bulunan Shameless‘ın orijinal senaryosu Paul Abbott’a ait.

Esengılıs

80’lerde bir köydü, bugün Türkiye’nin en kalabalık ilçesi… Sedat Peker videolarında adının sık sık geçmesiyle de tekrar gündeme gelen Esenyurt’un Esengılıs’a dönüşümü aynı zamanda bir göç ve kentsel dönüşüm hikayesi. Gain’in orijinal içerikleri arasında yer alan belgeselin tamamına YouTube’den erişmek mümkün.

Up

Yazıya ilham veren “Up” (Yukarı Bak) hayatı boyunca yaşamak istediği macera hayalini gerçekleştirmek için evine binlerce balon bağlayıp Güney Amerika’nın vahşi doğasına doğru yolculuğa çıkan 78 yaşındaki baloncu Carl Fredricksen’ın hikayesinin anlatıldığı bir komedi. Onu bu çılgın maceraya sürükleyense adeta Fikirtepe’deki kentsel dönüşümün trajikomik özeti olan o fotoğrafla neredeyse aynı kaderi yaşayan evi…

İlginizi çekebilir:  Tokyo’da Şeffaf Tasarımlı Umumi Tuvaletler

Sultan

İstanbul’un varoşlarındaki bir mahallede muhtara gelen bazı kişiler gecekonduların bulunduğu yeri satın almış ve herkesi evlerinden atmak istemektedir. Mahalleli ve muhtar arasında kıyasıya bir kavga başlar. Mahalleden çıkmayan “dul” kadın ve birkaç aile daha başka bir yere ev yapmak üzere göç ederken, muhtarın oğlu aşık olduğu o kadının peşinden giderek evlenme teklif eder.

Kimliklerde ve toplumda “dul” ifadesinin halen yürürlükte olduğu 1978 yapımı “Sultan” yönetmenliğini Kartal Tibet‘in üstlendiği, başrolleri Türkan Şoray ve Bulut Aras’ın paylaştığı bir dram ve komedi filmi. Filmde toplumun güncel dinamiklerine aykırı bir aşk anlatılırken arka planda yine kentsel dönüşüm konusu anlatılıyor.

Chinatown

1974 yapımı “ChinatownRoman Polanski‘nin yönettiği ve başrollerinde Jack Nicholson, Faye Dunaway ve John Huston’un yer aldığı, 1930’ların Los Angeles’ında geçen bir karmaşık suç, güç ve suistimal filmi. Neo-noir janrındaki film, Los Angeles’ın su temini ve kent planlaması konularına yoğunlaşır; çıkar gruplarının, politik entrikaların ve suistimallerin iç içe geçtiği bir hikayeyi işler. Film, karmaşık kurgusu, derin karakterleri ve şaşırtıcı sonu ile sinema tarihinde önemli bir yere sahiptir.

Sev Kardeşim

Fabrikatör Cemal Bey bütün mahalleyi satın almıştır, ancak Mesut karakteri, “Ben satmadıkça siz de fakir fukara kiracıları sokağa atamayacaksınız” diyerek Up’daki dedeye benzer şekilde mahallenin ortasında konumlanan evini satmayı reddeder. Mesut Bey ve Cemal Bey arasındaki çatışma çocuklarının âşık olmasıyla çözülür. Filmin sonunda Cemal Bey evi satın almaktan vazgeçer.

Ertem Eğilmez’in 1972 tarihli romantik komedi filminde başrollerdeki genç aşıkları Tarık Akan ve Hülya Koçyiğit, Mesut’u ise Münir Özkul canlandırıyor. “Sev Kardeşim” adını Şenay’ın meşhur şarkısından alıyor.

The Florida Project

2017 yapımı “The Florida Project”  yönetmenliğini Sean Baker’ın üstlendiği bir drama. 6 yaşındaki Moone ve arkadaşları Disney World’ün yakınlarındaki ucuz motellerde yaşayarak sürdürdükleri hayatlarında, yetişkinlerinkinden tamamen uzak kendilerine ait bir dünya yaratmışlardır. Okulların tatil olmasıyla birlikte bu afacan grubun tek dertleri, istedikleri gibi koşup oynayabilmek, kimseyi umursamadan eğlenebilmek ve istedikleri zaman sınırsız dondurma yiyebilmektedir. Oysa yetişkinler için durum çok farklıdır. Artık çocuk olma lüksleri kalmamış yetişkinler için Florida yazı, zorluk, acı ve gözyaşı demektir. Gerçekçi bir bakış açısıyla çocukluğun neşe ve zorluklarını anlatıldığı film, aynı zamanda yoksulluk ve mutenalaştırma gibi konulara sonuçları açısından yer veriyor.

Şahsiyet

Emekli adliye memuru Agâh Beyoğlu, İstanbul’un en kalabalık ve hareketli semti Beyoğlu’nda yalnız ve münzevi bir yaşam sürdürmektedir. Tekdüze yaşantısı, kendisine konan Alzheimer Başlangıcı teşhisiyle altüst olur. Hastalığından ötürü er geç bütün anılarını unutacaktır. Bu gerçek karşısında başta bocalasa da Agâh, unutmanın bir fırsat olduğunu fark eder.

Haza bir eski İstanbul beyefendisinden toplumsal duyarlıklı bir nevi Dexter yaratan “Şahsiyet” dizisi bir polisiye olsa da, Haluk Bilginer’in hayat verdiği Agâh’ın hafıza sorunları üzerinden; şehir hafızası, toplumsal hafıza gibi süreçleri sorguluyor. Hakan Günday‘ın kaleminden çıkan ve ilk sezonu 2018’de yayınlanan dizinin ikinci sezonu geçtiğimiz yılın sonunda gösterime girdi.

Rio 2

Seyirciye doğal yaşamın önemini hatırlatma ve bu ekosistemlerin sürdürülebilir bir şekilde korunması gerektiği mesajını vermeyen çalışan Rio 2‘nin teması nadir bir papağan türünün korunması, yaşadığı ormanın (Amazon) doğal dengesinin muhafaza edilmesi etrafında şekillenir. Aynı zamanda, filmde insan etkisiyle oluşan çevresel sorunlar, ormanın tahribatı ve habitat kaybı gibi konular işlenir. Carlos Saldanha‘nın yönettiği animasyonu seslendirenler arasında Jesse Eisenberg, Anne Hathaway, Bebel Gilberto, Jamie Foxx ve Andy Garcia gibi isimler yer alıyor.

Eşkıya

Eşkıya Baran yıllar yıllar sonra hapisten çıkınca köyüne döner. Köy, baraj suları altında kalmıştır. Eşkıya, kapanmamış hesabının peşine düşer ve İstanbul’a gelir. Eşkıya, toplumsal değerlerin ve kültürlerin yozlaşmaya başladığı bir durumun ve bu durumda sorumluluk alan bir bireyin hikayesidir. Filmde İstanbul geçirdiği dönüşümlerle artık kültürden ve gelenekten uzak bir şehir olarak resmedilir.

Eşkıya’yı Şener Şen’in canlandırdığı Yavuz Turgul‘un modern zamanlar masalında Sermin Hürmeriç, Kamran Usluer, Güven Hokna ve Özkan Uğur gibi birçok önemli aktör ve aktrist de rol alıyor. 1996 tarihli filmin müzikleri de kendisi gibi halen klasikler arasında yer alıyor.

High-Rise

1975 yılında çıkan aynı adlı J.G. Ballard romanından uyarlanan 2015 tarihli “High-Rise“, bir apartman üzerinden sosyal düzenin çöküşünü ve kentsel dönüşümün varacağı distopik sonu anlatır. Yönetmenliğini Ben Wheatley‘nin üstlendiği Tom Hiddleston, Jeremy Irons, Sienna Miller, Luke Evans ve Elisabeth Moss gibi oyuncuların yer aldığı film, 1970’lerde Londra’da yüksek bir apartman binası olan Royal’da geçen olayları konu alır. Binanın zengin sakinleri üst katlarda, orta sınıf sakinleri orta katlarda ve daha alt sınıf sakinleri ise alt katlarda yaşamaktadır. Ancak, zamanla bu sosyal sınıflar arasındaki çatışma ve rekabet artar. Yüksek katlı apartman, içsel çöküşe doğru hızla ilerler ve sakinler arasındaki düşmanlık ve kaos artar. Toplumsal düzen bozulur, geleneksel normlar çöker ve sakinler arasında vahşi bir durum ortaya çıkar.

Petrol Kralları

Mahallenin büyük bölümü tefeci Hasan Efendi’ye borçludur. Tefecinin planı tüm mahalleyi satın alıp evleri yıktırmaktır. Tek sorunuysa iş hanı yapılacak sokaktaki evlerden birini satın almamış olmasıdır. Evin sahibi rolündeki Zeki Alasya ve Metin Akpınar ise mahallelinin kış mevsiminde evlerinden olmalarını istememektedir.

Yeşilçam’da geleneksel mahalleyi konu alan filmlerin çoğunda bir iş adamının ya da müteahhitin mahalleyi yıkma çabası ve mahallelinin birlik olup yıkımla mücadele etmesi anlatılır. Kentlerdeki yık-yap süreçleri ve bu sürecin tarihsel ve kültürel değerleri tahrip etmesi yine Zeki ve Metin’in başrolleri oynadığı ve Osman F. Seden’in yönetmenliğini yaptığı 1975 tarihli “Beş Milyoncuk Borç Verir Misin?” adlı komedi filminde benzer şekilde ele alınır.

Çatlak

Göçmen işçi olarak İngiltere’de çalışan Fatih, arkadaşı Ayhan’dan ailesine göndermek üzere yüklü miktarda borç almıştır. Fatih Türkiye’ye döndükten sonra da borç ödenmez. Ayhan borcunu almak için İstanbul’a gelir ve Fatih’in ailesini ziyaret eder. Bu ziyaret ile birlikte Fatih’in ailesi üzerinden sistemdeki çatlağı merkezi teşhir edilir. Yeşilçam ekolünün aksine suçluyu sadece sermaye tarafında aramayan ve daha derinlikli bir sorun tespitine çıkan, Fikret Reyhan‘ın yazıp yönettiği, 2020 tarihli “Çatlak” köyden kente göçen bir ailenin kente dair suçlara ve mevcut politik sorunlara ortak oluşunun hikayesi…

 Over the Hedge

Kış uykusuna yatan orman hayvanları baharda uyandıklarında, Eşkıya misali, kendilerini mahallelerini kaybetmiş biçimde bulur ve ormanın sınırındaki bir çalı duvarın ardındaki insanları keşfederler. Film, doğanın ve insanların dünyalarının çatışmasını ve bir araya gelmelerini konu alırken, dostluk, aile ve dayanışma gibi temaları işler. İnsanın ve getirdiği betonlaşmanın diğer canlıların yaşam alanlarına etkilerini gösterir.

Over the Hedge” 2006 yılında DreamWorks Animation tarafından yapılan, Michael Fry ve T. Lewis‘in aynı adı taşıyan çizgi roman serisine dayanan bir animasyon filmi. Aksiyon ve komedi unsurlarını bir araya getiren filmin seslendirme kadrosunda Avril Lavigne, Steve Carell, William Shatner , Bruce Willis ve Nick Nolte gibi isimler var.

Takva

Aile evinde tek başına yaşayan, sessiz, koyu dindar, eline kadın eli muhtemelen değmemiş, düzenli olarak mahallesindeki camide zikir törenlerine katılan Muharrem, tabelaya göre bir araştırma vakfı olan tarikatın şeyhine ait mülklerin kiralarını toplamak ve diğer mali işlerle ilgilenmekle görevlendirilir. Kendisine tahsis edilen takım elbiselerle, cep telefonu ve dizüstü bilgisayarıyla, özel şoförlü arabayla, özellikle onunla iş yapmak isteyen insanlarla etrafı çevrilen Muharrem, yavaş yavaş değişmeye, yozlaşmaya, kontrolünü kaybetmeye başlar.

Özer Kızıltan‘ın 2006 tarihli filmi “Takva“, toplumsal değişimi “Kızılcık Şerbeti”, “Kızıl Goncalar” gibi dizilerin çok öncesinden görüyor. Toplumsal ve kentsel dönüşümü din teması ile birlikte birey odağından yola çıkarak anlatan yapım, bugünlere nasıl gelindiğinin de bir özeti niteliğinde.

Previous Story

Dijital Meraklar

Next Story

İstanbul Film Festivali Ödülleri Verildi

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.