Osmanlı İmparatorluğu’nun ihtişamlı son günlerinden Cumhuriyet’in ilk yıllarına dek uzanan bir tarihin sayfalarını araladığımızda, Şakir Paşa Ailesi’nin büyüleyici hikâyesiyle karşılaşırız. Bu aile, Osmanlı’nın derin kültürel mirası ile modernleşmenin getirdiği dinamizmi bir potada eriterek, her biri tarihin farklı bir köşesine ışık tutan bireyleriyle
Taner Ceylan’ın Olimpos’taki zeytinliğinden elde edilen gelir ve gönüllü desteklerle süren Olimpos Sergileri serisinin üçüncüsü Enteriyör, bir kez daha sanatçının yakından takip ettiği meslektaşlarının üretim süreçlerini sanatın temel kavramlarıyla buluşturuyor. İlk iki edisyonunda Portre ve Peyzaj temalarını odağına alan sergilerin üçüncüsünde Pelda
Amerika merkezli Sanatsal Özgürlük İnisiyatifi (Artistic Freedom Initiative/AFI), açıkladığı yeni raporla Taliban yönetimince baskı altında tutulan Afgan sanatçılar ve kültürel miras için acil çağrıda bulundu. Amerika Birleşik Devletleri merkezli Artistic Freedom Initiavite ve UC Berkeley Hukuk Pro Bono Programı’nın ortaklaşa hazırladığı Sanatsal
İlk öyküsü “Olumsuz Hikâye” 1956’da Seçilmiş Hikâyeler Dergisi’nde yayımlanan Füruzan, 1956-1957 yılları arasında yazdığı bir dizi öyküden sonra 1968’e kadar öyküye ara verir. Füruzan daha sonraları bu öyküler için “onlar bakış açısı olmayan edebiyat denemeleriydi,” diyecektir. Füruzan’ın kendi metinlerine düştüğü bu yorum,
Sanat hamiliği, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, önce sarayın, ardından devletin, günümüzde özel kuruluşların, daha da önemlisi koleksiyonerlerin desteğiyle sürüyor. Sanatçının ve eserinin korunması, kendisinden sonra gelen kuşaklara aktarılması, koleksiyonların yalnızca sanatseverin mülkünde değil, kamuya açılmasıyla daha bir işlerlik kazanıyor. 700 Eserlik Bağış Bu doğrultuda şunu
Melike Bayık küratörlüğünde yapılan Bir Şans Daha Var Mı? adlı sergi, 12 sanatçının değişime dair bakış açılarını tek bir alanda bir araya getiriyor. Sergi, içinde bulunduğumuz hız çağının direttiği değişim ve dönüşüm arzusuna karşı direnen belleğin mücadelesini sanat eserleriyle anlatıyor. Küratör Melike
1800’lü yılların başından itibaren İstanbul’un Avrupa şehirleri gibi yeniden düzenlenmesi devletin başlıca gündemlerinden biri oldu. Bulvarların, caddelerin inşa edildiği, ahşabın terk edilip daha düzenli bir şehir hayatına imkan veren ve yangınlara karşı daha dayanıklı olan kagir yapılaşmaya geçildiği, düzenli belediyecilik hizmetlerinin verildiği
Biz tatil deyince yolunu mutlaka memlekete, Türkiye’ye düşüren yurt dışında yaşayan Türklerdeniz. Önce İstanbul, sonra diğer memleket topraklarını bütçemiz elverdiğince, ayrım gözetmeden ziyaret edip tanımaya çalışır, insanımız ve toprağımızla sevgi bağımızı tazeleriz. Bu yaz da öyle oldu… Deniz tatili yapmadan önce belli
Toros Dağları’ndan Akdeniz’e akan Ceyhan Nehri’nin kıyısı… 2 bin 700 yıllık tarihi geçmişiyle bizleri selamlıyor Karatepe ve Anadolu’da iz bırakan bir aydın: Halet Çambel… Osmaniye ili Kadirli ilçesine bağlı Karatepe-Aslantaş arkeolojik alanı, bağrında birçok ilki ve sayısız hikâyeyi barındırıyor. O hikayelerden belki
Cadılar Bayramı ruhuyla korku filmlerinin işgal ettiği Eylül-Ekim aylarının ardından 2023 sinema yılının son dönemecinde daha çeşitli bir vizyon takvimi ön plana çıkıyor. Ödül sezonunda ön plana çıkması beklenen Hollywood yıldızlarından Avrupa Sinemasının dikkat çeken filmlerine, sevilen serileri yeniden diriltmeyi amaçlayan devam
Festivalin ilk adımı bu seneki açılışı Pina Bausch’un artık klasikleşmiş olan eseri Cafe Müller’le yapacağını ilan etmesi oldu. Geçen seneki açılışın artçı etkilerinden sonra festival bu kararıyla, bu sefer kendini emin kollara bırakmış oluyor. Pina Bausch 20. Yüzyıl dans tiyatrosunun kurucu annesi