//

Kaleydoskopik Fenomenler

OMM’nin kurucusu Erol Tabanca Koleksiyonu’ndan bir seçki ile hazırlanan serginin kavramsal yönünden ve formal yaklaşımından söz eder misiniz? İki Güneş Altında sergi ismi olarak hem insanlığın derin tarihinden gelen mitolojik anlatıları canlandıran hem iklim krizi etrafında bugün içinden geçmekte olduğumuz çağın aciliyetlerine

/

BİR Beden Ritüeli

Sanatçı Nazlı Gürlek Hodder, bizleri ‘büyük yaşam ağı’ dediğimiz sistemin içindeki yerimizi hatırlamaya ve bedenin içinde saklı bulunan şifaya ulaşmaya davet ediyor. Hodder’in metod çalışması serisinin ilki olan “BİR Beden Ritüeli”, kadim bir Anadolu medeniyetinin rehberliğinde özgürlük, direnç ve güçlenme pratiği sunuyor.

//

Bir Resim-Mekân Deneyimi: Pasaj

Teknik lise ve Akademi’yle başlayan yolculuğunuzun ilk gününden bugüne sanat üretmek sizin için ne anlam ifade etti, ediyor? Nuri Kuzucan: Aslında çıkış noktam sanat üretme niyetiyle ilgili değil, uğraştığım şeyin bu alanın içinde olmasıyla ilgili. Yaptığım şey zaten belli kalıplar içinde sanat

//

Türkiye Tekstil Bienali İzmir’de

Nihat Özdal uzun yıllardır kültür sanat alanına yazdığı kitaplarla, yaptığı etkinliklerle, küratörlüğünü üstlendiği sergilerle katkıda bulunan bir isim. Bunu da bas bas bağırarak, alışılanın aksine kendi reklamını yapmaktan kaçınarak yapıyor olması eline aldığı her işin katma değer bırakmasını önceliklediğinden. Halfeti’de doğan Özdal

//

Nereye gidiyor bu gemi?

Türkiye’nin son dönemde yaşadığı deprem felaketleri, tüm toplumu her anlamda derinden etkileyen seçim ve sonuçları, süregelen ve daha da derinleşen ekonomik kriz, devam eden göçmen krizi ve yansımaları, bir de yadsınamayacak barınma krizi ile birlikte ülkede var olan sorunlar ve belirsizlik içerisinde

//

İstanbul Tiyatro Festivali

Festivalin ilk adımı bu seneki açılışı Pina Bausch’un artık klasikleşmiş olan eseri Cafe Müller’le yapacağını ilan etmesi oldu. Geçen seneki açılışın artçı etkilerinden sonra festival bu kararıyla, bu sefer kendini emin kollara bırakmış oluyor. Pina Bausch 20. Yüzyıl dans tiyatrosunun kurucu annesi

//

Evsiz Adamın Yatağı

Hayat Çok Güzel! isimli serginiz ironik bir adla yaşamı keskin çizgilerle tanımlamak yerine çeşitli ihtimaller sunuyor. Bu bağlamda sergiyi nasıl bir yaklaşımla ele aldığınızı anlatır mısınız? Aslında bu hikâye şöyle başladı; serginin çıktığını noktayı anlatayım. Paris’te yaşıyorum, gidip görenler fark etmiştir. Birçok

/

Her Şeye Rağmen Siyah Beyaz 40 Yaşında

40 yıldır var Siyah Beyaz. Başkentte. Bu kırk yıl bir ömür gibi mi geçti yoksa çabuk mu? Hani göz açıp kapayana kadar mı diye sorayım. Fulya Sade: Bu sene Cumhuriyet’in 100. Yılı. Bizim kırkıncı yılımız. Bir galeri için kırk yıl bir şey

/

Tekin olmayan insanlar mı mekân mı?

Birkaç farklı tarih anlatısı üzerinden yapılan birden çok İstanbul tarifi var. Bu sergideki nizamın dışında, tekinsiz bir İstanbul. İstanbul tekinsizlerin kenti mi? Sergiyi gezerken kente dair aklınızdan neler geçti? Bu ‘tekin’ ve ‘tekinsizlik’ mevzusu bizim o zamana dair yaptığımız hikayeleştirmenin bugünkü tezahürü.

/

Hüseyin Bahri Alptekin Anısına Dostlar Arasında

2007 yılında kaybettiğimiz Hüseyin Bahri Alptekin uluslararası çağdaş sanat arenasında da tanınan bir sanatçıydı. Küresel çapta aktif ve ulusal boyutta etkili olduğu düşünülen Türk sanatçıların ilk kuşağına ait Alptekin, vaatler ve bunların sıradan gerçeklikleri arasındaki farka hayrandı. Bu vaatler, uzak bir yer