İstanbul Tasarım Müzesi, Süleymaniye Camii Külliyesi, Süleymaniye
İstanbul Tasarım Müzesi, Süleymaniye Camii Külliyesi, Süleymaniye

İstanbul Tasarım Müzesi’nde “Müze” Nerede?

Süleymaniye Camii'nin külliyesindeki Sıra Dükkanlar "İstanbul Tasarım Müzesi" adı ve konseptiyle, yoğun bir tanıtım atağının ardından, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun katılımıyla açıldı. Yerel halkın da oldukça teveccüh gösterdiği ancak katılımcılarda bir tasarım müzesinden çok tasarım sokağı izlenimi bırakan müzeyi, projeyi gerçekleştiren İBB Miras'ın projeler müdürü Merve Gedik'e sorduk.

/
İlginizi çekebilir:  Mısır Apartmanı'ndaki Daire, Mehmet Akif Ersoy Müze Evi'ne Dönüşüyor

Yılbaşının hemen ertesinde 324 yaşındaki Baruthane’yi onararak yeniden kamusal yaşam alanı olarak şehre kazandıran İBB Miras, ay bitmeden İstanbul Tasarım Müzesi’nin açılışını gerçekleştirdi. Süleymaniye Camii ve Külliyesi 1985 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne kabul edilen dört bölgeden biriydi. 467 yıl sonra “İstanbul Tasarım Müzesi” adıyla açılan külliyenin Sıra Dükkanlar’ı şimdi geleneksel sanatların yanı sıra yaratıcı alanları da bölgeye taşıyarak birlikte üretmenin ve tasarlamanın heyecanını şehre yaymayı vaat ediyor.

Süleymaniye bölgesine değer katmayı misyon edinen proje, İstanbul’un tasarım şehri unvanını pekiştirmeyi ve kentin potansiyelini görünür kılmayı amaçlıyor. İstanbul Tasarım Müzesi (İTM) ile tarihî alanda konumlanan atölyelerde keçe, vitray, yorgan gibi kaybolmaya yüz tutmuş zanaatların yanı sıra aydınlatma, mobilya, takı, mücevher, porselen, seramik, dijital ve grafik tasarım, illüstrasyon, mimarlık, kültür sanat ve kurumsal alan tasarımı gibi geniş yelpazeden saygın marka ve kurumlar buluşuyor.

“İstanbul Tasarım Müzesi İstanbulluların Yoğun İlgisini Görecek”

Açılışta konuşan İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu mekanı, “Tarihi eserleri sadece restore etmiyoruz, restore ettiğimiz kadar, hayata kazandırıyoruz. Ecdat yadigarı bütün eserleri İstanbullularla buluşturuyoruz. Açılışını yaptığımız İstanbul Tasarım Müzesi de tam da bu anlayışla hayata kazandırdığımız çok özel bir alan. Burası, bütün İstanbulluların yoğun ilgisini görecek. Tarihi Yarımada’yı, Fatih’i gezmeye gelen her insanın mutlak uğrak yerlerinden birisi olacak” sözleriyle tanıttı.

İmamoğlu, Sıra Dükkanlar’ın son yıllarda kaderine terk edildiğini söylerken Mimar Sinan‘ın evinin de burada bulunduğuna, buranın Kanuni’nin iradesini, Mimar Sinan’ın da sanatını yaşatan ve taşıyan bir nokta olduğuna dikkat çekti. Alanın ikinci etabını yaklaşık 5 ay sonra tamamlayacaklarını, “Sizler de buradaki o sürpriz köşeleri gördükçe, yaşadığınız bu şehirle daha fazla gurur duyacak ve kendinizi bu şehre daha fazla sorumlu hissedeceksiniz. Kanuni Sultan Süleyman’ın ve Mimar Sinan’ın emanetini yok olmaktan kurtarıyor, yeniden üretim yapılan, insanlarımızın capcanlı bir şekilde yaşamın içine katılmasını gördükleri ve buluştukları bir merkez haline getiriyoruz. Ve daha da güzeli, halka açıyoruz” diyerek duyurdu.

 

Bu gönderiyi Instagram’da gör

 

@ibbmiras’in paylaştığı bir gönderi

Mahir Polat 500 Yıllık Duvarı İşaret Etti

İmamoğlu döneminde İBB Miras’ın başında bulunarak bu projelere imza atan ve 31 Mart seçimlerinde CHP’nin Fatih Belediye Başkanı adayı seçilen Polat da, “Fotoğrafın arkasındaki duvarı işaret edeceğim. O duvar, 500 yıldır burada. Orada gördüğünüz her taş, tuğla, bu topraklardaki her bir insanın, buraya emek veren insanların hizmetini temsil ediyor. Kendini tarihi alanların ya da İstanbul’un tarihinin üstünde görenlere, bu duvarı işaret etmek lazım. İnşallah duvarında bir taş da biz olabiliriz” dedi ve artık tasarımcıların bu tarihi alana hizmet edeceklerini dile getirdi.

Tasarım Sokağı mı İstanbul Tasarım Müzesi mi?

Kanunî Sultan Süleyman döneminde Mimar Sinan tarafından inşa edilen (1551-1557) ve hem İstanbul hem tarihi yarımadanın silüetini belirleyen yapılardan Süleymaniye Camii’nin külliyesinde yer alan Dökmeciler Çarşısı, bu proje ile birlikte İstanbul’a bir tasarım sokağı daha kazandırdı. İstanbul Modern, İKSV, İBB Kültür, Salt, Emre Arolat, Taksim Sanat gibi İstanbul’un belli başlı kültür sanat, mimari ve tasarım kurumları dükkanlardaki yerlerini aldı. Peki, daha önce benzerleri Akaretler’deki Sıraevler’de ve Galata’da Serdar-ı Ekrem Sokak’ta denenen formülü bu kez tasarım sokağından müzeye çeviren neydi? Dört buçuk yılda bine yakın miras alanını kurtaran İBB Miras’ın Projeler Müdürü Merve Gedik açılışta ArtDog Istanbul’un konuya ilişkin sorularını cevaplandırdı.

İlginizi çekebilir:  40. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı başlıyor

İstanbul Tasarım Müzesi’nin açılışına davet edildiğimizde Feshane, Gazhane ve Baruthane gibi projelerde olduğu gibi bir sergi alanı ve o alanda tasarıma dair önemli imzalar ve işlerini görmeyi bekliyorduk. “İstanbul Tasarım Müzesi” yerine “Süleymaniye Tasarım Sokağı” denmemesinin nedeni nedir?

Çağdaş dünyada sabit müze envanteri görmenin yanında deneyimin de sergilenmesi ve gözlenmesi gelen izleyicinin bu deneyimin bir parçası olması söz konusu. Dükkanlarda bulunanlar tasarım dünyasının farklı disiplinlerden ancak disiplinlerinin önemli insanları. Mobilya tasarımcısı, seramik ve vitray sanatçısı, mimari tasarımcılar, illüstrasyon sanatçıları ve zanaatkarlar. Onlar burada kiracı olarak değil, birer müze envanteri olarak yer alıyor.  Öznelerimiz onlar ve sergilenen onların kanlı canlı tasarım süreçleri… Yerli ve yabancı turistler buna şahit olacaklar hatta parçası olacaklar atölyelere katılacaklar. Burası dinamik, yaşayan bir yer olsun istiyoruz. Farklı disiplinlerden insanlar birbirleri ile işbirlikleri yapacaklar.  Ortak ürünler üretecekler. Yorgan atölyesi var mesela, yorgancı Nazmi İnce’nin. Orası bir gün illüstrasyon sanatçısıyla çalışacak belki. İTM, yaratım dünyasının sürekli gözlemlenebileceği yaşayan bir alan olacak.

Daha çok çağdaş sanat ile bütünleşmiş İKSV, İstanbul Modern, SALT gibi kültür sanat kurumları neden burada?

Onlar da yine farklı disiplinleri bir araya getirmek için burada. Buradaki düşünce dünyasından etkilenip buraya özel etkinlikler koyabilirler. İKSV ve İstanbul Modern‘in yurtdışından gelen sanatçıları burada “artist residency” programları ile ağırlamak, onlarla birlikte atölyeler gerçekleştirmek ve gelenlerin de bu yaratıcı süreçlere tanık olması gibi planları var. Burada gerçekleşecek birçok program var ama bence burası aslında 6 ay sonra bambaşka şekillenecek. İstanbul Tasarım Müzesi kendini üreten, kendini planlayan bir yer olacak. Klasik sabit müze envanterine sahip bir müze olmasındansa böyle değişken, ne üreteceği sürprizlere açık, her geldiğinde ziyaretçilerin farklı bir olaya şahitlik ettiği farklı bir müze anlayışı tasarladık. Sabit bir müze görememenizin nedenlerinden biri de bu.

Nadir sayıda da olsa sokakta sergilenen işler var ancak onlar şu an güvenlik bariyerlerinin ve yiyecek/içecek stantlarının arkasında kaybolmuş…

Onlar kalkacak, açılışta maalesef öyle oldu. Geçici eserler peyzajın bir parçası ve böyle bir sıkıntı açılış sonrasında olmayacak.

Previous Story

Antik Kentlerde Gece Müzeciliği Başlıyor

Next Story

Venedik Bienali’nde 331 Sanatçı

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.

Verified by MonsterInsights