Ebru Uygun’un “Islak Işık” (Wet Light) başlıklı kişisel sergisinden

“Işık, Yaşanmışlığa ait bir Fenomen”

//

Dirimart Dolapdere, Ocak ayında Ebru Uygun’un “Islak Işık”(Wet Light) başlıklı kişisel sergisini ağırladı. Son dönem işleriyle izleyici karşısına çıktığı sergide sanatçı, ışığı resmi gösteren değil, resme ait bir eleman olarak ele alıyor. “Işık öte yandan zamana ait olan, yaşanmışlığa ait olan bir fenomen,” diyen sanatçı Ebru Uygun ile son sergisi üzerine konuştuk.

Ebru Uygun’un “Islak Işık” (Wet Light) başlıklı kişisel sergisinden
  • “Islak Işık” sergisinde son dönem çalışmalarınıza yer verdiniz. Bize biraz sergideki işlerinizden söz edebilir misiniz?

Sergiyi iki bölüme ayırabiliriz: Birincisi, toprağa, yere ait olan işler ve ikincisi bedene ait işler. Beden; işlerimi yaparken göstermiş olduğum tavra atfen tamamen içsel, daha kendine ait olanla bir şeyler yaratmak sorularıyla ilgili. İşleri katlayarak, kendi içinde koruyarak, daha sonra kendi içindeki oluşumlara izin vererek doğan formlar. Orada kırılmalar, dökülmeler, kendini bırakmaya çalışan parçalar var. Hapsolmuş, geride kalmış, geçmişte kalmış durumlar da var.

Her bir noktaya değindiğimizde, işlerle diyaloğa girince düşünce çoğalıyor, kendi kendini yazıyor. Benim bile çok farkında olmadığım bir ritüel var ve ona göre hareket ediyorum sanki. O hissi seviyorum. Kendimi saklamayı, daha sonra o zaman dilimi üstünden kendi oluşuna izin vermeyi…. O yırtıklar, kendi içimizdeki parçalanmalar bir aşamaya gelince ben onları sergide görüldükleri şekle gelmeleri için tamir ettim. Bir araya getirme ve sonra ayırma aşamalarından geçirdim. Bu aşamaların görülmesi için her müdahale tüm açıklığıyla belli oluyor.

Ebru Uygun’un “Islak Işık” (Wet Light) başlıklı kişisel sergisinden
  • İşlerinizde ışığa vurgu yapıyorsunuz ve ışığı “resmi gösteren değil resme ait olan bir eleman” olarak tanımlıyorsunuz. Bu sözü biraz açabilir misiniz?

Islak Işık” resmin içindeki bir malzeme olarak değil de, daha önceden tasarladığım bazı anlamları barındırıyor. Yani ışık, görmeye yardımcı olmaktan çok anlamını temsil etmesi noktasında önemli. Bu zamana kadar yaptığım işlerde, işleri yıkama, üstünden suyun geçmesi, geriye kalan izler, o akıntılar, suyun dokunuşları… Tüm bunlar su ve ışık birlikteliğini getirdi.

Işık öte yandan zamana ait olan, yaşanmışlığa ait olan bir fenomen. Su ve ışığın işlerimdeki yan yanalığı, ışığın suyun üzerinde değil de suyun ışık üzerindeki etkisini gözlemlemem sonu oluştu. Biri görünür yapan, biri şekillendiren. Bende bıraktığı etkiyi, o anda gördüğüm yaşanmışlık anını Islak Işık adıyla ifade ediyorum.

Ebru Uygun’un “Islak Işık” (Wet Light) başlıklı kişisel sergisinden
  • İşlerinizde mekân algısı da ön plana çıkıyor. Bu kapsamda mekân algısını yeniden kurgularken üzerinde durduğunuz noktalar neler?

Sergide bulunan çalışmaların büyük bir çoğunluğunu aynı anda yaptım. Bir resim bitmeden öbürüne geçmek yerine hepsini bir arada kurguladım. Bu da aralarındaki hareket ve ritim birliği oluşturdu. Bu birliğinde toplamda bir mekan oluşturma fikrine katkı sağladığını düşünüyorum.

İlginizi çekebilir:  Geçmişi Yeniden Değerlendirmek

“Bu zeminde buluşan ve serginin merkezinde duran bir çalışmam; sergide bir arada kurguladığım işlerden önce yaptığım, Halfeti’nin Gülleri. Güneydoğu Anadolu’da bulunan Halfeti yöresinde yetişen ve sadece o bölgeye ait olan siyah güllerden esinlenerek yaptım. Halfeti’nin siyah gülleri endemik bir bitki. Çok dar bir coğrafyada tohumları yetişebiliyor ve başka bölgede çoğaltmak mümkün değil, deneseniz de olmuyor. Beni bu barınamama hali çok etkilemişti. Buradan yola çıkarak yaptığım porselen gülleri bu işin içine “ektim” ve zamanın etkisinde kendi içindeki kırılmaların, bozulmaların kalıntısını ortaya çıkararak etkisini sürdürmek istedim. Halfeti manzarasının topografyasını, kuşbakışı haritasını oluşturdum kendi izlerimle. Üzerinde pigmentler serperek yarattığım bakışta, resme her yaklaştığınızda farklı bir detay ile karşılaşıyoruz ve bu heyecanı tetikliyor, merak uyandırıyor. Yaşanmışlığın izlerini, aidiyet duygusunu, çözülmeleri, kırılmaları hatta deformasyonun topografyasını gözlerimizin önüne getiriyor.

Ebru Uygun’un “Islak Işık” (Wet Light) başlıklı kişisel sergisinden
  • İşlerinizde kullandığınız farklı malzemeler de dikkat çekiyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Bu sergide, diğer sergilerde kullandığım malzemelerin dışında birçok malzeme kullandım. Diğer sergilerde kullandığım fırça ve boya gibi aşina olduğumuz resim malzemelerinin dışına çıktım. Tamamıyla sıva, alçı, tutkal gibi inşaata ait malzemeler kullandım. Fırça yerine ellerimle boyayı dağıttım. Resmin üzerinde kendi dokunuşlarımı yaparak, izlerimi bırakarak yaptığım yürüyüşlerle boyaları kendi içinde harmanladım. Sıvayı boya kıvamında kullanmaya çalıştım, boyanın serbestliğinde… Ayrıca toz boyalar kullandım. Toz boyalar daha uçuşkan, daha hareketli bir hale bürünüyor. Dolayısıyla pigmentleri serperek, zemin üzerinde bırakarak, üstüne sıvayı atarak, akıtarak çalıştım.

“Daha önceki sergilerde tuvalin iki boyutlu kumaşını bozarak, yırtarak yaptığım şeritlerin dışında, aynı iki boyutlu zeminin üzerine sıva malzemesini kuruduktan sonra kırarak, formunu çekiçle bozarak, dağılan parçaları içine gömdüm. Bazı doğal taşları kalıntılar bulma amacıyla ufak arkeolojik dokunuşlarla kazıyarak çıkarmaya çalıştım. Hepsi için gazbeton, doğal taşlar, hazır taşlar kullandım. Çevremdeki açık alanlarda bulunan seramik parçaları, fayansları kullandım. Bu malzemeleri kırarak, içine gömerek buluşturdum. Bir mekan üzerinden yeni bir bakış açısı, yeni bir alan oluştu. Kendi zaman dilimini yarattı. Sanki savaştan çıkmış gibi kırılmalar, parçalanmalar geçmişten bulunduğumuz ana dair bir diyalog üretir hale geldi. Geçmişten bir parçayı bulup, doğal haliyle dönüşüp, bu ana, bu alana getirdi.

“Islak Işık” sergisi 5–29 Ocak tarihleri arasında Dirimart Dolapdere’de ziyaretçilerle buluştu.

Previous Story

“İnci Küpeli Kız Seni Çok Özleyeceğiz”

Next Story

Ayşe Erkmen’in Eserleri Museum Ludwig Koleksiyonunda

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.