İçeri, İçinde, İçinden - ArtDog Istanbul
Pelda Aytaş, İsimsiz, Bez üzerine nakış ve kumaş, 20 x 28 cm, 2023

İçeri, İçinde, İçinden

Ressam Taner Ceylan’ın yakından takip ettiği sanatçıların üretimlerini izleyici ile buluşturma deneyi Olimpos Sergileri III’ün teması Enteriyör.

//

Taner Ceylan’ın Olimpos’taki zeytinliğinden elde edilen gelir ve gönüllü desteklerle süren Olimpos Sergileri serisinin üçüncüsü Enteriyör, bir kez daha sanatçının yakından takip ettiği meslektaşlarının üretim süreçlerini sanatın temel kavramlarıyla buluşturuyor. İlk iki edisyonunda Portre ve Peyzaj temalarını odağına alan sergilerin üçüncüsünde Pelda Aytaş, Mert Acar, Vildan Hoşbak, Studio Pinprick, Sinan Çınar, Sinan Tuncay, Serdar Eğer, Kaan Fıçıcı, Enes Alba ve Can İncekara sadece yeni üretim işleri ile yer alıyor.

Lady GodIva ve Peeping Tom

Freud’un da incelediği Lady Godiva, 11. yüzyıl İngiltere’sinde bir dükün eşidir, halkın üzerindeki yüksek vergilere karşı çıkar ve eşinden vergileri indirmesini ister. Dük, asla kabul etmeyeceğini düşündüğü için, Godiva’ya at üstünde çıplak bir şekilde şehri gezerse tüm vergileri kaldıracağını vaat eder. Lady Godiva geri adım atmaz ve sadece saçlarıyla mahrem yerlerini kapatarak, bir atın üzerinde, çırılçıplak şekilde şehrin sokaklarına çıkar. Halk ona duyduğu saygıdan ve kendileri için yaptığı bu inanılmaz davranışından dolayı Lady Godiva önlerinden geçerken kafalarını yere eğer, gözlerini kapatır evden çıkmaz, esnaf ise kepenklerini indirir. Bir kişi dışında: Röntgenci Tom! Evindeki bir delikten Godiva’yı gözetleyen Tom’sa (Thomas) olaydan sonra kör olur (ya da edilir) ve “Peeping Tom” tabirini yaratan “röntgenci” sıfatını alır.

Studio Pinprick, Sui Generis Serisi, No.9, 90 x 70 cm, Hereke ipek dokuma, 2023

Gözetleyen ve Gözetlenen

2019’da başlayan Olimpos Sergileri serisinin üçüncüsü Enteriyör de odaklandığı iç mekanlara dair işleriyle ziyaretçisini bir yandan gözetleyene dönüştürürken diğer yandan sürekli bir gözetlenen olduğunu hatırlatıyor. Tıpkı sosyal medyayı kullanırken bir yandan teşhir ederken bir yandan izleyen olmamız gibi. Tıpkı II. Abdülhamit’in İstibdat Dönemi’ne rahmet okutacak bir güncel siyasi baskı altında dışarıda her fikrimizi, her duruşumuzu tartıp bir gözetlenen gibi yaşarken, içeride (kendimize ait mekanlarda) olan biteni gözetleyerek ve anlamlandırmaya çalışarak özgür varoluşumuzu unutmamaya çabalamamız gibi…

Enteriyör bir anlamda zamanın ruhu. Zaten Karaköy’deki tarihi un değirmeni binasının kapısında bizi bu yüzden adını Durkheim’ın Sui Generis’inden alan Studio Pinprick’in işi ile karşılıyor. Sui Generis, tarihimizin ve coğrafyamızın şu anki kendine özgü halinin ifadesi. İçeriye birkaç perdenin arasından giriyoruz, daha da çok perdeyle karşılacağız. Perdeler sadece alanı bölmeye yaramıyor, ziyaretçiyi her yeni perdede daha da içeri alıyor.

Sinan Tuncay, Ben Hariç, Video, 03:56, 2023

Gerçekte Neler Oluyor?

Mert Acar buzlu cam, kağıt ve fotoğrafı bir araya getirdiği Ardında üçlemesi ile içeriden dışarı bakmamızı sağlıyor. Ne içeriden dışarıda ne olduğunun ne de dışarıdan içeride ne olduğunun görünmesi pek mümkün değil. Onlarca gazete ve haber kanalı, sayısız haber sitesi ve X (eski adıyla Twitter) karmaşasının içinde gerçeğe bir türlü erişemediğimiz gibi. Sonsuz bir flu…

İlginizi çekebilir:  Mülkiyet Fikri İçin Buzdan İki Sözcük: Mülkiyet Yoktur

Yangın Tüpü!

Kaan Fıçıcı’nın ait olduğu duvarı lambrileriyle ve yangın tüpüyle birlikte ödünç almış gibi görünen Bekleme Odası yerleştirmesi, çok daha karamsar. Ödünç duvardaki resimde zeminde yitmek üzere bir kaide, yıkılan bir düzene ağıt. Çağdaş sanat sergilerinin sürekli serginin bir parçası olup olmadığı sorularına maruz kalan yangın tüpü ise bu kez ilk defa yerleştirmenin içinde, muzır bir biçimde gülümsüyor. Yoksa hâlâ yangın tüpünün felaketi engelleme şansı var mı?

Kaan Fıçıcı, Bekleme Odası, Çerçeveli kağıt üzerine toz pastel resim, lake boyalı ahşap, metal, hazır nesne yangın söndürme tüpü, 148 x 23 x 96 cm, 2023

Açlık Oyunları

Orta katın tam ortasında formsuzluğun formunu yapan Serdar Eger’in heykelleri çıkıyor karşımıza. Kanunsuzluğun kanun olduğu bugünde manidar bir karşılaşma…

Vildan Hoşbak’ın minyatür kış bahçesinin içinde ise lüks bir akşam yemeği(nden geride kalanlar) var. Etlerine kadar soyulmuş bir iskelet her yerinden zenginlik akan masanın altında, üstünde ise tabaklarda kanlı artıklar ve şamdanlar. 2019 yapımı The Platform’dan aşağı kalmayan işte, belli ki, sanatçı giderek keskinleşen ekonomik sınıf ayrımını göstermek için sembole pek ihtiyaç duymuyor.

Aynı katı paylaştığı Pelda Aytaş da ötekilerin içeri’lerini bez üzerine nakşediyor. Bir hapishane koğuşu, bir gecekondunun içi, bir köy evi… Bu mekanların hepsinin ortak noktası içinde mutlaka en az bir resim bulundurması. Özellikle ortasına çamaşır kurutmak için ip kurulan odada asılı Olympos yazılı tablo detayı, sergideki içeri girme deneyiminin bir döngüye dönüşümünün habercisi.

Vildan Hoşbak, Sessizlik Masası, Yükseklik 60 cm – çap 70 cm, Karışık teknik (cam, plastik, ahşap çıta, pirinç, akrilik boya), 2023

Eski Güzel(?) Günlerdeki Gibi

Kapanışı, köşede önündeki taburelerle bir kıraathaneye ait olduğunu düşünmemiz istenen televizyondan Sinan Tuncay’ın bol ekolu sesi yapıyor. Çoğu işinde bedenini sanatının aracı olarak kullanan ve her seferinde yeni bir karaktere bürünen Sinan Tuncay, sergiye eski Türkiye’den katılıyor. Öncesinde Sezen Aksu, Gaye Su Akyol ve Mabel Matiz’e klipler çeken sanatçı bu kez, kendi sesiyle Sen Bensiz Ben Sensiz’i söylüyor. Şarkı, Türkan Şoray’ın başrolünü oynadığı 1969 tarihli Buruk Acı’dan. Dünyanın da Türkiye’nin de hiçbir zaman her şeyin yolunda olduğu bir dönemi olmasa da şarkının ve acının tanıdıklığı, sanki o günler daha huzurluymuş hissi yaratıyor.

Enteriyör bizi gözetlemeye ortak ederek kadersel olarak Tom’un körlüğüne mahkum etse de aslında bir yandan da hepimizi özgürleştiriyor. Çünkü körlükten kurtulmamızın tek yolu, ait olduğumuz çevreyi ve sıkışmış iç dünyamızı keşfetmek.

Taner Ceylan’ın küratörlüğünü yaptığı Olimpos Sergileri III: Enteriyör, 21 Ocak’a kadar Ali Paşa Değirmeni Sok. No:16 / Karaköy’de ziyarete açılmıştı.

ArtDog Istanbul 20. Sayı150,00Ocak – Şubat 2024

“VASAT DÜNYA VASAT SANAT” Sayısı

ArtDog Istanbul basılı dergi satış noktalarını görmek için tıklayın.

Kapak Görseli: Maurizio Cattelan, İsimsiz, 2001

Kapak Uygulaması: Burcu Ocak

Başarılı

Previous Story

Afgan Kültürü Yok Oluyor, Afgan Sanatçılar Kaçıyor

Next Story

Uçan Zamanı Kayıt Altına Alan Bir “Flaneur”

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.