Siste Yolumuzu Bulmak

Dövize bağlı olarak aşırı yükselen hammadde ve telif maliyetleri, kitap kâğıdı ve hammadde tedariğinde dışa bağımlılık yayıncılığımızın son dönemdeki en önemli problemleri. Sektörde ağır kayıplara neden olan basılı ve dijital korsan yayın-dağıtım, yıkıcı indirimlerle yok olan bağımsız kitapçılık kültürü yalnızca Türkiye’nin değil, tüm dünyanın sorunları arasında. Örgütlülük ve ortak mücadeleden başka bir kurtuluş olmadığı ortada.

//

Yazar Fikret Adil “Bir yeni yılın eskilerinden daha iyi veya üstün olması için bir sebep mi var? Amma biz, öyle olmasını temenni ederiz. Dünyada ümit kadar kuvvetli bir saadet sigortası olamaz. Ömrümüz, daha iyi şeyler olacağını ümit etmekle geçer. Hakikat olan şu ki, zaman zaman seviniriz, sonra üzülürüz. Bu arada, yer, içer, yorulur, dinlenir, uyuruz. Takvimlerden birer birer yaprak çevire çevire, hiç değişmeyen mevsimleri yeni diye soya soya, insanların ve huylarımızın değişmeyişine, ebedi olduğuna yemin ettiğimiz aşklarımızın nefrete dönüşüverişine hayret ederek, zamanın hunisinden boşluğa damlayacağımız deliğe kaymakta devam ederiz. Ve yılbaşı geceleri, her şeyi unutmak isteği ile deliler gibi eğlenmeye teşebbüs edişimizin, çılgınlıklarımızın asıl sebebi de budur,” diyor. Yayın dünyasının emekçileri için de durum benzer, her yıla yeni umutlarla ve önceki nesillerden miras kaygılarla giriyoruz, her şeye rağmen yeni yollar denemek, yeni patikalar açmak için heyecanımızı diri tutmaya çalışıyoruz. Deliler gibi eğlenmeye teşebbüs edenler için değil belki ama kitaplarla hayata daha çok inanan, bir o kadar da başka dünyalara kaçmayı arzulayan okurlar için üretim yapıyoruz. Belki senenin bir dökümünü yapmak, dünyadaki ve ülkemizdeki yayıncılık trendlerini gözden geçirmek ve beklentileri derlemek yeni senenin sisini biraz olsun dağıtmaya yardımcı olur, hem okurlara hem yayıncılara taze başlangıçlar için ilham verir. Zamanın hunisinden boşluğa damlarken yapabileceğimiz daha iyi bir şey olmadığına göre, işte bu yıl konuştuklarımız, gelecek sene için kurup kurguladıklarımız…

Yapay Zeka Gittikçe Keskinleşiyor

Yılın en çok konuşulan konularının başında geldi, insan yaratıcılığının yerini tutmasına daha zaman olduğu düşünülse de yapay zeka gitgide daha donanımlı ve “zeki” hale geliyor. Yayıncıların ilham, planlama ve üretim konularında yapay zekaya her gün daha çok başvurdukları günlerden geçiyoruz. Diğer yandan eser ve fikir sahipleri için konunun hukuki boyutundaki boşluklar tedirgin edici, tam da bu yüzden uluslararası dünyada ardı ardına açılan davalar, protestolar, iş bırakmalar yaşandı, yaşanıyor. Uluslararası Yayıncılar Birliği’nin temel konularından biri “fikri yaratıcıların telif hakları mevzuatında açık şekilde belirtilen haklarının saygı gördüğünden emin olmak” olarak belirlendi. Yeni yıl yapay zekanın yayıncılıkta nasıl efektif kullanılabileceğine dair daha çok deneme yapacağımız bir yıl olacağa benziyor. Halihazırda metin düzeltme programlarıyla basit bir e-postadan detaylı bir çalışmaya tashih kontrolü yapabiliyoruz, sorduğumuz sorulara müthiş detaylı yanıtlar alıyoruz. Dahası yayıncılar artık intihal tespiti, basit çeviri, SEO ve pazarlama, kapak tasarım gibi birçok görev için yapay zekayı operasyonlarına eklemiş durumda. Bu noktada yapay zekanın sağladığı bilginin doğruluğu ya da hazırladığı çevirinin okunurluğu meselesi gündeme geliyor, tam da bunun için editörlerin altın çağı başlıyor.

Booktokerlar Her Yerde!

Bookstagram tüm dünyayı kasıp kavururken Türkiye’de de durum farklı değil: Yayınevlerine her gün onlarca instagram kullanıcısı mesaj gönderiyor, protokol kitap listelerine dahil olmak istiyor. Fantastikten romantik kitaplara, maceradan polisiyeye her janrın kendi fenomenleri var, yayınevlerinin pazarlama bütçelerine sosyal medya reklamlamasıyla beraber fenomenlerle işbirliği de önemli bir kalem olarak girmiş durumda. Dahası booktokerlar da Türkiye’de gitgide güçleniyor, videolarında çoğunlukla zincir mağaza raflarında göremediğimiz gizli çoksatanları, hepsatanları paylaşıyorlar. Tam da bu nedenle 40. kez düzenlenen Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın hemen girişinde ilk kez bu yıl özel bir tiktok alanı oluşturuldu, fuara tiktok fenomenleri davet edildi, fuar boyunca ortak hashtaglerle paylaşım yapmaları desteklendi. Trendin yükselişini yayıncılar olarak yakından takip ediyoruz ve belli ki 2024’te bu yeni alanı çok daha geniş konuşacak ve kullanacağız. Bu noktada yeni jenerasyonu yayınevi ekiplerimize dahil etmek, yeni dil ve teknolojiyi öğrenip uyumlanmak için olmazsa olmaz.

Politik Kitaplar, Politikacılardan İtiraflar…

Pandemi dönemi kurgu dışına ilgiyi tetiklemişti, özellikle politik türdeki kitapların yükselişine tanık olduk. Barack Obama, Donald Trump, Bill Clinton, Prens Harry biyografileriyle tüm dillerde okurlarını buldu. Ülkemizde de anı, anlatı, üstkurmaca ve tarih kitaplarının üretim ve alımlanmasında gözle görülür bir artış var. Sadece kurgudışı yayınlayan ve odağına coğrafya, psikoloji, tarih konusunu alan yayıncıların kitapları çoksatanlar listesinde üst sıralarda. Yeni yılda da kurgudışının yükselişi devam edecek gibi görünüyor.

Şimdi Kitap Dinleme Zamanı

Storytel başta olmak üzere Türkiye’de faaliyet gösteren yerli ve uluslararası sesli kitap şirketleri her sene ilginin daha da yükseldiğini, okurların kitap dinlemeye gitgide daha çok alıştığını söylüyor. Bunda iyi içerik ve metinler kadar, kitabın ruhuna uygun seslerin seçilmesi, prodüksiyon ve tanıtımın profesyonelleşmesinin de çok etkisi var. Milenyaller ve Z jenerasyonu hevesli sesli kitap tüketicileri olarak değerlendiriliyor, diğer yandan aynı anda birkaç işi bir arada yapmak zorunda olanlar için de sesli kitap çekici bir alternatif gibi görünüyor. Sesli kitap üretiminin de satışının da yeni yılda daha da çok hızlanması ve yayınevlerinin gelir modellerinde önemli bir kalem haline gelmesi en büyük beklentilerden. Farklı modlarda kitap okuma deneyimi, yine matbu kitaba hizmet ediyor, hem sanal kitaplıklarımızda, hem de evlerimizdeki raflarda yeni başlıklar yerini buluyor.

İlginizi çekebilir:  Attilâ İlhan Edebiyat Ödülleri için Başvurular Başladı

Yaşasın Çeşitlilik!

2024 yılında okurların ne okumak isteyeceğini tahmin etmek, mevcut edebi eğilimleri, gündemdeki temaları ve teknolojik gelişmeleri dikkate almayı gerektiriyor elbette. Yapay zeka, sanal gerçeklik ve geleceğe yönelik kavramların sonuçlarını araştıran kitaplara bu yıl çok daha fazla rastlayacağız. İngilizce yazılmış kitapların hegemonyası tüm dünyada sürmeye devam etse de artık farklı kültürlerden, etnik kökenlerden ve perspektiflerden gelen yazarların hikayelerine ilgi duyan yeni bir okur kitlesinden rahatlıkla söz edebiliyoruz. Türkiye’de son yıllarda Kore edebiyatına, Japon ve Çin kültürüne duyulan merak ve ilgi yükselişte, Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı odak ülke olarak bu yıl Hindistan’ı seçti, Balkan edebiyatından eserler önceki senelere kıyasla çok daha fazla yayınlanıyor, satılıyor, okunuyor. Yeni yılın yeni bakış açılarını da beraberinde getireceğini, yayınevlerinin yayın kataloglarında çeşitliliğin artacağını umuyoruz.

Eko-Anksiyeteye Hayır, Umuda Evet

İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik konularına olan farkındalığın artmasıyla okurlar, artık daha fazla iklim kurgusu arıyor, çocuk ve ilk gençlik kitaplarında konunun izini daha bilinçli sürüyor. Eko-anksiyete tanımı da artık hayatımıza girdi, yeni yılda yayınlanacak kitaplar umudu diri tutmaya, her şeye rağmen şansımız olduğuna dair mesajları içerecek gibi görünüyor. Bu bağlamda rehberlik, kişisel gelişim ve iyi olma-kalma-hissetme stratejileri sunan kitapların da popülerlik kazanacağını düşünüyoruz. Zaman zaman, hatta çoğu zaman bunaltıcı olabilen bir dünyada, pek çok okur kaçışın yollarını edebiyat üzerinden arıyor. Okurların farklı dünyalara dalmak için fantastik hikayelere, romantik ve macera türlerine daha fazla ilgi gösterebileceğini düşünüyoruz.

Novellaların Çağı!

Modern yaşamın hızlı temposu ile daha kısa kitaplar, denemeler 2024’te daha da popülerleşecek. Aplikasyonlar arasında kitap özetleri, anahtar cümleler sunanlar 2024’te daha da öne çıkacak, popülerlik kazanacak. Yine aynı şekilde okurun başrolde olduğu “kendi maceranı kendin yarat” kitapları popülerliğini katlayacak. Bir yandan günü anlamaya çalışırken bir yandan da geçmişe büyük özlem duyan okurlar için nostalji ve retro-fütürizm iki ana başlık olarak karşımızda. Geçmiş yıllara, retro ve geleceğe yönelik unsurların karışımı ile bakma eğilimi, hem kurguda hem de kurgu dışında tercihleri etkileyebilir, yazarların zihin dünyalarında yeni ilham kapıları açabilir. Aynı şekilde hibrit edebiyat da gündemimize daha çok dahil olacak. Bilimkurgu tarihle, gizem fantastikle, polisiye popüler bilimle buluşunca ortaya çıkan eserlerin okuru nerelere götürebileceğini yeni yılda daha çok deneyimleyip gözlemleyeceğiz. Çoksatan ve hepsatan kitaplara baktığımızda zaten bu formülün uzun yıllardır çok iyi işlediğini görüyoruz.

Dijital Platformlarla Hızlanan Yayıncılık

Dijital platformların temel içerik sağlayıcıları beyazperdede olduğu gibi, yazarların eserleri, öyküleri. Bugün popüler platformların çok izlenenleri arasında pek çok yazarın kimi zaman sınırlı okura ulaşmış eserlerinden uyarlanan içerikler var. Yeni yılda da durum devam edeceğe benziyor, belki de yeni yılda kitap kapaklarında meşhur “New York Times Çoksatanı” ifadesinden çok “Netflix Çok İzleneni” sloganını daha çok göreceğiz. Dijital platformlar yazarları içerik üreticilerine dönüştürecek mi, hikayeler okur için değil izleyici için mi kaleme alınacak, formülle kaleme alınan metinlerle mi edebiyat şekillenecek, hep beraber okuyup izleyip göreceğiz. Türkiye’den yazarların kaleme aldığı eserlerin uyarlamaları dünyada ne kadar ses getirecek, bu ilgi kitaba geri dönüp farklı dillerde yayınlanmasını tetikleyecek mi, bu konulardaki umutlu merakımız ve gayretli çalışmalarımız da yayıncı ve ajanslar olarak devam ediyor.

Yayıncılıkta Daralma

Dövize bağlı olarak aşırı yükselen hammadde ve telif maliyetleri, kitap kâğıdı ve hammadde tedariğinde dışa bağımlılık yayıncılığımızın son dönemdeki en önemli problemleri. Sektörde ağır kayıplara neden olan basılı ve dijital korsan yayın-dağıtım, yıkıcı indirimlerle yok olan bağımsız kitapçılık kültürü yalnızca Türkiye’nin değil, tüm dünyanın sorunları arasında. Kağıt krizi, küresel enflasyona bağlı olarak yükselen kitap fiyatları da ortak sorunlar olarak önümüzde. 2023 bu sorunlarla geçti, 2024 için de pek farklı bir tablo beklemiyoruz. Sektör profesyonellerinin ortak umudu 2024’ün yayıncılarla kararvericiler arasında iletişimin daha sağlıklı ilerleyeceği bir sene olması yönünde. Örgütlülük ve ortak mücadeleden başka bir kurtuluş olmadığı ortada.

Çin takvimine göre 2024, yeşil ejderha yılı. Bu sembol Çin astrolojisinde enerji, güç ve kuvveti temsil ediyor. Ejderhalar mitolojide, söylencelerde tehlikeli olarak tasvir edilse de aynı zamanda esneklik ve farklı koşullara uyum sağlama yeteneği ile de karakterize ediliyor. Her gün yeni bir maceranın başrolünü oynadığımız yayıncılık dünyamızda ejderhaların gücünün bizimle olmasını diliyoruz, ne de olsa uyumlanmanın yılında hepimizi yine pek çok ödev, keşfedilip okurlarla buluşacak yeni eski pek çok hikaye bekliyor!

Previous Story

Gabriel García Márquez Oğullarını Affedecek mi?

Next Story

Kitap Dergisi “2023’ün En İyileri”ni Seçti

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.