Genç İş İnsanları Derneği (GAGİAD) tarafından bu yıl 2-8 Ekim tarihleri arasında ilki düzenlenen GAGİAD Kültür Sanat Festivali, klasik müzik konserleri, sergiler ve söyleşileri içeren programıyla kültür sanatın iyileştirici ve birleştirici gücünü Gaziantep’e taşıyor.
Festival kapsamında şef Eray İnal’ın yönetimindeki festival orkestrası Çukurova Symphonic Project, Hakan Aysev’in solistliğinde konser verirken, Anadolu Nefesli Beşlisi kentin farklı noktalarında dinleyicilere klasik müzikle sürpriz karşılaşmalar yaşatıyor. Program, klasik Batı müziği ile klasik Türk müziğini bir araya getiren “Itrî ve Bach” konseriyle devam ediyor. Tüm bunların yanı sıra Pürsefa Hanı’nda 28 Ekim’e kadar izlenen iki sergiden ilki olan “pür-hayâl”, Murat Akagündüz, Hüseyin Aksoy, Çiğdem Aky, Erol Akyavaş, Elvan Alpay, Hakkı Anlı, Nejad Melih Devrim, Osman Dinç, Tayfun Erdoğmuş, Hakan Gürsoytrak, Nuri İyem, Hacer Kıroğlu, Komet, Murat Morova, Seçkin Pirim, Damla Sari, Aras Seddigh, Kemal Seyhan, Gürsel Soyel, Canan Tolon, Selim Turan, Mehmet Ali Uysal ve Merve Zeybek’in yapıtları eşliğinde Türkiye çağdaş sanatına dair zengin bir seçki sunuyor. Aynı mekandaki ikinci sergi “…fakat kalbim seninledir” ise Ahu Akgün, Rahmi Aksungur, Levent Aygül, Bengisu Bayrak, Eda Emirdağ, Neş’eErdok, Seda Gazioğlu, Göksu Gül, Hakan Gürsoytrak, Çağıl Harmandar, Alp İşmen, Osman Nuri İyem, Fatih Kahya, Yonca Karakaş, Hamza Kırbaş, TemürKöran, Ardan Özmenoğlu, Ali Şentürk, Ozan Türkkan, Erdem Varol ve Ufuk Yılmaz’ın eserlerini bir araya getiriyor.
Her yıl daha da büyüyerek yoluna devam etmeyi amaçlayan festivali GAGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cihan Koçer ile konuştuk.
GAGİAD Kültür Sanat Festivali fikri nasıl ortaya çıktı?
Gaziantep, sadece ekonomisi ve gastronomisi ile değil, aynı zamanda kültürel zenginliğiyle de öne çıkan bir şehir. Bugüne kadar bu zenginliğimizi anlatmakta zorlandığımızı, kültür sanat anlamında arzu ettiğimiz noktada olmadığımızı düşünüyoruz. ‘Medeniyet şehri’ Gaziantep’in kültür sanat yaşamına katkı sunacak, sanat camiasının ilgisini kentimize çekecek sürdürülebilir bir festival yapma fikrimizin böyle bir arka planı var. Gaziantep’in genç iş insanları olarak ekonomisi ve gastronomik zenginliğiyle bilinen kentimize ‘sanat şehri’ unvanını da kazandırmak istiyoruz. GAGİAD Kültür Sanat Festivali bu yolda atılmış önemli bir adım. Bu adımı ileriye taşımak, festivalimizi her yıl daha da büyüterek devam ettirmek istiyoruz.
Festival, kapsamlı bir program sunuyor. Hedefiniz böyle bir festival miydi?
Evet, festivalimizin amaçlarından biri, çağdaş sanatı ve klasik müziği Gaziantep halkıyla buluşturmak. Kapsamlı bir program ortaya koyarak bu amaç doğrultusunda güçlü bir adım attığımıza inanıyoruz. Türkiye çağdaş sanatının farklı kuşaklarından sanatçıların eserlerinin bir araya geldiği, şehrin her köşesinden klasik müzik tınılarının yükseldiği bir festival planladık. Çağdaş sanat sergileri, klasik müzik konserleri ve söyleşilerle Gazianteplilere ve sanat camiasına unutulmaz bir kültür sanat deneyimi yaşatmak istiyoruz.
Festivalin Gaziantep’in kültür yaşamına katkıları ne olacak?
Festivalin Gaziantep’in kültür yaşamına her anlamda önemli katkıları olacağını düşünüyoruz. İlk olarak, şehrimizin kültür sanat alanındaki potansiyelini geniş bir kitleye gösterme fırsatı yakalayacağız. Bunun yanında, Gaziantep’in sadece bir ticaret ve sanayi şehri olmadığını, aynı zamanda zengin bir kültürel mirasa sahip olduğunu herkese göstermiş olacağız. Festival, şehirdeki sanatçılar ve genç yetenekler için de bir platform görevi görecek. Genç sanatçıların gelişimine katkı sunacak, sanat camiasının önemli isimlerini her yıl kentimize çekecek bir festival hayata geçiriyoruz. Sanatın birleştiren, iyileştiren gücüyle şehrimizde bir kültür sanat vahası oluşturmak istiyoruz.
Tüm bu etkinlikleri gerçekleştirebilmek için dernek olarak nasıl bir örgütlenmeye gittiniz?
İlk olarak, festival için bir organizasyon komitesi oluşturduk ve görev dağılımı yaptık. Ardından, etkinliklerin planlaması, mekanların seçimi ve sanatçıların davet edilmesi gibi detaylı hazırlıklara başladık. Sponsorluk anlaşmaları ve yerel iş birlikleri de bu sürecin önemli bir parçasını oluşturdu. Ayrıca, festivalin tanıtımı için kapsamlı bir iletişim faaliyeti yürütüyoruz.
Yerel yönetimden destek aldınız mı?
Evet elbette yerel yönetimlerden destek aldık. Burada hep birlikte güç birliği oluşturuyoruz. GAGİAD öncülüğünde kente katkı sağlayacak, hepimizin tek yürek olduğu bir organizasyonu hayata geçiriyoruz..
Festivale ek olarak bundan sonra gerçekleştirmeyi düşündüğünüz başka çalışmalarınız var mı?
Festival sonrasında da Gaziantep’in kültürel yaşamına katkı sağlayacak başka çalışmalar yapacağız. Büyük bir yolculuğun ilk adımlarını attığımızı düşünüyoruz. Gelişerek, çeşitlenerek yolumuza devam edeceğiz. GAGİAD olarak önümüze kültür sanat alanında sürdürülebilir projeler geliştirme hedefi koyduk. Bu hedefe kararlılıkla yürüyerek, Gaziantep’i daha fazla sanat etkinliğiyle buluşturmak istiyoruz.
“Kentin ruhu sergilerin içeriğini oluşturdu”
GAGİAD’ın sanat danışmanı Yasemin Bay, genel sanat yönetmenliğini üstlendiği festivalde yer alan sergileri ve nasıl yol aldıklarını anlattı.
Festival programı hakkında biraz bilgi verir misiniz?
GAGİAD, 6 Şubat depremlerinden önce Gaziantep’te şehri kucaklayan bir kültür sanat festivalini gerçekleştirmek üzere yola çıkmış. Lakin depremlerin ardından bir müddet çalışmalarına ara vermiş. Fakat sanatın iyileştirici gücünün de farkında olarak, her şeye ve her zorluğa rağmen festivali Gaziantep’e hediye etmek için çalışmalarına tekrar başlamış. Tam da bu süreçte bizim yollarımız keşişti. GAGİAD’ın üyelerinin rehberliğinde kenti keşfetmeye çalıştım; şehrin tarihi mekanlarını, hanlarını, sokaklarını, eski evlerini ve kültür merkezlerini gezdim, kentteki paydaşlarımızla fikir alışverişinde bulundum. Tüm bunlar aslında nasıl bir çerçeve çizmemiz gerektiği konusunda ipuçları sundu bana. Ve bu doğrultuda festivalin ilk yılında çağdaş sanatı merkezine alan ve klasik müzikle güçlenen bir program sunmak istedik. Bu yıl için birkaç farklı noktada topladığımız klasik müzik konserlerimizin yanı sıra Pürsefa Hanı’na konumlanan iki sergiyi hayata geçirdik.
Sergi seçkisini nasıl kurguladınız?
Aslında kentin ruhu sergilerin içeriğini oluşturdu. Buraya geldiğimde Gazianteplilerin kentlerini kültür sanat ile daha da geliştirebileceklerinin farkında olduklarını gördüm. Çok heyecanlı, istekli ve açıktılar. Ayrıca kentlerine duydukları aşk, onu daha da ileriye taşımak için herkesin elinden geleni yapıyor oluşu çok etkileyiciydi. Pürsefa Hanı’ndaki ilk sergi olan “pür-hayâl”, geniş bir çerçeveden Türkiye çağdaş sanatına baksın ve onu, geçmişten bugüne derinlikli sanatçılarıyla Gaziantep’e taşısın istedim. Mekanın huzur veren ve sakin yapısı işlerin içeriğini şekillendirdi; son derece anıtsal ve de güçlü olmalarına rağmen sessiz ve derinden konuşan eserleri bir araya getirmek istedim. Adını ‘pür’ kelimesinin farklı anlamlarından alan “pür-hayâl” sergisi; ‘dolu, çok’ anlamına gelen ‘pür’ ön ekiyle ‘hayâl’i çoğaltan bir mânâ da taşıyor. Sergi, Türkiye modern resminin ustalarından günümüzün dikkat çeken sanatçılarına değin zengin bir seçki sunuyor.
Hanın birinci katındaki diğer sergi “…fakat kalbim seninledir” ise tam da biraz önce bahsettiğim gibi Gazianteplilerin kentlerine duydukları aşktan besleniyor. Sergi, o aşka bir övgü niteliği taşırken, inanç, adanmışlık, birlik ve beraberlik temaları etrafında kendine özgü bir dil kuruyor; bir arada olma ve paylaşma hissini merkezine alıyor.
Gaziantep’te bu türden kapsamlı bir etkinliği gerçekleştirmek zorladı mı sizi? Şehrin bu tür etkinlikleri gerçekleştirmek için alt yapısı uygun mu?
Aslında hiç zorluk yaşamadım çünkü tüm GAGİAD ve kentte bize destek veren herkesin inancı, ilgisi bu festivalin gerçekleştirilmesini çok kolaylaştırdı. Şehir kültür sanatla iç içe; adım başı müzeyle karşılaşıyorsunuz. Pek çok kültür merkezi ve sergi salonuna sahip. Konser salonlarının teknik kapasiteleri ve olanakları son derece gelişmiş; İstanbul’la yarışır düzeydeler. Bu olanakların yanı sıra zaten şehrin insanının isteği ve kültür sanata duyduğu ilgi her şeyi çok daha olanaklı kılıyor. Keza GAGİAD’ın bu festivali gerçekleştirme konusundaki inancı ve azmi de festivalin sürdürülebilir olacağını, her yıl daha da güçlenerek yoluna devam edeceğini gösteriyor.