Geçtiğimiz haftalarda yapay zekanın ‘fikir babaları’ndan Geoffrey Hinton, yapay zekanın iklim krizinden daha tehlikeli olduğunu söyleyerek Google’daki görevinden ayrıldı. Memleket olarak boğazımıza kadar cehaletin karanlığında debelendiğimiz ve mecburen seçimlere kilitlendiğimiz bir ortamda yaşadığımız dünyanın geleceğini değiştirecek bu istifadan bahsetmedik bile. Aslında böyle olması da çok doğal çünkü bizlerin “Seccadeye basan kafir mi değil mi?” sorusu gibi çok daha ufuk açıcı meseleleri var.
75 yaşındaki hem klinik psikiyatr hem de bilgisayar uzmanı Britanyalı Geoffrey Hinton, Toronto Üniversitesi’ndeki iki yüksek lisans öğrencisiyle birlikte, bugün geleceğin anahtarı olarak görülen yapay zeka sistemlerinin temelini oluşturan teknolojiyi atan kişi. Hinton, Turing dahil çok sayıda ödülün sahibi. Kısa süre öncesine kadar da teknoloji devi Google’ın beyin takımındaydı.
Geoffrey Hinton, haber ajansı Reuters’a “İklim krizini önemsizleştirmek ve bu konuda endişeye gerek yok demek istemem. O da büyük bir risk ama bence bu daha acil bir durum haline gelebilir. (…) İklim değişikliği konusunda ne yapacağımız belli: Karbon yakmayı durdurmak. Bunu yaparsanız, her şey yoluna girecektir. Ama yapay zeka için ne yapmanız gerektiği hiç de net değil” dedi.
Microsoft OpenAI’ın geliştirdiği sohbet robotu ChatGPT’yi geçtiğimiz kasım ayında halka açarak önemli bir gelişmeye imza attı. Kısa sürede olağanüstü büyüyen ChatGPT, iki ay içinde aylık 100 milyon kullanıcıya ulaştı.
Geçen ay aralarında Twitter’ın CEO’su Elon Musk’ında olduğu çok sayıda yapay zeka öncüsü, çalışmalara altı ay ara verilmesi çağrısında bulundu. Avrupa Birliği’nde milletvekillerinden oluşan bir komite Musk’ın da imzaladığı mektubu dikkate alarak, ABD Başkanı Joe Biden’ı, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’le birlikte teknolojinin gidişatı konusunda küresel bir zirve düzenlemeye çağırdı.
Yarım yüzyıldır ChatGPT gibi sohbet robotlarının temelindeki makine öğrenme teknolojisi üzerinde çalışan Geoffrey Hinton, istifa sonrası ilk röportajında kendini “Ben yapmasam başkası yapacaktı” diye avuttuğunu söyledi.
Geoffrey Hinton, Google’daki görevinden ayrılır ayrılmaz New York Times gazetesine verdiği röportajda yapay zeka çalışmalarında çok fazla verinin analiz edildiğini, teknoloji geliştikçe ortaya insanlığı tehdit edecek beklenmedik sonuçlar çıkabileceğini anlattı: “Yapay zekanın insanlardan daha akıllı olabileceği fikrine inanan az sayıda insan vardı. Çoğu insan bunun uzak bir ihtimal olarak görüyordu, ben de öyle görüyordum. Belki 30 yıl, 50 yıl sonra… Açıkçası artık böyle düşünmüyorum.”
Yapay zekanın gelişimi bu işin babalarından kabul edilen Hinton’i ürküte dursun yapay zekayla sanatın ilişkisi de çok tartışılan ama bir o kadar hayranlık duyulacak üretimlere vesile oluyor. Kapağa taşıdığımız görsel, memlekette bu işle uğraşan iki sanatçının AI ile ürettiği bir iş: Ahmet Rüstem & Hakan Sorar’ın yapay zekayla ürettiği Kaynaştırılmış Form adlı eseri. Bu eserin de bulunduğu sergi, Esra Özkan’ın küratörlüğünü üstlendiği, Contemporary Istanbul Vakfı’nın Fişekhane’deki Cocoon adlı sanat mekanında yer alan Metabilgi: Algoritma’nın Ritmi izlenebiliyor.
Bu sayıyı yayına hazırlarken halen gündemimizin öncelikli başlığı seçimler. Umalım ki bu seçimlerin sonucunda iklim krizi gibi tüm geleceğimizi değiştirecek olan yapay zekayı tartışacak bir zemin buluruz.