Hussam Mohammed'in işinden.

Yeniden “Bağdat Rüyası”: 9. Tarkib Bağdat Çağdaş Sanat Festivali

//

“We dream that there is a dream that connects us with all the beings that simply dream. A dream we call Baghdad.” – Manifesto of the Baghdad Modern Art Group (1951)

1951’de bu manifestonun da yazarlarından olan Jawad Saleem “Bağdat diye bir rüya”nın on yıllar sonra neye dönüşeceğini, kendi eserlerinin de olduğu pe çok koleksiyonun yağmalanacağını elbette tahmin etmiyordu.

Bağdat’a ilk seyahatim. Savaşlar, karışıklıklar, güvenlik endişeleri ufacık şüphe etmedim kabul ederken, Ali Al-Shalah’dan Babylon Festival için davet aldığımda. Sadece Babil’in Asma Bahçeleri’nde caz formunda muvaşşahlar okumak değil, Irak’ın en önemli çağdaş sanat girişimi Tarkib’in de Çağdaş Festivali’ndeki eserleri görmek, oradaki sanatçılarla tanışmak da beni heyecanlandırmıştı. Bu heyecana fazlası ile değdiğini binlerce kişi önünde muvaşşahlar okurken de tarihi Muntada Al Masrah tiyatro binasındaki odalar ve eserler arasında kaybolurken de hissettim.

Zaid Saad’ın festival kapsamında sergilenen eseri.

Mekan bir tiyatro sahnesi olunca eserler de hayali tiyatro sahnelerine dönüşmüş. Irak’ın yakın geçmişi, sanatçıların yaşadıkları travmalar, sosyal ve çevresel sorunlar, bölgenin tarihi ve mimari zenginliklerine de selam veriyor. Bu yıl 12 sanatçı vardı, hepsi ile tanışamadım ama sanatçılardan Zeyd Saad hem sergiyi gezerken hem de benim bulunduğum saatlerde orada olan sanatçılarla sohbet etmemde çok yardımcı oldu.  Hüsam Muhammed, Zainab Aldehaimy, Zeyd Saad, Loay Al Hadhary, Nur Abd Ali, Noor Al Waily, Emir Ekrem, Maees Hadi, Sarhand Halid, Muhaned Taha, Tsnem Sallhy, Atef Al Jaffal farklı disiplinlerden eserleri sergilenen sanatçılar.

Tarkib bu sene dokuzuncu defa kapılarını açmış ve sadece 4 gün sürüyor. Hem Bağdat’ın muhteşem tarihi ve canlı sokakları, hem de Irak çağdaş sanatı ile tanışmak isteyenler için gelecek seneyi ajandalarına not etmelerini öneririm.

2012’den beri Bağdat’ta yaşayan Hella Mewis, Tarkib’in kurucularından, bu büyük emek için ona buradan da ayrıca teşekkür ediyorum. Ben de çok fotoğraf çektim ama burada bulunan fotoğraflar Tarkib’ten onların izniyle:

Loay Al Hadhary’nin “Echo” eseri.

TABAQEYE (طبقية)

Hüsam Muhammed

Ülkenin sosyal eşitsizliğiyle ilgili elektrik sorununu ele alan yaklaşık 12 yaşındaki çocuklar tarafından çizilen eskizlerle kaplı büyük ölçekli dönen bir demir top, Muntada Al Masrah bahçesinde ilk bu eser ile karşılaştım.

*

SALATA ((زلاطـــــــــــــــــــة)

Zainab Aldehaimy

Savaş ve çocukluğun kesişimine giren sürükleyici bir ses enstalasyonuydu. Çalışma, dua sesi ve korku arasındaki köklü ilişkiye yoğunlaşıyor. Bu çağrışım, sanatçının Bağdat’ın Aladamiyah kentinde, namaz vakitlerine genellikle şiddetli çatışmaların eşlik ettiği büyüme deneyimiyle şekillenmiş. Arapça Zalata (salata) kelimesi Iraklılar tarafından sık sık meydana gelen olayları anlatmak için kullanıldığından eserinde bu ismi tercih etmiş.

Sarhand Khaled’in eseri.

BUNA İHTİYACIM YOK

Zeyd Saad

“Sınır duvarları göçü durdurmaz, göç kalıplarını değiştirir ve entegrasyona zarar verir.” diyor Saad. En çok, mültecilerin ve göçmenlerin “ölüm yolculukları”nı anlattığı bu sarsıcı eserin önünde vakit geçirdim…

*

ECHO

Loay Al Hadhary

Heykeltıraş Loay Al Hadhary, ölü bir köpek figürünü ve aynalardaki yansımalarını havlayan köpeklerin yankısıyla sunuyor. Oda yerleştirmesi ECHO, “müzedeki bir köpeğin anekdotuna” gönderme yapıyor.

İlginizi çekebilir:  Oktay Anılanmert’in Eserleri Ankara’da

“Bir keresinde bir köpek, içi aynalarla kaplı bir müzeye koştu. Köpek, onun birçok yansımasını görünce içgüdüsel olarak dişlerini göstermeye başladı ve tüm yansımaları aynı şeyi yaptı. Korkmuş köpek yüksek sesle havladı. Zavallı köpek ertesi sabah müze güvenlik görevlileri tarafından ölü bulundu. Müzede köpeğe zarar verebilecek hiçbir şey bulunamadı. Köpek kendi yansımasıyla boğuşması sonucu telef oldu.”

Hikâyeden alınacak ders: Etrafımızda olup biten her şey kendi fikirlerimizin, duygularımızın, arzularımızın ve eylemlerimizin bir yansımasıdır. Evren, insanların iyi bir poz verebileceği dev bir aynadır. Loay Al Hadhary için bu, bir kişinin yapabileceği ve yapmaya istekli olduğu en iyi şekilde aynanın önünde durmaları için insanlardan bir ricadır.

Noor Abd Ali’nin eseri.

KARARI SORGULAMAK

Nur Abd Ali

İnsanları yargılamanın tehlikeleri üzerine kafa yoran iki figür tarihi bir odada karşıladı.

*

BATAYH

Noor Al Waily

Cennet Bahçesi olarak bilinen Irak Sazlıkları, Güney Irak’ta Mezopotamya havzasının aşağı kesimlerinde Dicle ve Fırat Nehirleri sistemi tarafından oluşturulmuştur. İslam Çağı’nda göllere ve bataklıklara “Batahiy”, “sellerle kaplı topraklar” adı verildi. Bataklık alanlar, dünya çapında nadiren benzer habitatlarda buluşan benzersiz çevresel ve kültürel özelliklere sahiptir. Geçmişte yaklaşık 15.000 – 20.000 km2’lik bir alanı kapsıyorlardı, ancak insan müdahaleleri ve iklim değişikliğinin etkisi bu eşsiz sulak alanın kurumasına neden oldu. Noor Al Waily, Irak’ın doğal hazinesinden duyduğu endişeyi çizgi romanları ve büyük kağıt gemileri ile anlatıyor.

*

ZAMAN İÇİNDE YOLCULUK: IRAK’IN ESKİ ZİGGURAT’INI KEŞFEDİYORUZ

Emir Ekrem

Mimar Amir Akram’ın sanal gerçeklik gözlüklerini taktığımda bir gün öncesi taşlarını okşadığım Zigguratın içinde olacağımı tahmin etmemiştim. Göbeklitepe ya da Efes için de böyle eserler üretilse diyerek tapınaklarda dolaştım.

Noor Al Waily’nin eseri.

SINIRLARIN SESİ

Maees Hadi

Kuveyt’teki Sabah Al Ahmad Tabiatı Koruma Alanı’ndan gelen kuş seslerinin sofistike bir araştırmasına dayanan eser, savaşın kuş seslerinde nasıl bir değişim yarattığını yüzümüze çarpıyor.

*

GÖLGELER ŞEHRİ

Sarhand Halid

Mimar Halid Irak’ın muhteşem mimarisine yoğunlaşıyor.

*

KANALLAR

Muhaned Taha

Muhaned Taha, eski televizyonlarda çöp dağı gibi bir araya getirilmiş beş video sunuyor. Her bir video, insanoğlunun ve doğanın hava üzerindeki etkisini doğanın bakış açısıyla anlatıyor. Dünya Hava Kalitesi Raporu 2022’ye göre Irak’ın dünyanın en kirli ikinci ülkesi olduğunu bu eser sonrası öğreniyorum…

Maees Hadi’nin sergilenen eseri.

BAĞLANTI, YALNIZLIK, İZOLASYON

Tsnem Al Salhi

“Proje, bağlantı, yalnızlık ve yalnızlık duygularını görselleştirme girişimidir. İnsani deneyimimiz her zaman bu üç kelime etrafında dönecek. Bu kelimeleri nasıl gördüğümüzü ve anladığımızı ve kestirme mesafeye giden araçlarla dolu hayatımızı nasıl somutlaştırdığını, teknolojinin nasıl sosyal medya ve televizyonun iletişim biçimimizi etkilediği gibi, ne ölçüde yalnız olduğumuz ve ne zaman izolasyonun tek çözümümüz olduğu gibi hiçbir etki olmadan olduğumuz gibi olmak.”

*

SANTA (صنطة)

Atef Al Jaffal

Ertelemenin Irak’ta yaygın bir sendrom olduğunu düşünen Jaffal buradan yola çıkarak ilginç bir performans gerçekleştiriyor. SANTA performansında, erteleyen bir kişinin duygularını ve iç mücadelesini keşfediyor.

Previous Story

Editörden: Yapay Zeka tehdit mi devrim mi?

Next Story

“Takma Bıyık”

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.