Doğaya Ait

/

Chiara de Rocchi, İstanbul Gallery Week kapsamında Maslak’taki atölyesini ilk kez ziyaretçilere açtı. Rocchi ile üretim süreci ve ilham kaynakları üzerine konuştuk.

  • İlham kaynağınız, hem işlerinizin konusu hem malzemesi olarak doğa diyebilir miyiz?

Evet. Doğaya ait olan malzemelerden yola çıkarak üretmeye başladım. Eserlerimde materyallerin akışkanlığı en önem verdiğim noktalardan biri. Eserlerimin kullanılabilir ve işlevsel olmasının temelinde de bu var. Yaşamımız boyunca doğada var olan materyalleri evirip onlara hayat veriyoruz aslında. Eserlerimi üretim sürecim sadece onlara form vermek ya da hangi hislere sahip olduğumu göstermekten çok farklı bir yerde. Demire hayat ve yaşam alanı verdiğimi hissediyorum ve bunu yaparken de doğanın sadeliği ve eşsizliğinden ilham alıyorum.

Ahşabı Yakma Ritüeli

  • İşlerinizin üretim süreci hakkında bilgi verir misiniz?

Öncelikle demirle çalışmak sabır ve tecrübe gerektirdiği için bir süre birbirimizi anlamamız gerekti. Başlarda 3 boyutlu çizim yaparak eserlerimi yapıyordum. Birbirimize alışıp anlaşmaya başlayınca artık çizimlere pek de ihtiyaç duymamaya başladım. Eserlerimin her biri uzun bir üretim sürecinden geçiyor. Önce ahşap kalıplar yapılıyor, sonra pulları tek tek ahşap kalıplar üzerinde kaynatıyorum. Çok fazla kural var ama bu kuralların yanı sıra özgürüm de… Her eserimin üretiminde istediğim formu yakaladığım an bir ritüel adeta… Düşlediğim formu yakaladığımda ahşap kalıbı yakıyorum ve bu an demire, yani eserime yeni bir hayat ve yaşam alanı sağlıyor. Her ahşabı yaktığımda bu hissi yaşıyorum ve her seferinde tüylerim diken diken oluyor…

  • Pandemi sonrası ve iklim krizi ile şekillenen yeni dünyada çevre bilinci öncelik kazandı. Toplumsal olarak her ne kadar günlük yaşamlara tam olarak yansımasa da çevre bilinci sizin sanatsal pratiğinizde ve yaşamınızda nerede?

İklim krizi hayatımızın fazlasıyla içindeydi fakat pandemi ne kadar hızlı yayılabileceğini gösterdi. Biz de artık hızla bir şeyleri değiştirmeliyiz diyerek önemli kararlar alarak uygulamaya geçtik diye düşünüyorum… Başlarda olabildiğince hayatıma doğa için yararlı olacak alışkanlıklar katmaya gayret ettim. Su tasarrufu, plastik tüketimini sıfıra indirmek gibi alışkanlıkları sadece kendime değil çevreme de kazandırmak için hala uğraşıyorum.

“Demirle Birbirimizi Anlamamız Zaman ve Tecrübe İstedi”

Eserlerimi üretmeye başladığımda ‘upcycle’ (ileri dönüşüm) eserler üretme hayalim vardı. Artık kullanmak istediğimiz materyallere yeni form ve hayat kazandırmak heyecan verici geliyor. Daha önce de söylediğim gibi demirle birbirimizi anlamamız zaman ve tecrübe istedi. Atık materyallerden eser üretmek de bir yolculuk. Ürettiğim eserlerdeki atıklarımı her zaman değerlendiriyorum. Bazı eserlerimi lazer ile kestirmem gerekiyor ve artan parçaları heykellerimde kullanıyorum. Şu an endüstri atıkları üzerinde çalışıyorum. Farklı materyallerle endüstri atıklarını birleştirebileceğim yeni bir yolculuğa çıktım ve inanıyorum ki demirle kurduğum bağdan daha kuvvetli olacak.

İlginizi çekebilir:  “İstanbul’da Herkes Nasıl?”

Tamamen Doğal Malzemeler

  • Tasarımların çıkış noktası ne ve yapım aşaması ne kadar sürüyor?

İşlevsel sanat eseri olarak adlandırdığım tasarımlarımı hayata geçireli 3 yıl oldu. Hem estetik hem de işlevsel ev eşyaları/objeler tasarlayarak başladığım bu yolculuğa şimdi heykeller de eşlik ediyor. Seçtiğim malzemeler tamamen doğal. Ahşap ve demir gibi doğadan edindiğim birçok elementi bir araya getirerek tasarladığım parçalarımın tamamı belli bir akışkanlığa sahip. Tasarımlarımın çıkış noktası bazen okuduğum bir kitaba bazen de çocukluğumda hatırladığım bir ana bağlı olabiliyor. Her tasarımda farklı bir serüvene çıkıyorum. Bazen sonunu önceden görebiliyorum, bazen göremiyorum. Elbette çalışmalarımda ruh halimin çok etkisi var. Hayal ettiğim eserlerin birçoğunun yapım aşaması çıkış süresinin 2-3 katı zaman alabiliyor.

İki Kültürün Etkisi

  • Yaratıcılığını tetikleyen şeyler neler?

Tüm hayatımı belki de dünyanın kültürel ve tarihi açıdan en zengin şehri İstanbul’da geçirmiş biri olarak, yalnızca şehri dolaşarak bile farklı bir kültür mozaiği yaşama fırsatı buldum. Yıllar önce İstanbul’a yerleşen İtalyan, Levanten bir ailenin çocuğu olarak, dünyaya geldiğim günden beri tek bir kültürden daha fazlasına tanıklık ettim. Yaratıcılığımda bu iki kültürün çok etkisinin olduğunu düşünüyorum. Bir diğer yandan doğadan, doğadaki formlardan ilham alıyorum. Doğanın ahenginden, rüzgârın doğaya yarattığı etkiden, dalgalardan, yaprakların hareketinden… Özetlemek gerekirse doğanın tüm oluşumları bana ilham veriyor. Bahsettiğim oluşum ya da hareketlilik çok dingin, kendi seyrinde ve sade. Natürellikten doğan estetiğe kulak verip onları gerçekten izlediğinizde ilham almamak mümkün değil. Detaylara odaklanıp bütünü özel yapan farklılıkları gördüğümde her seferinde farklı bir kapı açılıyor ve aslında ilham böyle anlarda doğuyor.

Chiara de Rocchi
Previous Story

Canlı mı? Değil mi?

Next Story

Sundance Dönüyor

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.