Diyarbakır’ın ilk güncel sanat galerisi Rıdvan Kuday Galeri, Abdo, Bedran Tekin, Erdoğan Kaplan, Fırat Erdoğan, Nadan Özcan, Nesrin Ademhan, Orhan Başeğmez, Sinan Kaplan, Şeniz Polat, Şeyhmuş Artun’un yapıtlarının yer aldığı Sana reddedemeyeceğin bir teklifte bulunmak istiyorum isimli sergiyle kapılarını açtı.
Diyarbakır’ın yeni yerleşim yeri 75. Cadde’de, 170 metrekarelik bir alana yayılan galeri, kentin sanat ekosistemine yeni bir görüş sunmayı; yerel sermayeyi kültür sanata yönlendirecek danışmanlık çalışmalarından sanatçı-küratör konuşmalarına, panellerden sanatçı kitaplarına değin pek çok etkinlik gerçekleştirmeyi hedefliyor. Rıdvan Kuday Galeri’nin en önemli amaçlarından bir diğeri ise gerek alıcı gerekse izleyicilerin sanata yönelik ilgisini, bu alanın erişilebilirliğini artırmak. Bunun için de kentte koleksiyonerlik bilincini oluşturmaya, bölgenin kültürel mirasına güncel sanat pratiklerini eklemeye, sanatçıları tanıtmaya, sanat piyasasının merkeziyetçi anlayışı nedeniyle bölgede üreten sanatçıların yaşadığı dezavantajlı durumu tersine çevirmeye yönelik çalışmalarına başladı bile. Rıdvan Kuday ile galerinin çerçevesini ve amaçlarını konuştuk.
- Neden ticari bir sanat galerisi açmak istediniz?
Aslında uzun zamandan beri aklımızda, kentte sanat piyasasının kurumsallığına ilişkin araştırma içinde olduğumuz ticari bir galeri fikrimiz vardı. Bildiğiniz gibi sanatın hak ettiği değeri görmediği, yeterince ciddiye alınmadığı bir coğrafyada yaşıyoruz. Sanatın var olması, yaşatılması için ve bu alana destek olmak adına, aynı zamanda da kente bir değer katmak için bu işe giriştim. Sanatçı arkadaşım Cengiz Tekin’in desteği, galerinin her aşamasında yanımda durması bana güç verdi. Bölgede sanat üreten sanatçıların, irili ufaklı projelerde görünür olmaları dışında işlerinin kurumsal anlamda sanat piyasasında dolaşıma girmesi noktasında eksikler vardı. Sanatçının yaptığı işten maddi bir kazanç sağlaması üretim motivasyonu açısından önemlidir. Bu nedenle sanatçı eseri var eden, galerici değeri yaratan, koleksiyoner de bu değeri ortaya çıkaran, meşru bir zemine oturtan kişi olarak bu noktada yerel sermayeyi kültür sanat ile buluşturmak önemliydi. Yeni bir konumlanma ve bir çevre oluşturmak, sanatın ticari tarafını da kentte yerleştirmek, Diyarbakır’da sanat pazarlama platformu var etmek adına böyle bir galeri girişimi oluştu.
- Yola çıkış amacınız neydi?
Sanatla olan geçmişimin yanı sıra kentin bu alanla olan ilişkisini, burada yaşayan biri olarak iyi çözümlediğimi düşünüyorum. Çok meşakkatli bir yolculuk olacağını biliyorum. Ancak bunun doğru bir zaman olduğunu çok net söyleyebilirim. Diyarbakır’da ticari amaçlı bir galeri olmanın yanı sıra yerel sermayeyi kültür sanat alanına yönlendirme konusunda danışmanlık verecek; programında her zaman sanatçı-küratör konuşmaları olacak; daha profesyonel, uluslararası alanda kendinden söz ettirmiş galeri ve koleksiyonerlerle sanat ekonomisine yönelik söyleşi ve paneller düzenleyecek; sanatçı kitapları yayımlayacağız. Dolayısıyla yereldeki potansiyelin sanat pazarında önemli bir yeri olduğunu bilerek, bu alanda çalışmalar yürütülmesi gerektiğine inanarak yola çıktık.
- Diyarbakır sanat ekosistemine nasıl bir görüş alanı sunmayı hedefliyorsunuz?
Diyarbakır sanat anlamında potansiyel olarak güçlü bir kent. Gündemi yoğun ve hızlı, değişen bir özelliği var. Çok hızlı bir şekilde her alanda toparlanmaya müsait dinamikliğini koruyor. Üretim anlamında da bildiğiniz üzere hem geçmişte hem günümüzde sanatçılarıyla kendinden söz ettiriyor. Bununla beraber sanatçıların kentte sanat alanında yapmış oldukları çalışmalarla yeni isimlerin kendilerine yer bulacağı alanlar açıldı; onların kâr amacı gütmeyen projelerde yer almalarına imkan sağlandı. Türkiye sanat piyasası ve ekosisteminde merkeziyetçi anlayış sebebiyle bölgede üreten sanatçıların motivasyonunu dezavantajlı bir alana çeken duruma dayanışma yoluyla çözüm önermeyi, sanatçı-alıcı-izleyici arasında etkili bir iletişim modeli kurmayı ve sürdürülebilirliği hedefliyoruz.
- Galerinizin çerçevesini, yaklaşımını nasıl tanımlarsınız?
Rıdvan Kuday Galeri dengeli, temelli, gerçekçi ve doğal bir sistemle mevcut konumuyla hareket ederek, en önemlisi her alanda olduğu gibi istikrar, samimiyet ve devamlılık bilinciyle sanat projelerine yer verecek. İstediği gibi sanat üreten, yeni fikirlere olabildiğince açık kalabilen, sanatçıların ortaya attığı fikirleri görünür kılan bir platform olmayı hedefliyorum.
Açılış serginiz Sana reddedemeyeceğin bir teklifte bulunmak istiyorum’un ardından nasıl bir program sanatseverleri bekliyor?
Özelikle bölgede yaşayan ve üreten sanatçıların işlerinden oluşan sergiler planlandı. Çünkü burada bu ihtiyaçtan yola çıktık ve en başta burada yaşayan ve üreten sanatçıların karma ve kişisel sunumları için plan hazırlandık. Sanat profesyonelleri ve koleksiyoner konuşmalarımız olacak; Diyarbakır’da koleksiyoner olma potansiyeli taşıyan kişilere şimdiden ulaşarak davetli listemizi hazırladık. Küçük organizasyonlarla bu tür etkinliklere önem vereceğiz. Geçmişten bugüne sanat eğitimi konusunda temasta bulunduğumuz bölge sanatçılarıyla kapsayıcı ve bir defaya mahsus olmak üzere güçlü bir karma sergi projemiz var; onu için şimdiden çalışmalara başladık. Kentin güçlü sanatsal mirasını da arkamıza alarak kültürel sermayeye katkı sağlamayı, markalaşmayı hedefliyoruz.
- Sergi programını oluştururken nelere dikkat ediyorsunuz?
İlk sergiyle birlikte izleyici ve sanat alıcılarının en çok ilgi gösterdikleri işleri tespit ederek, biraz o yönde sergi programları oluşturacağız. Bunun yanı sıra
sanatçılara üretimlerini bir alanda sunabilmeleri için merkeze gitmelerine gerek olmadığını anlatarak, yaptıkları işleri burada alıcısına ulaştırma konusunda programlar yapıyoruz. Bu konuda tecrübeli sanatçı arkadaşlarımızla fikir birliğine gidiyoruz. Her ne kadar bu galeride tek başıma görünsem de her zaman Cengiz Tekin, Erkan Özgen gibi tecrübeli sanatçı dostlarımızın fikirlerini önemsiyorum.
- Diyarbakır özellikle 2000’lerin başı itibarıyla Cengiz Tekin, Erkan Özgen, Halil Altındere ve daha pek çok sanatçının çıktığı bir coğrafya olarak Türkiye güncel sanatı için özel bir yerde duruyor. Böyle bir coğrafyanın bugünkü sanat potansiyelini nasıl tanımlıyorsunuz?
Bölgede 2000’lerin başından bu yana her şeye rağmen ve kesintisiz olarak süren sanat üretimi için bellek oluşturma çabaları devam ediyor. Diyarbakır’da estetik üretimlerine devam eden sanatçıların kıymetli olduğunu düşünüyorum. Çok farklı pratiklerle, yaşamı yeniden düzenlemeye yönelik girişimleri var.
2000’lerin başında çağdaş sanat yükselen bir ivme kazandı; bölge de buna duyarsız kalmadı. Hatta bölge potansiyeli güncel sanat konusunda öncü bir rol üstlendi. Bu coğrafyadan söz edildiğinde politik sanatı göz ardı etmemek gerekiyor; statükoya karşı çıkan işlerin hâlâ üretildiği bir potansiyele sahip.
- İstanbul herkesin bildiği gibi sanat piyasasının merkezi. Merkezden uzak bir ‘sanat piyasası’ oluşturabilmenin zorlukları ise aşikar. Siz koleksiyonerlik bilinci oluşturmayı, bir sanat ekonomisi yaratmayı da amaçlıyorsunuz. Bu zorluğu nasıl açmayı düşünüyorsunuz, nasıl bir yol haritası çizdiniz kendinize?
Aslında bu işi pek zor bulmuyorum; zaten çıkış noktamız merkezden uzak bunları yapabilmek değil merkez haline gelebilmekti. İlk sergimizin geri dönüşleri gayet umut vericiydi. Bölgede hâlihazırda koleksiyonerler olduğunu bu ilk sergiyle gördük. Yine de çalışmalarımızda İstanbul merkezli bir galeriyle ortak işler yapma, ortak fikirlerle ilerleme arayışlarımız olacak.
- Önümüzdeki günlerdeki sergilerinizden de bahsedebilir misiniz? Galeri programında bizleri neler bekliyor?
Sergi programlarımız belirli bir çevreyle sınırlı değil. Mümkün olduğunca kapsayıcı ve farklı alanları buluşturmaya yönelik bir şekilde ilerliyoruz. Yine bölge sanatçılarından oluşan bir karma sergiyle bu yıl içinde Türkiye’deki sanat fuarlarına katılmayı planlıyorum. Bunun yanında kentte uzun yılardır sanata gönül vermiş birkaç koleksiyonerin koleksiyon sergilerine ev sahipliği yapmayı düşünüyoruz. Koleksiyoner konuşmalarınınsa Diyarbakır’da bu alanda var olacak kişilere rol model teşkil edecek örnekleri göstermesi açısından değerli olacağını düşünüyorum. Ayrıca genç sanatçılara yönelik birkaç proje üzerinde iyi bir ekiple koordinasyon içinde çalışıyoruz. Yönümüzü biraz da bölge olarak çalışmak istediğimiz bir diğer pazara çevireceğiz; Kuzey Kürt bölgesinde sergi ve sanat organizasyonları için şimdiden iletişime geçtiğimizi söyleyebilirim.