Dijital Deneyim Kolektifi: DECOL - ArtDog Istanbul
'Omnea', DECOL

Dijital Deneyim Kolektifi: DECOL

//

Dijital deneyim kolektifi DECOL, interaktif sanat, kapsayıcı (immersive) deneyimler, çoklu duyusal (multi sensory) deneyim üretmek, teknolojik olarak komplike ama estetik anlayışı yüksek, dijital sanat ve sahne projeleri üretmeyi amaçlıyor ve gerçekleştiriyor. Üretimlerinin detaylarını, NFT ve Metaverse öngörülerini, Omnea’yı ve gelecek projelerini kendilerinden dinledik.

  • DECOL’ün kuruluş hikâyesini sizden dinleyebilir miyiz?

DECOL, Digital Experience Collective kelimelerinin akrostişi. Yani Dijital Deneyim Kolektifi. Aslında, 2014 yılında, dijital sanat alanının yükseleceğini ön görmemiz ile birlikte Ahmet Said Kaplan ve Nebi Cihan Çankaya’nın vizyonuyla kurulmuş bir oluşum. 10 yıl önceki bir istatistik verisi bizi çok etkilemişti. Dünyada, farklı kültürlerde, yaratıcı endüstrileri oluşturan iş gücünün pazarlama sektörü için çalışma oranı en yüksek düzeyde, yüzde 20’nin üzerinde İstanbul’du. En yakın takipçisi ise yüzde 12 ile New York’tu. Bu da yaratıcı zekaların aslında kendi vizyonları yerine markaların, satış odaklı vizyonlarını geliştirmek üzere kullanıldığını gösteren çarpıcı bir istatistikti. Dijital dünyada üretim yapan yaratıcıların, sadece pazarlama endüstrisinin odağında kalmadan, özgürce vizyonlarını gösterebildikleri üretimleri yapması, sergilemesi, marka bağımsız dijital işler üretmesini planlayarak kuruldu. Bunu, kooperatif yani bugün popüler adıyla bir DAO olarak var olması üzerine tasarlanmış bir organizasyon yapısı olarak kurduk.

‘Omnea’, DECOL
  • Bir dijital deneyim kolektifisiniz. Dijital deneyim çok kapsamlı bir tanım bunun içine neler dahil oluyor diye düşünmeliyiz?

İşin mutfağında kalabalık bir ekip var, ortak estetik zevklere sahip farklı disiplinlerden beslenen birçok yetenekli bireyle beraber kolektif bir üretim kültürü içinde ilerliyoruz. Tasarımcılar, yazılımcılar, mimarlar, ses tasarımcıları, endüstriyel tasarımcılar, illüstratörler, oyun geliştiricileri ve yeni medya sanatçılarından oluşan bir çekirdek ekibimiz var. Bunun yanında projelerimizde bize dışardan destekler veren mühendis, müzisyen, illüstratör, mekatronikçiler gibi birbirinden farklı disiplinlerde uzmanların eklenmeleri oluyor, esnek bir ekip yapısında üretimlerimizi gerçekleştirebiliyoruz. Bu durum bizim de hayal gücümüzün sınırlarını zorlamamızı ve birbirine benzemeyen bir sürü farklı iş yapabilmemizi sağlıyor.

Bugün DECOL, interaktif sanat, kapsayıcı (immersive) deneyimler, çoklu duyusal (multi sensory) deneyim üretmek, teknolojik olarak komplike ama estetik anlayışı yüksek, dijital sanat ve sahne projeleri üretmeyi amaçlıyor ve gerçekleştiriyor. Genellikle sensör sistemlerini daha önce hiç kullanılmamış şekliyle kullandığımız projeler de oluyor, mimari ışıklara hack yaptığımız da veya bir kitabı bir ekrana dönüştürürken, bir dijital arşivi eğlenceli sunmayı da sağlıyoruz, bir dansçının dans ederken müzik yapmasını veya bir ziyaretçinin doğa elementleriyle deney yapmasını da sağlıyoruz. DECOL’ün üretim alanlarının genişliği bazen bizim de hayal sınırlarımızı aşıyor.

Diğer bir yandan, yeni heyecanlarımız var. Web3 dünyasıyla çok ilgileniyoruz, hatta daha Metaverse trendi başlamadan çok öncesinde geliştirdiğimiz Metaverse projemiz vardı. Burada yaratıcı endüstriler için web3 dünyasında yeni araçlar / platformlar geliştiriyoruz. Omnea isimli blokzincir tabanlı Metaverse projemiz de bunlardan biri.

‘Omnea’, DECOL
  • Geçtiğimiz aylarda lansmanını gerçekleştirdiğiniz Metaverse platformu Omnea’yı sizden dinleyebilir miyiz?

Omnea, aslında bizlerin pandeminin başında evlerimize kapanmasıyla filizlenmiş bir proje, ilk çıkışımızı özellikle görsel/işitsel performanslar, sanal sergiler, kurumsal etkinlikler gibi alanlara öncelik vererek gerçekleştirmiştik. Özellikle etkinlik sektörünün, sanal dünyalara kitlesel olarak girme çabası bizim taraf için de ciddi bir trafik oluşturmuştu. Fakat, o zaman için yaptığımız etkinlik projeleri bizlerin sanatsal ve kültürel bir çıktı oluşturma vizyonundan çok ötede, anlık kazanımlar, canlı yayın prodüksiyonu gibi ilk defa denediğimiz, her ne kadar başarıyla sonuçlandırsak da bizleri ciddi anlamda yıpratan bir iş modeline dönüşmesi nedeniyle. Bu süreçte Amsterdam merkezli NonSpace ile birlikte Omnea’yi yaratıcı dijital kültüre hitap eden, kullanıcıların kendi ortamlarını yaratabileceği bir biçimde, sil baştan yeniden geliştirmeye karar verdik. NonSpace sanatçıların ve kültür sanat organizasyonlarının yeni teknolojileri sanat pratiklerine ve iş modellerine entegre etmesine yardımcı olan bir kurum. NonSpace’in NFT ve merkeziyetsiz teknolojiler alanındaki tecrübesi ile birlikte Omnea hem tasarım hem de iş modeli olarak ölçeklenebilir bir yapıya kavuştu. Omnea, dijital deneyim tasarımı, yeni medya sanatı, akademik araştırma, sergi tasarımı, çağdaş müzecilik ve etkinlik tasarımı gibi farklı geçmişlerden gelen tasarımcı, üretici ve düşünürlerin kolektif üretimidir.

Omnea, çok yeni, daha henüz bir ay önce ilk kullanılabilir versiyonunu yayınladık, (www.omnea.xyz) Bu ilk çıkış versiyonumuzda amacımız, sanatçılar, koleksiyonerler ve küratörlere kendilerine ait NFT varlıkları ile çok kolay ve pratik bir biçimde üç boyutlu sergileme ortamlarını oluşturabilmeleri, dünya çapında tanınırlıklarını artırabilmek, benzer ilgi alanına sahip bireylerin sanal ortamda sosyalleşebileceği açık ve özgürlükçü bir Metaverse platformu olmak.

‘Omnea’, DECOL
  • İzleyicinin, kurumların ve sanatçıların bu platformda yapabileceği şeyler neler?

DECOL olarak özellikle gerçek zamanlı, interaktif dijital sanat projelerimizle tanınıyoruz, Türkiye’de yeni nesil dijital sanat eserleri üretiminde öncü bir rolümüz bulunuyor. Omnea’da da aynı şekilde NFT sergilemenin farklı ve yenilikçi taraflarını sunuyoruz, bunların yanında dünyada ilk defa üç boyutlu kapsayıcı bir web ortamında interaktif NFT’leri deneyimleyebilir, üç boyutlu NFT heykeller etrafında gezebilir ve çok yakında eş zamanlı olarak başka kullanıcılar ile aynı ortamda sosyalleşebilir, sesli bir şekilde iletişim kurabiliyor olacağız. Yol haritamızda geliştirmeyi planladığımız daha onlarca konu var, bunları önceliklendirirken kullanıcı geri bildirimlerini analiz edip platformu geliştirmeye devam edeceğiz.

NFT’ler metaverse penceresini aralayan, kavramın bir şekilde hype olmasını sağlayan en önemli etkenlerden biri oldu. Yine geçmişe baktığımızda Metaverse tanımına uyan birçok proje görüyoruz, hatta çoğu oyun geliştirici şirket, ki başı Epic Games alıyor, 20 yıl önce de sosyal olarak beraberce deneyimlenen birçok proje gerçekleştirdi. MMOM dediğimiz Massively Multiplayer Online ve User Generated Content’in ön planda olduğu çeşitli Sandbox projeleri bugün Metaverse olarak adlandırılmaya ve tanıtılmaya başlandı. Hepimizin bildiği, Minecraft, Roblox, Fortnite gibi oyunlar günümüzün popüler oyun metaverse’leri, Decentraland, Somnium gibi platformlar ise sosyal Metaverse’ler olarak tanımlanıyor. Bu projelerde, genelde sanal arsalar satın alıp, içerisine sanal binalar yerleştirip kendi ortamınızı yaratabiliyorsunuz, bu durum kullanıcıların içeride çok rahatça kaybolabileceği kakofonik bir deneyim sunuyor, görüntü ve ses kirliliği oluşturuyor. Bizler özellikle şu an için etkileşimli NFT’ler dahil her tipte NFT’yi deneyimleyebileceğiniz, özenle seçilmiş, kürate edilmiş, belli bir standardın üstündeki eserleri ve ortamları ön plana çıkarmayı hedefliyoruz.

İlginizi çekebilir:  Champs-Élysées Yeniden Doğacak

Başta dediğimiz gibi platformumuz çok yeni olmasına rağmen şu an itibariyle onlarca sanatçıya ve galeriye ev sahipliği yapıyor. Refik Anadol, Ecem Dilan Köse, Balkan Karışman, Aujik, Ahmet Said Kaplan, Çağatay Güçlü, Gözde Mutluer, Mixer Art, Alex Fernandez, MetaCollective gibi sanatçı kolektiflerinin ve galerilerin NFT eser ve koleksiyonlarını www.omnea.xyz adresinden benzersiz bir şekilde deneyimlemek mümkün.

‘Omnea’, Decol
  • Henüz kısa bir süredir hayatımızda olan ve oldukça dikkat çeken bir konu Metaverse. Gelecekte Metaverse’te bizi neler bekliyor sizce?

Metaverse konusu henüz dünyamıza girdi. Bahsi geçen Metaverse kavramının gerçekliğine ulaşmak için daha gidilmesi gereken epey yol var. Örneğin henüz donanım ve yazılım sistemleri kullanıcı dostu olmaya uzak. Yazılım standartları henüz oturmuş değil, ancak bunun adımları çoktan atıldı. Interoperability yani müştereklik prensibi özellikle, farklı oyun ve Metaverse ortamlarındaki dijital varlıkların taşınabilirliği konusu önümüzdeki büyük engellerden. Metaverse kavramını bir çoğumuz Mark Zuckerberg’in sunumuyla öğrenip heyecanlandık, fakat burada özellikle dünya devi teknoloji firmalarının kendi kurallarını koyacağı ve iki boyutlu bir web sitesinden kat ve kat kişisel dataların kaydedilip, bunları ticari bir amaç uğruna yine başka yön verici global şirketlere ve kurumlara satılacağı fikri bizleri tedirgin ediyor, artık sadece nereye tıkladığımızı değil, hangi yöne baktığımız, odaklandığımız alanlarda ne kadar vakit geçirdiğimiz gibi çok daha detaylı bir data mining furyası içerisine gireceğiz. Bu noktada, Omnea gibi alternatif, açık kaynaklı, özgürlükçü Metaverse platformlarının çok daha güvenilir, amaca hizmet eden, kişisel verilerin korunmasına titizlikle önem gösteren bir yapıda geliştirilmesini oldukça önemli buluyoruz.

Metaverse hype’ı aslında internetin ilk çıktığı zamanlardaki duruma çok benziyor. Mesela internet bizi özgürleştiriyor derken içinden çıkılmaz bir hapishaneye, büyük bir gözetleme kulesine ve tüketimi patlatan bir ögeye dönüştürdü. Şimdi Metaverse ve merkeziyetsiz yönetim sistemleri de aynı hissi verirken, blokzincirin 10 yıl içinde bir tüketim ve borsa/finans ve neredeyse bir kumar aracı hâline dönüşmesi yine tedirgin edici. Tam da bu sebeplerle Omnea şu aşamada bu şekilde alternatif kalabilmesi üzere başlatılmış bir platform.

  • Peki NFT, sanat dünyasına entegrasyonları ve yakın gelecekte bu alanla ilgili karşılaşacaklarımız hakkında neler düşünüyorsunuz?

NFT teknolojilerinin sahiplenilmesi, kullanım alanları ve gelişimi her geçen gün hızla artıyor. NFT’ler sayesinde birçok sanatçı, oluşum ve kurum izleyicileri ve takipçileri ile daha önce mümkün olmayan bir etkileşim kurmayı başardı. Merkeziyetsiz finans teknolojilerinin de işin içine dahil olması ile birlikte sanat dünyasında daha önce görülmemiş bir şekilde paylaşımlı bir ekonomik model oluştu. Sanatçıların projelerine üretim öncesinde kaynak yaratabilmesi ve ikincil satışlardan gelir elde edilebilmesi bu teknolojinin ilk doğrudan etkileri oldu sanat piyasasına… Tabii bununla birlikte kripto varlıkların spekülatif doğası, sanat kurumları ve sanatçıların beklentilerini akıl almaz seviyelere çekti fakat bazı kurum ve sanatçılar FOMO’ya (Fear of missing out) kapılmadı. Buna kapılmayan grup şu anda NFT’lerin inovatif kullanımına komünite ve paylaşımlı ekonomi modellerine odaklanıyor. NFT’lerin dejeneratif değil rejeneratif kullanımı yakın dönemde en çok önem arz edecek konuların başında geliyor. Ayrıca kullanılabilirlik ve erişilebilirlik konularının çözülmesi ile birlikte koleksiyonerlik, sanat kurumu üyeliği ve biletleme gibi konulara farklı katmanlar eklenmesi olası görünüyor. Bu noktada Omnea’da bu teknolojiler ve kullanımını yakından takip ediyoruz ve NFT’lerin hibrit kullanımları üzerinde çalışıyoruz.

Biz burada özellikle NFT’leri sadece dijital cüzdanlarımızda birer token olarak görmenin dışında, ortam oluştururken kullandığımız varlıklar ve çeşitli işlevsel fonksiyonlarımız için de kullanabiliyoruz. Öncelikli hedeflerimizden biri NFT sergileme problemini çok pratik bir şekilde, desktop, mobil ve smart tv’leri de kapsayacak bir biçimde çözümleyebilmek. Birçok uluslararası sanatçı, mimar ve sanat kurumuyla işbirlikleri ile arka planda hazırladığımız hem fiziksel hem de dijital bağlantılar içeren hibrit yapıda çeşitli deneyimler sunacağız. Yine uluslararası sanat festivalleri ile işbirliği içinde yaptığımız yeni ve benzersiz görsel/işitsel performanslarımız olacak. Bunların hepsi Omnea’nın altyapısını geliştirirken, kültür sanat vizyonunu beslemeye ve büyütmeye devam edecek.

  • DECOL’ün gelecek projeleri arasında neler yer alıyor?

Öncelikle OMNEA’ya yoğunluğumuzu artırmak istiyoruz. Metaverse dünyasında Türkiye’den çıkan çok ayrıksı bir platform olarak dünyadaki yerimizi almak istiyoruz. Omnea’nın yeteneklerini artırmak, birbirinden farklı projeler üretmek istiyoruz. Özellikle Omnea’nın hibrit projeler yapabilme kabiliyetini artırmak ve kullanmak istiyoruz. Örneğin ekim ayında, Suudi Arabistan’da yapılan Noor Rhiyad festivalinde “Contact: tesseract” isimli enstalasyonumuz olacak.

Previous Story

“The Kiss 2022”: Savaş Dönemi “Öpücük”ü

Next Story

Paris+ par Art Basel’de 156 Galeri

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.