Bazı çocukluk anıları hafızamızdan silinmiyor. Zihnimizin dehlizlerinde kaybolsa bile bir koku, tını, doku ya da renk ile birden canlanabiliyor. Bizi biz yapıyor, kişiliğimizin önemli bir parçasına dönüşüyor, kimi zamansa seneler sonra anlam kazanıyor. Çocukluk hikâyelerinin sihirli gücünden ilham alan “Tell Me Your Story” kitabı da bu anılar üzerine temelleniyor.
10 Türk, 10 İsrailli sanatçının çocukluk hatıralarını bir araya getiren, Paper Street Co. imzalı katılımcı sanat projesi “Tell Me Your Story” kitabın ardından şimdi de yolculuğuna sergi ile devam ediyor. İş birliği, paylaşım, ortak duygular ve çocukluk anıları etrafında şekillenen “Tell Me Your Story” kitabı, “Bana Hikayeni Anlat” adıyla, Şişli Belediyesi’nin desteğiyle 31 Ocak tarihine dek bir açık hava sergisine dönüşüyor. “Tell Me Your Story” kitap fikri, sanatçı seçim ve eşleşmeleri, sergiye evrilme süreci, Şişli Belediyesi iş birliği gibi pek çok konuyu proje kurucuları Paper Street Co.’dan dinledik.
-
“Tell Me Your Story” kitap fikri nasıl ortaya çıktı? Projenin ana hatlarını nasıl belirlediniz?
İsrail Kültür Ateşesi Elazar (Zinvel) ile beraber, 2020 sonbaharında bir proje yapmak üzere yola çıktık. Farklı fikirleri değerlendirdikten sonra sanatçılar arasında hikâyeler aracılığıyla bir diyalog yaratmak üzere bir sanatçı kitabı çıkarma fikrinde karar verdik. Projeye Tel Avivli ortağımız Gnat Micro Press’ten Keren Katz’ın da katılmasıyla uzun uzun online görüşmeler yaptık. Çocukluk anıları etrafında bir proje kurgulamak hepimizin en çok içine sinen fikir oldu. Heyecanla buna uygun olacağını düşündüğümüz sanatçılarla iletişime geçtik ve 10 Türkiyeli – 10 İsrailli sanatçıyı birbiriyle eşleştirdik. Eşleştirdiğimiz sanatçılar birbirlerine çocukluk anılarını anlattılar. Ve her sanatçı partnerinin hikâyesini kendi özgün diliyle resmetti.
-
Kitapta yirmi sanatçı bir araya geliyor. Eşleşmeler nasıl yapıldı?
Aslında en eğlenceli ama aynı zamanda bizi zorlayan kısım eşleşmeler oldu. Hem Türkiye’den hem de İsrail’den uzun bir sanatçı listesi oluşturduk. Karşılıklı görüşmelerle zaman içinde kısa bir listeye evrildi. Son aşamada da birbiriyle anlamlı ilişkiler kurabileceğine inandığımız ve hissettiğimiz sanatçıları eşleştirdik. Aralarındaki diyaloğu gözlemlemek ise inanılmaz bir deneyim oldu.
-
Sanatçıların ilk deneyimleri nasıldı? Bir başka sanatçının anısını resmederken nasıl hissettiler? Aynı şekilde anısı resmedilen sanatçıların sonuçla karşılaştıklarında nasıl yorumları oldu?
Bu soruyu dışarIdan bir gözlemci olarak cevaplamak çok zor. Ama sanatçılar kendi aralarındaki diyalogların bir kısmını bizimle paylaştılar. Bora Aşık ve Michal Bonano arasındaki konuşma o kadar hoşumuza gitti ki, kitaba ekledik. Farklı jenerasyonlardan iki insanın birbirini bir hikâye aracılığıyla tanıması gerçekten bizi etkiledi.
-
Türkiye ve İsrail aslında birçok ortak noktası olan, kesişim paydaları bulabilen iki ülke. Çoğu zaman farklı coğrafyalarda ortak anıları paylaşıyoruz. Kitap bir bakıma bu hissi de ölümsüzleştiriyor. Siz ne düşünüyorsunuz?
Kesinlikle katılıyoruz. Hikâyeleri okurken ya da çizimleri incelerken aslında ne kadar tanıdık ve benzer bir yerden baktığımıza tanıklık ediyoruz. Hatta sanatçı isimlerine bakmadan sadece hikâyeleri görsek, hangi sanatçının hangi ülkeden olduğunu belki de ayırt bile edemeyebiliriz… Konunun çocukluk hikâyeleri olması da bu yorumu güçlendiriyor.
-
Kitabın bir sergiye evrilmesi fikri nasıl oluştu ve Şişli Belediyesi ile iş birliğiniz nasıl başladı?
Biz projenin en başından beri sadece kitap formuyla sınırlı olmayıp, farklı mecralarda da hikâyeleri sunmak istiyorduk. Çocukluk hikâyelerinin nedeni tam olarak anlaşılmayan tanıdık bir hissiyatla bizi birbirimize bağladığına ve din, dil, ırk ya da mesafe fark etmeksizin ortak bir yerde buluşturduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla bir galeride veya sınırları belirli bir alanda bu projeyi sergileştirmektense sokaklarda ve kamusal alanda farklı fikirleri de kapsayacak şekilde bir projeye dönüşmesi fikri bizi çok heyecanlandırdı. Ardından Şişli Belediyesi’ne projemizi sunduk ve çok güzel bir iş birliğine dönüştü.
Rota Takibi İçin QR Kodlar
-
Sergiyi gezmek için bir de rota var. Bu rota nereden başlıyor, nerelere uzanıyor?
Serginin ilk ayağı 10-17 Ocak tarihleri arasında Abdi İpekçi Meydanı’nda gerçekleşti. Buradan başlayan rota 25 billboard aracılığıyla Vali Konağı’ndan Şişli sokaklarına uzanıyor. Cumhuriyet Gazetesi’nin hemen karşısında yer alan gainboard ile de son buluyor. Billboardlar üzerindeki QR kodlar aracılığıyla da rotayı takip edebiliyorsunuz.
-
Projenin gelecek ayakları arasında neler var?
Aynı eserleri İsrail sokaklarında da görebilmek çok anlamlı olurdu. Projenin geleceği için hayalimiz İsrail ve farklı ülkelerde de hikâyeleri duyurabilmek. Tel Aviv’de bir serginin yanında dünyanın çeşitli kitapçılarında kitabımızın satılması ve sanatçı kitabı fuarlarında da yer almasını çok istiyoruz.
Sergide sanatçılar Ahu Akgün, Aya Talshir, Bora Aşık, Dror Cohen, Ecem Yüksel, Einav Vaisman, Gilad Seliktar, Gökçe İrten, Itzik Rennert, Jennifer İpekel, Keren Katz, Meltem Şahin, Mert Tugen, Michal Bonano, Roni Fahima, Sasha Zilberman, Selin Çınar, SENA, Shahar Kober ve Vardal Caniş’in işleri bir araya geliyor.
“Tell Me Your Story” kitabını ise Paper Street Co.’nun internet sitesi üzerinden satın almak mümkün.