Dirimart Dolapdere, Canan Tolon’un son dönemde ürettiği aynı başlıklı serisini merkezine alan ikinci kişisel sergisi Havadan Sudan’a ev sahipliği yapıyor. 24 Aralık’a dek görülebilecek sergi, sanatçının tuval üzerine akrilik ve pastan oluşan büyük ölçekli eserlerini izleyiciye sunuyor.
Soyut kompozisyonlar
Lekeler, izler ve rastgele boya birikintileriyle oluşturduğu kompozisyonlarıyla Tolon, izleyicisinin zihninde oluşanlar ile işlerinin sürekli bir devinim içinde olduğu çalışmalar üretiyor. Sanatçının mükemmel olanın ancak şansla gerçekleşebileceğine olan inancıyla oluşturduğu soyut kompozisyonlar, tuval üzerine izlerini bırakması için konan metal parçalarının suyla ve hava olaylarıyla birleşerek öngörülmesi zor pas lekelerini yüzeye geçirmesiyle oluşuyor. Sanatçının tuval üzerinde başlattığı süreçlerin hava hareketleri, kirlilik, nem, ısı değişimi ve rüzgâr gibi kontrol dışında olanın bir kaydı olarak okunabilir. Dolayısıyla işlerinde ve dışarısının koşullarına bağlı olmayı kucakladığı pratiğinde sanatçı, eserlerini kimyasal süreçler, şans ve beklemeyle oluşturuyor. Ortaya çıkan formlar serbest çağrışım davetiyle karşısındakiyle sürekli bir diyalog hâlinde olmayı sürdürüyor.
Acil ve yaşamsal meseleler
Havadan Sudan sergisinde, sanatçının son dönem yaptığı büyük boyutlu yapıtlarına geçmiş yıllardan eserlerinin de eşlik etmesi, çevresel meselelerdeki uzun süredir gösterdiği duyarlılığın resimsel göstergesi. Serginin dişe dokunur bir meseleden bahsetmemek anlamına gelen ironik ismi ise toplumsal içi çekişme ve tartışmalarla perçinlenen kutuplaşmanın her geçen gün derinleştiği bir ortamda, kamuoyuna ortak hisler ve endişeler etrafında birleşerek iletişimde olmanın önemini hatırlatıyor. Bunu yaparken kendi ritimleri gözetilerek sergi mekânına yayılmış ve sanatçının özgün diliyle üretilmiş eserler, 16. yüzyıldan bir uşak halısı ya da Goya ve Rothko gibi ustaların resimleri karşısında herkesi birleştiren hisleri çoğaltıyor.