Her şey 16 yıl önce umut vaat eden bir fikirle başladı. İstanbul’un kendine özgü bir çağdaş sanat fuarı olmalıydı ve Contemporary Istanbul bu misyonu üstlenecekti. Bugün geldiğimiz noktadan geriye bakınca, fuarın büyük bir boşluğu doldurduğunu ve İstanbul’un kültür ve sanat yaşantısına büyük
Sabo’nun eserleri hem tekinsizliği, hem güveni, hem de duyguların ikircikli durumlarını çağrıştıran sahneleri bir araya getirir. Bir yandan anıları ve paralel yaşamları anlatan, diğer yandan yoğun duygusal süreçler üzerine üretimler yapan Sabo, insanın hayata karşı zayıflığını, umudunu, mutluluğunu, yaşamak için çabasını nazik