1970’ler ve 60’larda avangart sanatta, tüm sanatçılar soyut ve kavramsal eserler üretmeye odaklanmışken, George Baselitz figürden asla vazgeçmeyen, o zamanlarda şiddetle reddedilen sanatsal duruşu benimseyerek, figürü öne çıkaran eserler yapıyor ve bu sayede gerçek bir direniş sergiliyordu. Onun resimlerinde, figürler, yoğun renk
İlki 2022 yılında düzenlenen Kommagene Bienali bu yıl Şubat 2023’te yaşanan deprem felaketinin ardından “iyileşmek” temasıyla düzenleniyor. 24 Ağustos – 8 Kasım tarihleri arasında gerçekleşecek olan bienalin küratörü, Macaristan Güzel Sanatlar Üniversitesi profesörü sanatçı István Erőss iyileşmek ve iyileşmenin sanatla olan ilişkisine
Perasma’nın yeni sergisi All Things Become Islands Before My Senses, 30 Haziran’da Yunanistan’ın Leros adasında ziyarete açıldı. Adadaki tarihi mekânlarla diyalog hâlinde gerçekleşen karma sergi, William Kentridge, Goshka Macuga, Cevdet Erek, Maryam Turkey ve Lindsey Mendick’in de aralarında bulunduğu 17’den fazla uluslararası
Altı yılın ardından İstanbul serginizi gerçekleştiriyorsunuz. Bundan önceki eserlerinizde toplumsal olaylarla, bu olaylara bağlı hikâyeleri konu etmiştiniz. Bu sergide ne tür bir üretim pratiğine odaklandınız? Lise ve üniversitede resim bölümlerinde okudum. Üniversiteden mezun olduktan sonra resim yapmaya devam ettim. Zaman içerisinde pratiğim
Itziar Barrio, eserlerinde teknolojinin yozlaşmasını, bozulmuş yapıları, gücün nasıl el değiştirdiğini, emek ve sınıf çatışmalarını, kadın ve erkek rollerinin güç açısından nasıl yozlaştığını göstermeyi ve bu fikirler arasında gidip gelerek eser üretmeyi seven bir sanatçı. Bomb Magazine dergisine verdiği bir röportajda (2021)
Hitay Vakfı ne zaman kuruldu? Vakfın vizyonu ve misyonundan bahseder misiniz? Vizyon ve misyonlarınızı belirlerken nasıl bir yol izlediniz? Hitay Vakfı’nı resmi olarak 2019’da kurduk, ancak öncesinde uzun bir süre vakfın yapılanması, açılması için bürokratik çalışma süreçleri devam etti. Covid 19 salgınından
Sergiyi şekillendirdiğiniz genel çerçeve aslında bir şeyin eksikliği üzerine yoğunlaşıyor, ‘fire’ kelimesini bu şekilde konumluyorsunuz. Bu bağlamda, teknoloji ve sanat üretimini nasıl yorumluyorsunuz? Öncelikle, bu sergide “fire veren” olguların ne olduğu özetlenebilir: Örneğin teknolojinin gittikçe artarak sanatta üretim sürecine girmesiyle birlikte, geleneksel
Müze koleksiyonlarının farklı yerlerde, müze dışında ve fuarlarda sergilenmesinin müzenin izleyici etkileşimini artırdığına dair çalışmalar, son yıllarda arttı. Özellikle de, sanatçı müzelerinin izleyici ile daha fazla etkileşimde olması ve sanatçının mirasını yaşatması açısından önemli bir etken olarak görülüyor. Sanatçı müzeleri, sadece söz
Artweeks Istanbul’da solo sergilerde sizin eserlerinizden bir seçki göreceğiz. Serginin temasıyla ilgili bilgi verebilir misiniz? Serginin içeriği ve temaları, etkileşimde olduğum durumlarla iç içe gelişiyor. Son üç sergimde- sırasıyla Cigara viski kolileri denizlerde, ferare sevgilim, Summer was a beautiful day ve jpeg
Gülsün Karamustafa, eserlerinin üretimine bütünsel bir yazıyla başlar. Bu bütünsellik onun eserlerinin kilit noktasını oluşturur. Bu kısa ama detaylı ve kesin ifadeli yazı sayesinde sanatçı neyi ifade etmek istediğini ve ne anlatmak istediğini ortaya koyar. Karamustafa, her zaman fikrini, ifadesini ve eserde