“Aşina” Olduklarımız… - ArtDog Istanbul

“Aşina” Olduklarımız…

//

Gündelik hayatın nesnelerini işlevinden kopartıp malzemenin hafifliği ve sıradanlığı ile yeniden ele alan Şakir Gökçebağ, izleyiciye çevresini başka yönlerden görme imkânı sağlıyor. Süpürge, mandal, hortum, tuvalet kâğıdı, halı ve askı gibi malzemelerle, basit görünen ama çok katmanlı üretimlerinin yer aldığı Redimeyd adlı sergisi 15 Ekim’e kadar Ferda Art Platform’da izlenebilir.

Şakir Gökçebağ
  • Sanata giren sanat dışı malzeme olarak hazır nesne üzerine uzun zamandır çalışıyorsunuz. Sergi fikri nasıl doğdu? Sergiye hazırlık süreciniz nasıldı? Bu süreçte hazır nesneyle ilişkinizde neler değişti?

Büyük bir arşivim var ve sürekli projeler üretirim. Bunlardan çok azı sergileme mertebesine ulaşır. Pandemiden dolayı birçok aktivite gerçekleşmemişti, ertelemeler filan da oldu. Ferda ile geçen yıl konuşmuştuk. Galeri, ‘white cube’ formatında, çok da köşesi var. Benim köşe projeleri ile örtüsü. Burada sergilediğim işlerin çoğu pandemi sırasında üretildi, bazıları da mekana özel tasarlandı. Bu süreçte her zamanki gibi atölyemde hazır nesne çalışmalarım yoğunlaşarak devam etti.

Bu Sefer Halılar

  • Sergide halı malzemesinden ürettiğiniz yapıtlarınız yoğunlukta. Halı ile olan ilişkiniz nedir? Niçin ağırlıklı olarak halı ile çalıştınız?

Halı, mekanla bütünleşmesi açısından çok cazip. Form olarak esnek, ayrıca bildik bir malzeme. Hemen her sergimde halıyı kullanırım. Diğer objelere oranla büyük boyutlu olduğu için, ön plana çıkıyor ister istemez. Ama bütün sergilerimde malzeme çeşitliliği vardır. Bu birazda zamanla ilintili. Bazı malzemelerde yoğunlaşma birkaç yıl devam ediyor, bazılarında ise fazla. Bir de tabii mekana ve sergi konseptine göre de değişiyor bu seçim. Örneğin sadece kovalardan veya sadece şemsiyelerden ibaret sergilerim var.

Şakir Gökçebağ, İsimsiz, 2020 Mandal yerleştirme
80x24x14.5cm, Edisyon 7+1
  • Biçim sizin için ne ifade ediyor? Serginin mekan ile kurduğu diyalog, serginin genel yapısını ve yapıtların formunu nasıl şekillendiriyor?

Evet ben biçimle ilgilerinim. Renk ikinci planda kalır veya genel konsepte faydası olacaksa ön plana çıkarırım. Mekanla kurulan ilişki çok önemli. Her iş her yere olmaz. Ya mekanın durumuna uygun bire bir iş üretilir ve o iş başka bir yere olamaz yada önceden var olan bir yerleştirme mekana göre yeniden tasarlanır. Burada en önemli faktör genel konsept ve sergi bütünlüğü.

Aşinalık

  • Sanatınızı, “Hayatın içinden bilinçaltına, bilinçaltından hayata uzanan tanıdık ama farklı bir dünya” olarak tanımlıyorsunuz, bilinçaltı ile kurduğunuz bağdan bahseder misiniz?

Etrafımızda hemen her zaman benzer şeyleri görürüz. Bunların dışına çıkabildiğimiz anlar sınırlıdır. Tabii bilmediğimiz dünyalar var. Ben daha çok aşina olduğumuz, iyi bildiğimiz objelerle ilgilenirim. Bunlardan yola çıkarak kendi dünyamı kurgularım. Dolayısıyla izleyici ile kontak kurmada hiç zorlanmam. Aynı alfabeyi kullanırız. Aşina objeler, aşina mekanlar. Benim işlerim buradan yola çıkar ama başka yerlere götürür. İzleyicinin nereye gideceği konusu ise onun kendi dünyasıyla ilgilidir. Önemli olan hayal gücünün harekete geçiyor olması.

İlginizi çekebilir:  Hey Gidi Beyoğlu
Şakir Gökçebağ, Firmament II, 2016, site specific

Bıyıkaltı Bir Durum

  • Serginizin başlığında ‘readymade’ niçin Türkçeleştirildi? Modernizmden bugün üretilen sanatta readymade- hazır nesne kullanımı ile kavramsal olarak sizce neler değişti?

Redimeyd’in bu şekilde yazılmasında bir bıyıkaltı durumu söz konusu. Yapı-bozumu sadece sanat eseleri ile sınırlı değildir elbet. Sözel anlatımlarla da yapılabilir. Kaldı ki bu şekilde üretilmiş pek çok eser ve sergi isimlerim var. Bunun görsel imgeye nasıl bir katkısı vardır bilmiyorum. Ama geniş açıdan bakıldığında genel konsepti tamamlama fonksiyonu var diyebiliriz. Kuşkusuz Duchamp’dan sonra readymade konusunda değişen çok şey var. Fakat bu değişikliklerin onun yerini sarsacak kadar kökten olduğu söylenemez.

Şakir Gökçebağ, İsimsiz, 2021, Halı yerleştirme
231x350cm

Bu Gezegenin Objeleri

  • Marcel Duchamp’ın modern heykele dahil ettiği readymade kavramı üzerine kendisine sorulan ‘readymade’i nasıl seçiyorsunuz’ sorusunu size de yöneltmek istiyorum.

Malzeme ile karşılaşmam planlı olmaz. ‘Bugün hangi malzemeyi dönüştürsem?’ şeklinde ilerlemez. Ama bir göz göze gelme olur, ilk görüşte aşk olabilir, flört olur… sonra beraber oluruz belki. Bir sergide sergileninceye kadar bu ilişkiden kimsenin haberi olmayabilir…

Yani seçim çok önemli. Ama o mu beni seçiyor ben mi onu bilmiyorum. Daha çok herkesin bildiği, hatta tüm dünyada ilk görüşte tanınan malzemeleri tercih ederim. Lokal olanlarla çalışırsam, o çalışma da lokal kalır, ya da anlaşılması için ilave bilgiye muhtaç olur.

  • Şu an üzerinde çalıştığınız yeni projeleriniz var mı? Hazır nesne üzerine çalışmaya devam edecek misiniz?

Tabii ki, pek çok proje var. Kişisel ve grup sergileri var. Uzun zamandan beri ilk kez desen çalışmak icin zaman buldum. Pandeminin böyle bir faydası oldu… İyi de oldu, zira yakında bir desen kitabım çıkacak. Ayrıca sadece kova yerleştirmelerinden oluşan bir sergi kataloğu da hazırlık aşamasında. Hazır nesne üzerine çalışmaya devam ediyorum ama ben bunu “önüm arkam sağım solum” şeklinde değiştirsem sanki bana daha uygun olacak diye düşünüyorum.

Şakir Gökçebağ, İsimsiz, 2019 Süpürge yerleştirme
78x78cm, Edisyon 5+1
Previous Story

CANAN’ın Masal Alemi

Next Story

Türkiye’nin En Eski Dostu İsveç – İsveç Sarayı 150 Yaşında

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.