Günümüz Türkiye fotoğrafının en önemli isimlerinden biri olan Ahmet Elhan’ın, Evin Sanat Galerisi’ndeki ikinci kişisel sergisi Yerüstünden Notlar III, anlatısını Kutsal Aile ve Kutsal İttifak isimli iki seri üzerine kuruyor. Daima fotoğrafın sınırlarını zorlayan sanatçı, Kutsal Aile serisinde dini tasvirlerden başlayarak asırlardır ele alınan, sorgulanan aile kavramını, modern çağın ailelerinin fotoğrafları üzerinden eleştiriye açıyor. Kutsal İttifak serisinde ise özgürlük, insan hakları, sekülerleşme gibi temel kavramların karşısında konumlanan 19. yüzyıl monarşik birlikleri temeline oturtan Elhan, iki dünya savaşı arası dönemin siyasi, askeri ve dini ittifaklarını tartışıyor.
1959 yılında İzmir’de doğan Ahmet Elhan, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Grafik Tasarım, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Sinema-TV eğitimi aldı. Birçok kişisel ve karma sergisi bulunan Elhan, 3. Mardin Bienali (2015), 5. Çanakkale Bienali (2016) ve 6. Selanik Bienali’ne (2017) katıldı. 2019 yılında Evin Sanat Galerisi’nde İkililer IV isimli kişisel sergisi açıldı. İstanbul Modern, OMM gibi kurumlarda ve pek çok özel koleksiyonda eserleri bulunan sanatçı, çalışmalarına İstanbul’daki atölyesinde devam ediyor. Grafik tasarım ve sinema eğitimi alan Elhan’ın hocalarından biri ise geçen yıl kaybettiğimiz ve onun kolaj tekniğini öğrenmesinde yardımcı olan Balkan Naci İslimyeli.
Sanatçının yeni sergisi Yerüstünden Notlar III, Kutsal Aile ve Kutsal İttifak teması etrafında dönüyor. Çalışmalarında aileyi neden mesele ettiğini ve bunun üstüne üretmeyi tercih ettiğini şu sözlerle özetliyor: “Hayat üstüne düşündüğünüzde aile üstüne de düşünmek zorunda kalıyorsunuz.”
“Ya da burjuvaziye bakın…” diyor: “Sakladıkları yükün altında çarpık bir düzen yatmaktadır. Buna rağmen herkes kutsal ailenin bekçisi olmakta ısrar ediyor.”
İsim vermeden sayılarla numaralandırdığı eserlerinde de sırlarını saklayan Kutsal Aile’nin bekçi figürlerini görmek mümkün. Ahmet Elhan’ın bu sergideki resimleri figür sanatının ikinci yeni dönemi resimleri gibi… Onunkiler alışılagelmiş figürlerden değil. Daha doğrusu teknik olarak değil, yoksa sundukları bakımından aslında çok iyi bildiğimiz bir dünyanın alternatif bir anlatımı.
“Peki güncel hayatımızda Kutsal İttifak’ı nerede görüyoruz?” diye sorduğumuzda da ise şu cevabı veriyor: “Bu oldukça geniş bir konu çünkü aslında her yerde görebiliriz. Ama en çok devlet, din kurumu ve ordu ekseninde karşılaşırız. Beslendikleri yer de yine kutsal ailedir.”
Belki de Ahmet Elhan’ın sanatını şöyle kaleme almak lazım: Ahmet Elhan küçük detayları bir araya getirerek, onların ilişkisine bakan ve bütünü görmemize yardımcı olan bir sanatçı. Onun bakışında bir doz tarihi de, bir tutam sosyolojiyi ve hatta satır aralarında gizlenmiş politikayı da bulmak mümkün. Çünkü işlerine bunları dengeli bir biçimde, düşünerek yerleştirmiş olduğu seziliyor. Disiplinler arası bu alanların kolajı, eserlerinin tekniğinin temelindeki kolaja da sirayet ediyor.
Bu etkileşimi görünce şu soru uyanıyor hemen: “Çağlar boyunca aktarılan bilgilerin aslında sanatı etkilemesinde çoğu zaman özgün bir şey olmamasını da temsil ediyor sanki kolajlarınız. Siz bu şekilde kolajı tercih ederken, ‘Kendinden öncekinden gelen bir bütünü ifade ediyorum’ diyor olabilir misiniz? Bir tür sanatta özgünlüğün halef ve selefine gönderme olabilir mi yani bu eserleriniz?” Sanatçının yine kısa ve net oluyor: “Evet. Kesinlikle öyle, neticede biz de eskinin bir devamı değil miyiz?”
Eserlerde daha çok Avrupa Kültürü’ne değiniyor Elhan ve bunun nedenini de iki maddeyle anlatıyor. İlk maddesi, içinde yaşadığımız sistemin Avrupa kökenli düşünce ve ekonomi toplamı olması. İkincisi ise bahsedilen kavramların hepsinin özgün kaynağının Avrupa olması: “Sonuçta imparatorluklar ve bu imparatorlukların başka topraklarda egemenlik sürmesinin oluşturduğu politik koşullar tüm dünyayı etkiliyor.”
Tam da bu noktada Nusret Polat’ın, sergi için yazmış olduğu Maskelenmiş İmge: Ahmet Elhan’ın Kolajları Üzerine başlıklı yazısına değinmekte yarar var. Polat, Elhan’ın sanatını incelikle tahlil etmiş durumda. Elhan’ı ve sergideki birbiriyle bağlantılı iki seriyi onun metnindeki satırlardan da okumak mümkün: “Elhan’ın ikinci serisi Kutsal İttifak ise tahmin edileceği üzere, kavramsal kökenini, Fransız Devrimi’nden kaynaklanan ve Napolyon Savaşları’yla tüm Avrupa’ya yayılan liberalizm, insan hakları, eşitlik ve sekülarizm gibi modern fikirlerin gelişimini engellemek için Avrupa’nın üç büyük monarşisinin (Rusya, Prusya, Avusturya) 26 Eylül 1815’te Paris’te imzaladıkları anlaşmada buluyor. Aralarına daha sonra İngiltere ve Fransa’nın da katılacağı bu ittifakın amacı, Avrupa’nın geleneksel monarşik düzenini sağlamak için otorite ilkesini her durumda korumaktı. Fransız Devrimi’ni Avrupa’ya düzensizliği ve yıkımı getiren ‘korkunç bir toplumsal facia’ olarak gören, ‘sadece düzenin, dengeyi sağlayabileceğine’ inanan kutsal ittifak, Avrupa’daki devrimci ve ulusalcı ayaklanmalara karşı oluşturulmuş muhafazakâr bir birlikti. Bu tarihsel olaydan ilham alan Elhan’ın Kutsal İttifak serisi, I. ve II. Dünya Savaşı arası yıllardaki ‘kutsal ittifak’ların –ki bu ittifaklar yukarıda değindiğim gibi sermaye, siyasi partiler, ordu ve din kurumu arasındadır– getirdiği şiddet ve yıkımların karmaşık görüntülerini sunuyor.”
Şiddet karşıtlığının farklı bir boyutunu ve ifadesini Ahmet Elhan’ın eserlerinde bu bağlamda okumak da mümkün. Her şeyden önce sanatçının kendisi tarihi hatmetmiş biri ve tarihte yapılan kötülükleri farklı açıdan algılıyor. Bu kavrayışın alt metnini onun Birinci Dünya ve İkinci Dünya Savaşları arasındaki askerleri resmedişinde okuyabiliriz kanımca. Sanatseverler, hem görsel zevk hem de alt metinlerle içine doğduğumuz sistemi nüktedan bir ruh hali içinde sorgulayabilmek için 23 işin yer aldığı bu sergiyi muhakkak görmeli; Ahmet Elhan’ın dert ettiği sanatı vasıtasıyla insanlığın tarihini tekrar yorumlamaya yepyeni perspektifler sunan Yerüstünden Notlar davetine icazet etmeli.