Amerika merkezli Sanatsal Özgürlük İnisiyatifi (Artistic Freedom Initiative/AFI), açıkladığı yeni raporla Taliban yönetimince baskı altında tutulan Afgan sanatçılar ve kültürel miras için acil çağrıda bulundu.
Amerika Birleşik Devletleri merkezli Artistic Freedom Initiavite ve UC Berkeley Hukuk Pro Bono Programı’nın ortaklaşa hazırladığı Sanatsal Göç: Taliban Yönetiminden Kaçan Afgan Sanatçılar başlıklı rapor, Afganistan’ın zengin sanatsal ve kültürel mirasının ciddi risk altında olduğuna dikkat çekiyor.
Rapor Ağustos 2021’de, Taliban’ın Afganistan’ın kontrolünü yeniden ele geçirmesinin ardından ülkedeki sanat ve kültür ortamının eşi benzeri görülmemiş bir krizle karşı karşıya kaldığını ortaya seriyor. AFI, ülkedeki krizin başlangıcından bu yana 1.100’den fazla Afgan sanatçıya ve onların aile üyelerine hukuki yardım ve yeniden yerleştirme desteği sağladı. Kişisel ve mesleki hayatta kalma mücadelesi veren, sıkıntı içinde olan yüzlerce kişiyle de iletişim kurdu. Ayrıca Taliban rejimi döneminde 2.000’den fazla sanatçı ve aile üyelerinin uluslararası kuruluşlar tarafından korunmaya muhtaç olduğu rapora geçti.
Raporda, Taliban’ın kontrolü yeniden ele geçirmesinden bu yana doğası gereği savunmasız olan müzik, görsel sanatlar, sahne sanatları, sinema ve televizyon, edebiyat, kültürel miras ve sanat eğitimi alanlarında çalışan kişilerin uğradığı istismara dikkat çekiliyor. Siyasi krizin ardından gelen zorunlu göçün etkilerini de gün ışığına çıkaran raporun ayrıntıları ise şöyle:
Sanatsal üretim durdu
“1996’dan 2001’e kadar olan ilk döneminde Taliban, resimleri yok ederek, müziği yasaklayarak, sanat merkezlerini kapatarak ve kültürel miras alanlarını tahrip ederek sanat ve kültür sektörüne ciddi zararlar vermişti. Rejimin sanatçı ve kültür çalışanlarına yönelik baskısı, yasaklamalar, keyfi gözaltılar ve kamuya açık infazlarla devam etmiş ülkede sanatsal üretimi durma noktasına getirmişti. Taliban bu yolla sanat ve kültür insanlarını uzun süre güvenlik endişesi ve ölüm korkusu içerinde yaşamaya mahkûm etti. Taliban’ın ikinci dönemine tanıklık eden birçok sanatçı ve kültür çalışanı, güvenlik endişesiyle ya saklanıyor ya da eserlerini yok ediyor. Sanatçılar geçmiş tecrübelerinden de yola çıkarak Afganistan’da kontrolün tekrar Taliban’ın eline geçeceğini sezdikleri anda, sanatsal üretimlerini günler hatta haftalar önce durdurduklarını anlatıyorlar.
“Kabil üç kez düştü”
Kabil sokaklarına yaptıkları duvar resimleriyle Afganistan’da barış mesajı yaymayı amaçlayan sanat kolektifi ArtLords’tan sanatçı Yama Farhad, “Kabil bizim için bir kez düşmedi, üç kez düştü: Birincisi Taliban onu aldığında, ikincisi tablolarımızı yok ettiğinde ve üçüncüsü de kızların okula gitmesini yasakladığında” diyor. Farhad, bir duvar resmi yaparken keskin bir nişancının tüfeğinin lazeriyle kendisini hedef aldığını ve hem kendisinin hem de ekibinin güvenliği için projeyi terk etmek zorunda kaldığını anlatıyor. Sanatçı, ArtLords grubunun diğer üyelerinin haksız yere hapsedildiğini, fiziksel saldırıya uğradığını ve ölüm tehditleri aldığını da aktarıyor.
Sanatçılar Afganistan’ı terk ediyor
AFI’ın raporunda ciddi riskle karşı karşıya kalan bazı sanatçıların ise kendini güvence altına almak için üretimlerini geride bırakarak ülkeden kaçtığı belirtiliyor. Bu durum raporda “Göçmen sanatçılar, Afganistan’dan kaçarken sanatsal araç, gereç, ekipman ya da sanat üretiminde kullanılan diğer nesneleri ya yok etmek ya da geride bırakmak zorunda kalıyor. Bu tür eşyaların kaybı sadece göçmen sanatçıların sanat yaratma becerilerini etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda kültürel geleneklerin icra edilmesini, uygulanmasını ve aktarılmasını da tehlikeye atıyor” şeklinde yer buluyor.
Sanatsal ifade suç
Taliban yönetimindeki Afganistan’da sanatsal ifade artık suç sayılıyor. Bağımsız sanatçılar yargısız infaz, tutuklama, keyfi gözaltı ve kamuoyunda aşağılama gibi cezalarla cezalandırılıyor. Kadınların ve kızların sanat eğitimi almaları ve kariyer yapmaları da yasak. Taliban’ın sanat ve kültür dünyasında yarattığı tahribat bunlarla da sınırlı değil… Ülkede sanat ve kültür alanları tahrip ediliyor ve sanatın kamusal alanlarda görünürlüğü neredeyse yok. Müzeler, arşivler, sanat ve kültür kurumları tamamen kapalı. AFI, Taliban’ın sanat ve kültür insanlarına yönelik onlarca yıldır süregelen sistematik ve acımasız tutumunun, binlerce yıllık Afgan kültürel kimliğinin tamamen yok edilmesine yol açabileceğinden endişe ediyor.
Güvenliğe giden belirsiz yollar
Raporda göre Taliban zulmünden korkan birçok sanatçı güvenli bir çıkış yolu bulabilirse Afganistan’ı terk etme hayali kuruyor. Bunun için çeşitli seçenekleri var. Ancak sanatçılar için güvenliğe giden yol aynı zamanda zorlu belirsizlikler, mali – bürokratik engeller, fiziksel tehlikeler ve duygusal çalkantılarla dolu… Hem Afganistan’da yaşarken hem de Afganistan’dan kaçarken birçok tehlikeyle karşı karşıya kalan sanatçı ve kadın hakları aktivisti Shaista Langari, “Ülkeyi terk etmek acı verici bir duygu, ancak nasıl ayrılacağımı bulmak benim için büyük bir zorluktu ve yalnızdım,” diyerek yaşadıklarını anlatıyor. Yeni ülkeye ulaşmak için uzun süren göç süreçlerini başarıyla geçenleri bekleyen bir sonraki aşama ise barınma ve sağlık gibi temel hizmetlere erişim.
Tüm bunların yanı sıra, ev sahibi topluluklarda yaratıcı kariyerlerini yeniden inşa etme desteğine de ihtiyaçları var. Ancak Afganlar için bu her ülkede aynı koşullarda sağlanamıyor. Raporda konuyla ilgili şu detay paylaşılıyor.
Savaşta payı olan ABD, sanatçılarla ilgilenmedi
“Almanya dışında hiçbir ülke Afgan sanatçıları yeniden yerleştirme konusuna öncelik vermedi. Almanya, Ağustos 2021’den Ekim 2022’ye kadar 37 binden fazla Afgan için insani vize başvurusunu onayladı ve Bundesaufnahmeprogramm (Federal Kabul Programı) aracılığıyla sanatçıların ülkeye girmeleri için bir yol sundu. Öte yandan, Ağustos 2021’de ülkeden hızla çekilen ve Afganistan’ın istikrarsızlaşmasında payı bulunan ABD, benzer bir yardımı teklif dahi etmedi. Hatta onaylı vize dilekçeleri bulunan Afgan sanatçıların ülkeye girişini reddetti.”
Özellikle sanatçıların sığındıkları ülkelerdeki standartların altındaki yaşam koşulları ve belirsiz mültecilik işlem süreleri, onların sanat kariyerlerini sürdürebilmelerini oldukça güçleştiriyor. Süreç raporda, “Sanatçılar ve kültür emekçilerinin yeni bir ülkeye taşındıklarında, kültürel entegrasyonlarına ve profesyonel kariyerlerine yeniden başlamadan önce kendilerini ayakta tutabilmek için temel sosyal hizmetlere hemen erişmeleri gerekiyor. Sanatçıların ve kültür çalışanlarının, güvenli barınma ve sağlık hizmetlerine erişimlerinin yanı sıra yerleştikleri ülkede yasal olarak çalışma olanağına da ihtiyaçları var,” şeklinde ifade ediliyor. Raporda ayrıca sanat ve kültür kurumlarının, üniversitelerin ve sanat odaklı kâr amacı gütmeyen kuruluşların, sponsorlu burslar ve iş fırsatları aracılığıyla Afgan sanatçıların yer değiştirmesine ve yeniden yerleştirilmesine nasıl yardımcı olabileceğinin yolları tartışılıyor.
ALMANYA KUCAK AÇTI, ABD REDDETTİ
“Almanya, Ağustos 2021’den Ekim 2022’ye kadar 37 binden fazla Afgan için insani vize başvurusunu onayladı ve Bundesaufnahmeprogramm aracılığıyla sanatçıların ülkeye girmeleri için bir yol sundu. Öte yandan, Ağustos 2021’de ülkeden hızla çekilen ve Afganistan’ın istikrarsızlaşmasında payı bulunan ABD, benzer bir yardımı teklif dahi etmedi. Hatta onaylı vize dilekçeleri bulunan Afgan sanatçıların ülkeye girişini reddetti.”
Afgan sanatsal geleneği yok oluyor
Afganistan’da bulunan ve Taliban’ın zulmüne maruz kalmaya devam eden binlerce sanatçının hâlâ insani yardımın ve diğer destek türlerinin artırılmasına ihtiyacı var. AFI, ülkedeki yaratıcı sanatçılara yönelik düşmanca yaklaşımın ve yurtdışındaki sanatçılara yönelik desteğin eksikliği göz önüne alındığında, Afganistan’ın binlerce yıl öncesine dayanan ve Afgan kültürel kimliğinin temelini oluşturan zengin sanatsal geleneğinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekiyor.
*Raporun ayrıntılarını adresinden okuyabilirsiniz.
“VASAT DÜNYA VASAT SANAT” Sayısı
ArtDog Istanbul basılı dergi satış noktalarını görmek için tıklayın.
Kapak Görseli: Maurizio Cattelan, İsimsiz, 2001
Kapak Uygulaması: Burcu Ocak