İzlanda’nın pop ikonu, besteci, prodüktör ve sahne sanatlarıyla teknolojiyi özgün biçimlerde bir araya getiren Björk, 2026 Reykjavik Sanat Festivali kapsamında Ulusal İzlanda Galerisi’nde üç büyük ölçekli multimedya çalışmasını bir araya getiren etkileyici bir sergiyle izleyici karşısına çıkmaya hazırlanıyor. 50 yılı aşkın süredir pop müzikten performans sanatına, film, moda ve dijital teknolojilere uzanan geniş bir yaratıcı alan açan Björk, duyusal, duygusal ve düşünsel katmanları bir arada taşıyan işleriyle sanatın en özgün figürlerinden biri hâline geldi.
Serginin adı olan Echolalia, çocuk dil gelişiminde ses tekrarını ifade eden bir terime gönderme yapıyor. Ancak Björk bu kavramı, hafızanın katmanlarını, kültürel aktarımı ve sesin ritüel gücünü bir araya getiren çok daha derin bir yaratıcı yankı olarak ele alıyor. Sergi, sanatçının uzun yıllardır birlikte çalıştığı maskelerin tasarımcısı James Merry’nin ilk müze retrospektifiyle birlikte sunuluyor. İki sergi, Ulusal İzlanda Galerisi’nin dört ayrı mekânını tamamen dönüştüren bütünlüklü bir deneyim yaratıyor.

Echolalia ve Metamorphlings’in Dünyası
Echolalia, Björk’ün yaklaşan albümünden bir enstalasyonla açılıyor. Bu çalışma, sanatçının son döneminde yeniden yoğunlaştığı dönüşüm ve kolektif üretim temalarına giriş niteliği taşıyor. İkinci ve üçüncü galeriler ise Björk’ün 2022 tarihli Fossora albümüyle birlikte ortaya çıkan iki güçlü işine ayrılmış.
Ancestress, yaşamın döngüsel doğasına odaklanan bir ağıt niteliğinde. Bulutlarla çevrili bir İzlanda vadisinde çekilen iş, kırmızı tonlarında kostümlere bürünmüş müzisyenler ve dansçılardan oluşan ritüel bir yürüyüşü sahneliyor. Björk ve oğlu Sindri Eldon’un da içinde yer aldığı bu kortej, gongun sesiyle vadinin derinliklerine doğru ilerleyerek adeta yaşamla ölüm arasındaki geçişi bedenleriyle resmediyor. Çalışmada kullanılan maskeler ve ritüel objeler, uzun yıllardır Björk’le birlikte üreten James Merry tarafından tasarlanmış.

Sorrowful Soil ise Björk’ün 2018 yılında kaybettiği annesi, çevre aktivisti Hildur Rúna Hauksdóttir’e adanmış çok katmanlı bir koro çalışması. Erupting Fagradalsfjall yanardağının lav akıntıları üzerinde süzülen oval video, galeride yerleştirilen otuz ayrı hoparlör aracılığıyla Hamrahlíð korosunun her bir sesini tek tek yayıyor. Ziyaretçi mekânda dolaştıkça hem bireysel hem kolektif insan deneyimi arasında akışkan bir duyusal geçiş yaşıyor.
Björk’ün sergisiyle eşzamanlı olarak James Merry’nin ilk retrospektifi Metamorphlings de izleyiciyle buluşuyor. Maskeyi merkezine alan sanatçı, on yılı aşkın üretiminde geleneksel el işçiliğini avangard bir estetikle buluşturuyor. Sergide, Björk için tasarladığı maskelerin yanı sıra Tilda Swinton ve Iris van Herpen gibi isimler için ürettiği çalışmalar da yer alıyor. Merry, maskeyi dönüşümün aracı ve kimliğin akışkanlığını ortaya çıkaran bir eşik olarak yorumluyor.
Björk ve James Merry’nin sergileri, 30 Mayıs 2026’da Reykjavik Sanat Festivali’nin açılış gününde Ulusal İzlanda Galerisi’nde kapılarını açacak. 20 Eylül’e kadar sürecek sergiler, hem Björk’ün hem Merry’nin yaratıcı evrenlerine derinlemesine bir bakış sunuyor.


