Mekânlar ve Sanat Sadık Paşa Konağı: Surp Yerrortutyun Ermeni Katolik Kilisesi, Tersane, Lucca - ArtDog Istanbul
:mentalKLINIK, Meczup Şairler, 2025.

Mekânlar ve Sanat Sadık Paşa Konağı: Surp Yerrortutyun Ermeni Katolik Kilisesi, Tersane, Lucca

PİLEVNELİ, Eylül ayında Surp Yerrortutyun Ermeni Katolik Kilisesi, Sadık Paşa Konağı, Dolapdere, Tersane ve Lucca gibi farklı mekânlarda düzenleyeceği sergi ve etkinliklerle yeni sezona başlıyor.

/

Eylül ayında sanat sezonunun açılışıyla birlikte PİLEVNELİ, sergiler, özel buluşmalar ve partilerden oluşan programıyla İstanbul’un sanat gündemine yeni bir soluk getiriyor. 18. İstanbul Bienali ve 20. yılını kutlayan Contemporary Istanbul’un nadiren kesişen takvimleriyle aynı döneme denk gelen etkinlikler; Surp Yerrortutyun Ermeni Katolik Kilisesi, Sadık Paşa Konağı, Tersane Istanbul ve Lucca gibi şehrin farklı semtlerindeki mekânlarda gerçekleştiriliyor. Kişisel ve karma sergilerden yaratıcı işbirliklerine uzanan programı derledik.

Erdoğan Zümrütoğlu’nun Surp Yerrortutyun Ermeni Katolik Kilisesi’ndeki “MEÇHUL Öğrenci Anıtı için Modüller” sergisinden. Fotoğraf: Gökhan Atılmış.

Surp Yerrortutyun Ermeni Katolik Kilisesi

Meçhul Öğrenci Anıtı İçin Modüller

Erdoğan Zümrütoğlu

16 Eylül – 15 Kasım 2025

Akbank
Akbank Mobil

İstanbul’un kültürel hafızasında özel bir yere sahip olan Odakule’de bulunan Surp Yerrortutyun Ermeni Katolik Kilisesi Erdoğan Zümrütoğlu’nun yeni kişisel sergisi Meçhul Öğrenci Anıtı İçin Modüller adlı politik başlık taşıyan eserlere ev sahipliği yapacak. Sanatçının 2018-2023 döneminden tuval işleri ve heykelleri yeni bir mekânda yen izleyici ile buluşacak. “Meçhul Öğrenci Anıtı” başlığı Ece Ayhan’ın 1970 tarihli şiirine hem görsel bir yanıt hem de bir saygı duruşu niteliği taşıyor. Ayhan bu şiiri 1969’da İstanbul’da, dönemin siyasal kutuplaşması içinde öldürülen üniversite öğrencisi Battal Mehetoğlu’nun anısına kaleme almıştı. Zümrütoğlu’nun eserleri ise, Ayhan’ın şiirindeki duygusal ve politik yoğunlukla sessiz bir diyalog kuruyor; doğrudan göndermeler yapmadan, yoğunluğu hissettiren bir bağ kuruyor.

Sergideki resimler, günümüzün politik krizlerini, sosyopolitik çöküşlerini ve insanlık onuruna yönelmiş tehditleri sorgulayan bir yüzleşmeye davet ediyor. İzleyici öfkesini, yasını ya da çaresizliğini fark ediyor; bastırılmış travmalarla ve insanlığa karşı işlenmiş suçlarla adeta göz göze geliyor. Başlıktaki “modüller” kelimesi ölçülebilir, sistemli ve sayısal bir çağrışım uyandırsa da resimlerin dünyası bundan çok farklı. Sanatçının öğretmek ya da yönlendirmek gibi bir niyeti yok. Meçhul Öğrenci Anıtı için Modüller, klasik anıt kavrayışına alternatif bir öneri sunuyor: yıkıcı ama kurucu, maddi ama belirsiz bir anıt. Figüratif anlatım ile malzemenin fiziksel varlığı arasındaki gerilim, sergide açıkça hissediliyor. Figürler, boya katmanları altında silikleşiyor; bazı bölümler belirginleşiyor, diğerleri neredeyse yok oluyor. Bu parçalanmışlık yalnızca estetik değil, aynı zamanda temsiliyetin sınırlarını ve kimliğin kırılgan doğasını sorgulatan bir araç. Resmin temsili bir araç olma işlevi geri planda, fiziksel ve kavramsal varlığı ön planda. Surp Yerrortutyun Ermeni Katolik Kilises’nin 16. yüzyıla uzanan bir geçmişi var; 19. yüzyılda Garabet Balyan’ın katkılarıyla yeniden inşa edilmiş. Surp Yerrortutyun sadece ibadet yeri değil; kültürel ve sosyal bir odak, Doğu ile Batı arasında görsel ve düşünsel bir geçiş alanı. Zümrütoğlu’nun resimleri, bireysel ve içsel dünyaya odaklanıyor; kilise bu sessizlik ve yalnızlığa kolektif bir ses kazandırıyor.

Sadık Paşa Konağı. Fotoğraf: Engin Aydeniz.

SADIK PAŞA KONAĞI

27 Eylül – 28 Ekim 2025

Daha önce Mecidiyeköy Likör Fabrikası, Kaplankaya ve Yalıkavak’ta sergiler gerçekleştiren galeri, en son Markiz’de :mentalKLINIK’in DEHŞETLİ GÜZEL performansının ardından şimdi Surp Yerrortutyun Kilisesi’yle birlikte Cihangir’in tarihi ve sembolik yapılarından Sadık Paşa Konağı’nda 27 Eylül – 28 Ekim 2025 tarihleri arasında özel bir grup sergisi sunuyor. Türkiye’nin farklı bölgelerinde ki mekânlar böylece güncel sanat yoluyla dönüşüyor.

Mecidiyeköy Likör Fabrikası’nda 2019 yılında gerçekleştirilen Fabrika’da: 10 Sanatçı / 10 Bireysel Pratik sergisine bir gönderme niteliği taşıyor. O dönemde çok dikkat çeken bu sergi, farklı pratikleri bir araya getirirken, Daniel Firmanın Loxodonta” (2017) isimli, tavandan hortumla asılmış dev fil heykeliyle çok konuşulmuştu. Sergiyi görenler, bu kocaman fil heykelini hatırlayacaktır.

Şimdi ise sergi, farklı kuşak ve coğrafyalardan sanatçıların işlerini bir araya getiriyor. Sergide :mentalKLINIK, Bora Akıncıtürk, Rasim Aksan, Nevin Aladağ, Refik Anadol, Banu Anka, Lal Batman, Johan Creten, Ali Elmacı, Ryan Gander, Kevin Francis Gray, Daniel Knorr, Göksu Kunak, Arik Levy, Tony Matelli, Ersan Mondtag, Frank Nitsche, Serkan Sarıer, Erwin Wurm, Pınar Yolaçan ve Erdoğan Zümrütoğlu’nun işleri, kişisel pratikleri gözler önüne sererken mekânla kurulan etkileşimi de görünür kılıyor.

Sadık Paşa Konağı ise kendi başına bir tarih anlatısı sunuyor. 460 metrekarelik arsa üzerine altı kat ve çatı katıyla inşa edilmiş, 24 odasıyla 1320 metrekarelik kapalı alana yayılan 1850’de Polonyalı asker, yazar ve siyasetçi Michal Czajkowski –Müslüman olduktan sonraki adıyla Mehmet Sadık Paşa– tarafından yaptırılan bu yapı, zaman içinde farklı işlevler üstlenmiş; bir dönem Japon Konsolosluğu olarak diplomatik temaslara, Amerikan Kültür ve Sanat Dershanesi olarak eğitim faaliyetlerine, Kocataş ailesinin kışlık evi olarak konut yaşamına, daha yakın dönemde ise çok sayıda film seti ve kültürel etkinliğe ev sahipliği yapmış. Yüksek tavanlı odaları, süslemeli ahşap doğramaları ve Boğaz’a bakan konumu ile Sadık Paşa Konağı, geçmişteki tüm bu yaşam izlerini taşırken bugün ise PİLEVNELİ’nin dokunuşuyla güncel sanatın beklenmedik karşılaşmalarına konu oluyor.

DOLAPDERE

Meczup Şairler

:mentalKLINIK

18 Eylül – 18 Ekim 2025

PİLEVNELİ, mekânların tarihi dokusunu güncel sanatla buluştururken, kendi mekânında Dolapdere’deki galeri binasında :mentalKLINIK’in MECZUP ŞAİRLER sergisiyle doğrudan bugüne ve gelecek ihtimallerine odaklanıyor. Sergi, kriz hâlindeki bir dünyayı ve bu dünyanın olası geleceklerini tartışmaya açıyor; izleyiciyi hem şimdiki zamanın hem de olası geleceklerin izlerini takip etmeye davet ediyor.

MECZUP ŞAİRLER, dijital ve fiziksel düzlemleri aynı anda açımlayarak izleyiciyi çift katmanlı bir gerçekliğe davet ediyor: heykeller, mekânsal yerleştirmeler ve robotik üniteler bir yanda; sentetik kâhinlerin hâkim olduğu meta-sinematik alan öte yanda. :mentalKLINIK bu sergide “yoğun, taşan bir ekosistem” yaratıyor. Burada delilik, bir direniş ve sözdizimsel oyun olarak yayılıyor; Anadolu’nun sistem-dışı bilgelik taşıyıcısı “meczup” arketipi bu deneyimi şekillendiriyor.

Unreal Engine 5’te üretilmiş bu “beden-sonrası” profillerin belleğinde on yıllık şiirsel sürecin ürünü Meczup Şiirler var. Duygusal spamler, algoritmik mırıltılar ve tekno-fetiş hayal kırıklıkları çöküşün dijital yankılarını oluşturuyor. Dijital varlıkların yazdığı Meczup Şiirler aracılığıyla, çöküşümüzü mü yoksa ifade edemediğimiz duyguların dile gelmesini mi gözlemleyeceğimizi sorguluyoruz.

MECZUP ŞAİRLER, âdeta “deli” ile “veli” arasındaki sınırın bulanıklığını keşfetmeye davet ediyor. Batı düşüncesinde delilik, çizilmiş sınırlarla tartışılır; burada ise sınırlar hareketli, akışkan ve bulanık. Sergideki “meczuplar” yoğun bir veri ve enformasyon havuzundan besleniyor; hakikat belki net değil ama bilgi, duygu ve dijital izlerin karmaşasında varlık gösteriyorlar. Fakat tüm bu bilgiye sahip olmak, hakikate ulaşmaktan çok veri içinde hakikatin yokluğuna işaret ediyor gibi.

Dijital meczuplar gerçekten var mı, yoksa bizler, hepimizin terapiye ihtiyacı olduğu bu dönemde, veri havuzlarının içinde meczuplaştık mı? Bunca enformasyonun arasında ve istediğimiz bilgiye bu kadar hızlı ulaşabildiğimiz bir çağda, hakikate neden daha da uzaklaşmış gibi görünüyoruz? İşte sergi, tam da bu soruların gölgesinde dolaşıyor; izleyici, dijital ve fiziksel arasındaki bu bulanık sınırları deneyimlerken, kendini veri, his ve bilinç arasında sürekli bir arayışta buluyor.

:mentalKLINIK, Almost Surprised, 2025 (PİLEVNELİ x Lucca işbirliğiyle)

LUCCA BEBEK

ALMOST SURPRISED

:mentalKLINIK

19–28 Eylül 2025

İstanbul sanat sezonu açılırken, Brüksel merkezli sanatçı ikilisi :mentalKLINIK, Bebek’in ikonik buluşma noktası Lucca’yı dokuz günlüğüne sahipleneceğini duyurdu.19–28 Eylül tarihleri arasında deneyimlenebilecek sergi, sanatçı ikilisinin mekâna dönük müdahaleleriyle Lucca’yı sanat bağlamında yepyeni bir okuma alanına dönüştürüyor.

PİLEVNELİ ve Lucca işbirliğiyle gerçekleşen Almost Surprised, Lucca tarihinde ilk kez kapsamlı bir kavramsal “takeover” yaratıyor; mekânı alışılmış ritminden çıkarıyor ve izleyiciyi farklı bir deneyime açıyor. Duyusal kodlarla yüklü sahnede, gündelik yaşam adeta performansa dönüşüyor ve izleyiciler “gül, paylaş ve döngüde kal” çağrısıyla bu deneyimin bir parçası hâline geliyor.

:mentalKLINIK’in müdahaleleri, Lucca’yı yaşayan bir sosyal medya akışına çeviriyor. Sosyal davranışlar, haz üretimi ve algoritmik arzular mekânda dolaşıyor, misafirler de bu sonsuz akışın bir parçası oluyor. “Beğen–paylaş–takip et” kültürü, ayna kaplı yüzeyler aracılığıyla yeniden kurgulanıyor; görülmenin hazzı ile dijital içerik haline gelmenin getirdiği hafif rahatsızlık arasındaki o kaygan dengeyi izleyici bizzat deneyimliyor.

CI 20. EDİSYON

24–28 Eylül 2025 tarihleri arasında Tersane İstanbul’da gerçekleşecek Contemporary Istanbul’un 20. edisyonunda Hall A Loft’ta :mentalKLINIK, Bora Akıncıtürk, Rasim Aksan, Nevin Aladağ, Refik Anadol, Banu Anka, Lal Batman, Cindy Bernhard, Johan Creten, Ali Elmacı, Kevin Francis Gray, Daniel Knorr, Arik Levy, Tony Matelli ve Erdoğan Zümrütoğlu’nun eserlerini sergileyecek.

TERSANE İSTANBUL’A/ALTERNATİF MEKÂN

Tersane İstanbul, Contemporary Istanbul ile birlikte geliştirdiği “Extended Format” yaklaşımıyla sergi mekânlarını fuarın ötesine taşıyor. Bu model, uluslararası sanat takviminin en yoğun döneminde seçili galerilere Tersane’de özel bir alan açıyor. PİLEVNELİ de bu kapsamda Contemporary Istanbul dahilindeki seçkisinin ardından 23 Kasım’a kadar Tersane İstanbul’a konuk olmaya devam edecek.

Previous Story

Bir Dokuma Hafızası: 90’lardan Beri Halı’dayız

0 0,00