7-15 Kasım tarihleri arasında Büyülü Fener Kızılay Sineması’nda gerçekleşen 35. Ankara Uluslararası Film Festivali, 15 Kasım akşamı düzenlenen ödül töreniyle sona erdi. Hemme’nin Öldüğü Günlerden Biri’nin öne çıktığı Ulusal Uzun Film yarışmasında “En İyi Film” ödülü ise geçtiğimiz haftalarda kaybettiğimiz Ankara Film Festivali başkanı İnci Demirkol anısına takdim edildi.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sinema Genel Müdürlüğü, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Ankara Büyükşehir Belediyesi, Çankaya Belediyesi ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun destekleriyle Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından düzenlenen 35. Ankara Uluslararası Film Festivali, 7-15 Kasım tarihleri arasında Büyülü Fener Kızılay Sineması’nda gerçekleşti. “Ulusal Uzun Film”, “Ulusal Kısa Film” ve “Ulusal Belgesel Film” yarışma seçkileriyle yine göz dolduran festivalde, daha önce büyük ödülü kazanmış filmlerin seyirciyle yeniden buluştuğu “35’e Özel” ve genç kadın yönetmenlerin başarılarını kutlayan “Bir Kadın Filmi” gibi özel seçkiler de seyirciden büyük ilgi gördü.
Başkanlığını oyuncu ve yönetmen Onur Saylak’ın üstlendiği Ulusal Uzun Film Yarışması’nın jürisinde ise oyuncu Serkan Keskin, kurgu sanatçısı Çiçek Kahraman, oyuncu Burcu Biricik ve yazar-film eleştirmeni Burçak Evren yer alıyordu. Tunahan Kurt’un ilk uzun metraj filmi Karganın Uykusu’nun (2023) geçtiğimiz sene büyük ödüle uzandığı yarışmada bu sene dağıtılan ödüller ise şöyle oldu:
“En İyi Film” ve “En İyi Yönetmen” ödülleri, Altın Koza Film Festivali’nde jüri başkanı Nuri Bilge Ceylan’dan övgüler toplayarak büyük ödülüne uzanan Hemme’nin Öldüğü Günlerden Biri filmiyle Murat Fıratoğlu’na takdim edildi. Film, çalıştığı domates kurutma işinde parasını alamayan Eyüp’ün patronu Hemme’yi öldürmek için çıktığı neredeyse absürt yolculuğu anlatıyor. Fıratoğlu’nun senarist ve yönetmen kimliğinin yanı sıra başrolü de üstlendiği ilk filmi, Kiarostami sinemasını hatırlatan dünyasıyla ve seyirciyi oldukça coşkulandıran final sahnesiyle dikkat çekiyor.
Eşik (2016) ve Koridor (2021) filmleriyle bağımsız sinemada heyecan verici işler yapmaya devam eden Erhan Tahhuşoğlu’nun son filmi Döngü ise, “Onar Kutlar En İyi Senaryo” ödülünün yanı sıra Serpil Gül’ün harika performansıyla “En İyi Kadın Oyuncu” ödülünün de sahibi oldu. Film, yıllardır evine gündeliğe gittiği 75 yaşındaki Ayten ve evde sigortasız çalıştırılan 25 yaşındaki Lena arasında kalan Sevim’in yaşadığı etik ikilemi merkezine alıyor. Sınıf tartışmalarına farklı pencerelerden bakmayı başaran film, kartlarını zekice oynayan senaryosuyla büyük beğeni toplamayı başardı.
“SİYAD En İyi Film” ödülünün sahibi olan Büyük Kuşatma ise festivalden ödülle dönmeyi başaran filmler arasında yer aldı. Alp Öyken, harikulade performansıyla “En İyi Erkek Oyuncu” ödülüne uzanırken Natali Yeres de “En İyi Sanat Yönetmeni” dalında ödüllendirildi. Hinterlant (2017) isimli kısa filmiyle dikkatleri çeken Sinan Kesova’nın ilk uzun metraj filmi olan Büyük Kuşatma, eşinin vefatından sonra yeni bir başlangıç yapma umuduyla yaşayan Macit’in hikâyesini anlatıyor.
“En İyi Görüntü Yönetmeni” dalında ödüllendirilen Gecenin Kıyısı, Türker Suer’in ilk uzun metraj filmi olarak dikkat çekiyor. Öz kardeşi Kenan’ı çıkacağı askeri mahkeme için Malatya’ya götürmekle görevlendirilen genç subay Sinan’ın yaşadığı şüphe ve gerilim dolu gece yolculuğunu takip eden film, 15 Temmuz gecesini kendine arka plan olarak seçmesine rağmen iki kardeş arasındaki gerilime ve itaat kavramına odaklanırken kurgu ve sinematografi gibi teknik alanlarda da göz dolduruyor
“Mahmut Tali Öngören En İyi İlk Film” ödülü ise kısa filmleriyle dünya çapında birçok festivalden ödülle dönen Doğuş Algün’ün ilk uzun metraj kurmaca filmi Ölü Mevsim’e verildi. İstanbul’un varoşlarında yaşayan Nimet ve Öznur kardeşlerin toplum baskısı altında yavaş yavaş parçalanan hayatlarına odaklanan ve incelikli senaryosuyla öne çıkan film, Ece Yaşar ve Serkan Ercan ikilisine de “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” ve “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” ödüllerini kazandırdı.
“En İyi Özgün Müzik” ödülü ise usta oyuncu Bülent Emin Yarar’ın performansıyla öne çıkan Hakkı filmine layık görüldü. Film, evinin bahçesinde bulduğu tarihi eserden kazandığı parayla zengin olma hayallerine düşen ve bu hayalleri bir takıntı uğruna getiren orta yaşlı Hakkı’nın sürüklendiği karanlık yolculuğu anlatıyor. 31. Adana Altın Koza Film Festivali’nde “Adana İzleyici Ödülü”nün de sahibi olan film, Hikmet Kerem Özcan’ın ilk uzun metraj filmi.
35. Ankara Uluslararası Film Festival – Ulusal Uzun Film yarışmasında yer alan diğer filmler arasında ise; uğradığı cinsel taciz sonrası içinden geçtiği travmatik süreçte toplumsal baskılarla boğuşurken nişanlısıyla yaşadığı ilişkide de zorluklar yaşayan genç bir kadının hikâyesini anlatan Belkıs Bayrak’ın ilk uzun metraj filmi Gülizar; prestijli bir liseye kabul alan 13 yaşındaki Fidan’ın ailesindeki üzücü olaylardan ötürü evden ayrılma sürecinde yaşadığı zorlukları anlatan Ayçil Yeltan’ın ilk uzun metraj filmi Fidan; işten kovulduktan sonra eski nişanlısıyla yeniden bir araya gelen Orhan’ın içine düştüğü yabancılaşma dönemini gerçeklik ve rüyalar arasındaki ilişki üzerinden ele alan Murat Düzgünoğlu’nun son filmi Köpekle Kurt Arasında; eşinin vefatından sonra yalnızlık korkusu yaşayan ve yeniden evlenmek isteyen Sultan’ın bir kadın olarak toplumda var olma çabalarını anlatan ve 61. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden büyük ödülle dönen Nadim Güç’ün ilk uzun metraj filmi Mukadderat yer alıyordu.
Belgesel ve Kısa Film Seçkilerinde Aile Teması
Oyuncu Ece Yüksel, yazar-yapımcı Melikşah Altuntaş ve akademisyen-yazar Ruken Öztürk’ün ana jürisini oluşturduğu Ulusal Kısa Film Yarışması’nda “En İyi Kısa Film” ödülünün sahibi Yasin Tekintangaç imzalı Morî oldu. Film, babasından kalan tek hatırası bir ses kaydı olan küçük Morî’nin okula yeni gelen bir öğretmenle kurduğu duygusal bağı anlatıyor. “Jüri Özel Ödülü”ne layık görülen iki kısa film ise, annelerinin sevgisini kazanmak için birbirleriyle gizli bir mücadeleye giren iki kız kardeşi anlatan Oben Yılmaz imzalı Günaydın Anne ve annesinin ölümünün ardından tek başına dolaşmaya başlayan küçük bir kızı anlatan Selin Öksüzoğlu imzalı Görüşürüz Kaplumbağa oldu. Seçkide yer alan diğer kısa filmler ise şöyleydi; Dilan Hakkında Konuşmalıyız (Umut Şilan Oğurlu), Eko (Mehveş Topçuoğlu), Hayaller, Umutlar ve Dönen Yunuslar (Burak Aydın), Kabuk (Sema Güler), Kaçmandan Çok Korktum (Nur Özkaya), Kravat (Çamran Azizoğlu), Rehber (Mert Erez), Sinan (Kadri Doğan), Tavuk Suyuna Çorba (Deniz Büyükkırlı) ve Telaşlı Parlama (Erman German).
Ana jürisinde yönetmen-yapımcı Nihan Gider Işıkman, yönetmen-fotoğraf sanatçısı Ulaş Tosun ve yazar-yönetmen Berna Gençalp’in yer aldığı Ulusal Belgesel Film kategorisinde büyük ödülün sahibi ise Bahar Bektaş’ın yazıp yönettiği ve bir ailenin köklerinden koparılma hikâyesi üzerinden yeni başlangıçların duygusal dünyalarını keşfeden Sürgün Asla Bitmez filmine takdim edildi. Bu seçkide “Jüri Özel Ödülü”nün sahibi olan İlkay Nişancı imzalı Zamanın Kıyısında Sınav ise Hatay’da deprem sonrası yıkılmış kentlerinin hatıralarını hafızalarından itmeye çalışırken üniversite sınavına hazırlanmak zorunda kalan öğrencilere odaklanıyor. Bu seçkide yer alan diğer belgesel filmler ise şöyleydi; Domates Biber Depresyon (Aybüke Avcı), Işığın Hasadı (Esin Özalp Öztürk), İyi Ölüm (Hasan Ete), Kilikya’ya Yolculuk (Perihan Taş Öz), Kökleri Dışarıda (Baran İsmail Ulaş) ve Oya (Sevinç Baloğlu).
