Fotoğraf: Cemal Emden

Yeniden İstanbul Modern

///

Müze binasının Galataport projesi kapsamında yeniden inşa edilmesiyle faaliyetlerine geçici olarak Beyoğlu Meşrutiyet Caddesi’ndeki eski Union Française binasında devam eden İstanbul Modern, beş yıl aradan sonra sergi salonları, fotoğraf galerisi, eğitim ve sosyal programları, kütüphane, sinema, restoran ve mağazasıyla Karaköy’deki eski yerine geri döndü.

Müzenin yeni binası, dünyadaki simge kültür sanat kurumları ve müzelerin mimarisinde imzası olan Renzo Piano’nun kurucusu olduğu Renzo Piano Building Workshop (RPBW) tarafından tasarlandı.

Renzo Piano’nun Türkiye’deki ilk projesi olma özelliği taşıyan ve her türlü kültür-sanat, eğitim faaliyetlerine olanak tanımak üzere ziyaretçiyi odağına alarak planlanan yeni bina, müzenin kurucu sponsoru Eczacıbaşı Topluluğu ve ana sponsoru Doğuş Grubu-Bilgili Holding’in ortak katkısıyla inşa edildi. 10 bin 500 metrekarelik kullanım alanına sahip beş katlı müze binası, büyük sergi salonları, çok amaçlı mekanlar, ofisler, eğitim ve farklı kültürel etkinlikler ile diğer pek çok faaliyet için alanlar barındırıyor.

Boğaziçi’nin ışık yansımalarıyla pırıldayan sularından ilham alınarak tasarlanan şeffaf yeni müze binası, üç boyutlu biçimlendirilmiş alüminyum panellerle kaplı cephesiyle günün her saatinde değişen güneş ışığı ve sudan gelen yansımalarla ışık ve gölge oyunları yaratıyor.

İstanbul Modern’in ziyaretçiler için daha çok alan yaratmak amacıyla ücretsiz olarak kurgulanan zemin katında kütüphane, bilgilendirme noktaları, eğitim atölyeleri, kafe ve mağaza yer alıyor. Binanın ana kütlesinin altındaki şeffaf cam çit ise heykellerin dış mekanda sergileneceği etkinlik alanlarının yanı sıra çocuk atölyeleri için bölümler sunuyor. Müzenin şeffaf bir tasarıma sahip zemin katı aynı zamanda ziyaretçilerin Tophane Parkı ve kıyı şeridi arasında bağ kurmasını da sağlıyor.

Binanın birinci katında fotoğraf galerisi, kısa süreli sergi salonu, eğitim ve etkinlik odaları bulunuyor. Aynı katta İstanbul Modern’in Antrepo binasında olduğu gibi Boğaz ve Tarihi Yarımada manzarasına sahip terasıyla restoranı konumlanıyor. Müzenin koleksiyon ve süreli sergi salonları ise ikinci katta yer alıyor. Binanın çatısını tamamen kaplayan yansıtma havuzu ve üzerine yerleştirilen platform, suyun üstündeki kent yansımasıyla denizi bütünleştirerek benzersiz bir seyir deneyimi sunuyor.

Yeni müze binasına özel yapıtlar

Müzenin yeni binası için özel olarak davet edilen Olafur Eliasson, mekana özgü bir yerleştirme üretti. Üç parçadan oluşan Senin beklenmedik seyahatin adlı yapıt, binanın merkezindeki merdiven boşluğunda farklı katlara yayılarak izleyiciye dinamik bir müze deneyim sunuyor. Refik Anadol’un Sonsuzluk Odası: İstanbul Boğazı adlı mekana özgü yerleştirmesi ise İstanbul Boğazı’ndaki anlık meteorolojik dönüşümle ilgili veri ve temalara odaklanıyor. Yapıt, 360 derece aynalı bir odada anlık verileri dijital teknolojiler kullanarak işliyor ve hareketli görseller yaratıyor.

İlginizi çekebilir:  Yaşamsal Bir Biçimde Bedeni Kullanma İsteği

Heykel sanatından örnekler

Yeni müze binasının dış etkinlik alanı, heykel sanatının önemli örneklerine ev sahipliği yapıyor. Adrian Villar Rojas’ın 14. İstanbul Bienali kapsamında Büyükada’da sergilendikten sonra İstanbul Modern’in koleksiyonuna dahil edilen Tüm Annelerin En Güzeli (I) adlı yapıtının yanı sıra Richard Deacon’un Ev Modeli, Anselm Reyle’nin Yeraltı Dünyasının Üstünde ve Toz Çökerken, Yılmaz Zenger’in Bence Ayça, Selma Gürbüz’ün Avrupalılar başlıklı çalışmaları izleyiciyle buluşuyor. Anthony Cragg’in Runner adlı yapıtı İstanbul Modern’in giriş platformunda yer alırken, Richard Wentworth’ün Sahte Tavan adlı yerleştirmesi ise zemin kattaki lobide, Antrepo binasından sonra yeniden ziyaretçilerle bir araya geliyor.

Yeni binada beş yeni sergi

İstanbul Modern’in yeni müze binasında beş yeni sergiyi de ziyaretçiyle buluşturuyor. Müzenin koleksiyonundan kapsamlı bir seçki sunan Yüzen Adalar başlıklı sergi, çoğu ilk kez sergilenecek yapıtları barındırıyor. Türkiye ve dünyadan 110 sanatçı ve iki sanatçı ikilisine ait 280’den fazla yapıt, koleksiyon ve süreli sergi salonlarının yanı sıra yeni müze binasının farklı mekanlarında izleyicilerle buluşuyor. Müzenin fotoğraf galerisi günümüz sinemasının en özgün yönetmenlerinden Nuri Bilge Ceylan’ın Başka Bir Yerde adlı fotoğraf sergisini ağırlıyor. Sergi sanatçının Türkiye’nin yanı sıra Hindistan, Gürcistan, Çin, Fas ve Rusya gibi dünyanın farklı coğrafyalarında çektiği 22 büyük portreden oluşuyor.

Kadın sanatçıların üretimlerini desteklemek ve çalışmalarını daha görünür kılmak amacıyla 2016 yılında kurulan İstanbul Modern Kadın Sanatçılar Fonu aracılığıyla müze koleksiyonuna dahil edilen yapıtlar ise Hep Buradayız adlı sergide ilk kez bir adaya getiriliyor. Sergi, farklı kuşaklardan Türkiye sanat tarihinde önemli yere sahip kadın sanatçıların araştırdığı beden politikaları, bellek ve tarih yazımı gibi temalar çerçevesinde bir kurgu sunuyor.

Mimarinin inşası

Renzo Piano: Yerin Ruhu sergisi müzenin ücretsiz olarak erişilebilen zemin katındaki kütüphanenin girişinde yer alıyor. Sergide Piano’nun kurucusu olduğu Renzo Piano Building Workshop (RPBW) tarafından tasarlanan İstanbul Modern’in yeni müze binasının hikayesi, RPBW’nin öne çıkan diğer kültür sanat yapılarının mimarisiyle birlikte sunuluyor. Müzenin yapım sürecini fotoğraflayan Cemal Emden’in “Mimarinin İnşaası” başlıklı seçkisi dönüşümü belgeliyor. Sergi, Emden’in müze binasının inşa sürecini anlatan fotoğraflarına da yer veriyor.

Previous Story

Shakespeare Müzesi

Next Story

Depo’da Sergi Söyleşisi

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.

Verified by MonsterInsights