Pandemi ve Sanatçıların İç Dünyası – Burcu Perçin

/

Küresel salgın, sağlığımız ve sevdiklerimizin sağlığından endişe etmek, ekonomik gerçeklikler, fiziksel yakınlık kuramamak; ilk kez yaşanan, bambaşka bir yeni ‘normal’… Neredeyse tüm dünyayı saran küresel korona virüsü salgını sürecinde herkes gibi sanatçılar da evlerinde, izolasyonda, kendilerinin ve sevdiklerinin sağlığından endişeli ve bu tarz bir ‘yaşam stili’ni ilk kez deneyimliyor. Pandemi ve izolasyon deneyimi; kimi sanatçılarda sanata, üretimlerine odaklanmak şeklinde tezahür ederken, kimi sanatçılarınsa süreci anlamak, sindirmek üzere kendi içlerine dönmelerine vesile oluyor. Farklı disiplinlerden 15 sanatçıya aşağıdaki tek paragraflık soruyu yönelttik.

Şu an hayatta olan insanlar korona virüs gibi global bir salgınla ilk kez karşılaşıyor. Ve dünyada pek çok şey değişti, değişiyor. Bu yaşananların sizin iç dünyanıza, üretiminize, yer verdiğiniz temalara etkisi nasıl oldu, olacak? Yaratıcılığınızı nasıl şekillendireceğini düşünüyorsunuz?

2020’nin sonbahar sezonunda Hayalimdeki Başyapıt adını verdiğim projemi izleyiciyle buluşturmayı planlıyordum. Şu an bu olasılığı çok düşük tutmama rağmen, bu seriye büyük bir heyecan ve tutkuyla devam ediyorum. Elimde yeni eskizlere kaynak oluşturacak arşivimin olması bir şans. Atölyemin evimle aynı sokakta, çok yakın olması büyük bir özgürlük bu dönem benim için. O yüzden düzenli bir şekilde üretimime devam edebiliyorum. Elbette ilk haftalar konsantre olmakta zorlandım, ama şimdi gerekli önlemleri alarak nasıl yaşayacağımızı oturtmaya başladığımız için daha sakin ve konsantre bir şekilde üretebiliyorum. Hatta son haftalarda bu yoğunlaşmanın heyecanını her zamankinden daha güçlü yaşamaya başladığımı hissettim. Bunun bir sebebi dikkatimi dağıtacak unsurların, yani insan ilişkilerinin azalması; bir diğeri ve bence daha önemli olan, duygusal anlamda hepimizin bir değişim ve dönüşüm içinde olduğumuz gerçeği. Yaşadığımız dönemin, duygusal ve psikolojik şartlarının yansısı bir anlamda yaratıcı edimi tetikliyor. Eminim ileriki tarihlerde bunu çok daha etkili bir şekilde göreceğiz.

İlginizi çekebilir:  "Aşk'lâ"yı Görmek İçin Son Günler

Ele aldığım temalara gelince, genelde çevresel konulara derin bağlılıkla hareket ettim. Terk edilmiş sanayi tesisleri, tahrip edilen doğa, taş ve mermer ocakları, sentetik doğa manzaraları gibi var oluşumuzu bir tehdit haline getiren çevre sorunlarını mesele edindim. Doğayla olan sorunlu ilişkimizi ortaya koyan güncel konuları işledim.

Son dönem üzerinde çalıştığım seri ise antik dünyayı temel alarak, insanoğlunun doğa üstündeki eski ve yeni inşa formlarını buluşturmasını ve araştırmasını yansıtıyor. Bu anlamda çok zengin bir coğrafyada olmamız; bu kültürel, sanatsal zenginliği daha görünür kılma arzusu uyandırıyor bende. Şu an Covid-19 virüsünün doğaya, çevremize olan davranışımızı sorgulatarak daha çok gündemimize yerleştirdiği çevresel farkındalıkları, sanatımla ifade etmeye devam edecek gibi görünüyorum…

 

Previous Story

Pandemi ve Sanatçıların İç Dünyası – Seçkin Pirim

Next Story

Pandemi ve Sanatçıların İç Dünyası – Hayal İncedoğan

0 0,00
02_ArtDog_CD_Logo_RGB_Black

BÜLTEN

Türkiye ve dünyadan haftalık kültür-sanat haberleri, inceleme yazıları, sergiler ve etkinlikleri takip et.

Bülten aboneliğinde ArtDog Istanbul’un gizlilik sözleşmesini kabul etmiş olursunuz.

Verified by MonsterInsights